BAŞKENTTEN SELAM
Türk Devletleri Teşkilatının Turizm Başkenti CELALABAD
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), içinde bulunduğumuz yıl Kırgızistan’ın Celalabad kentini, Türk Dünyasının Turizm Başkenti ilan etti. Geçen yıl bu paye Kazakistan’ın Türkistan kentine verilmiş idi.
TDT Turizm Bakanlarının yaptıkları son toplantı hakkında, Türk Dünyası kamuoyuna yönelik açıklamalar yapan, TDT Genel Skereteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev; örgütün beklentileri, potansiyel genişlemesi ve diğer kilit konulara ilişkin görüşlerini anlattı. Kuruluşun 15. Yıldönümünün de kutlandığı toplantıdan sonra konuşan Genel Sekreter; "Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından 1990'ların başında Türk dili konuşan ülkelerin ilk zirveleri yapıldı. Bu toplantılar, uluslarımızın bir araya gelme, karşılıklı anlayışı güçlendirme ve çeşitli alanlarda iş birliği için sağlam bir temel oluşturma yönündeki ortak arzusunu sembolize ediyordu. 2009 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye liderlerinin Türk Konseyi'ni resmen kuran Nahçıvan Anlaşması'nı imzalamasıyla bu arzu gerçeğe dönüştü. 2021 yılında İstanbul Zirvesi'nde Konsey, Türk Devletleri Teşkilatı olarak yeniden yapılandırılmış ve tam teşekküllü bir uluslararası kuruluş haline gelmiştir." Dedi.
Teşkilatın nispeten kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen sadece bölgede değil küresel sahnede de önemli bir oyuncu olarak kendini kabul ettirdiğini belirten Ömüraliyev; 2011 yılından bu yana, ticaret ve ekonomik iş birliğinden eğitim, kültür ve sosyal politikaya kadar geniş bir yelpazede kilit kararların alındığı düzenli liderler zirveleri düzenlendiğini vurguladı.
TDT'nin bir ittifaktan çok daha fazlası, köklü kardeşlik bağlarıyla birleşmiş bir aile olduğu için benzersiz olduğunu dile getiren Büyükelçi, şu kayda değer ifadeleri kullandı:
"Çıkar odaklı örgütlerin aksine TDT; ortak değerler, dil, kültür ve tarih üzerine kuruludur ve salt siyasi veya ekonomik iş birliğinden ziyade birlik ve dayanışma ruhunu yansıtır. Türk Devletleri sadece ekonomi ve diplomasiyi ilerletmek için değil, ortak bir gelecek inşa etmek için bir araya gelen ortaklar değil, kardeşlerdir. Yüzyıllardır süregelen bu birliktelik, ortak bir miras, gelenekler ve geleceğe yönelik ortak bir vizyonla şekillenmiştir. TDT, iş birliğinin stratejinin ötesine geçmesini sağlayarak 'Köklü Geçmiş, Güçlü Gelecek' ilkesini somutlaştırır; bu, kopmaz bir akrabalık bağıdır."
TDT üyesi devletlerin örgüte ortak üyelikleri temelinde ikili ilişkilerini giderek daha fazla geliştirdiğini belirten Ömüraliyev, bu durumun yeni fırsatlar ve perspektifler yarattığını aktardı. Kardeşlik ruhunun ikili ilişkilerin derinleştirilmesi için teşkil ettiği temellere dikkat çekti.
Teşkilatın şu anda dış politika ve ticaretten enerji, yeşil ekonomi, turizm, dijitalleşme ve hatta uzay araştırmalarına kadar 35'ten fazla farklı alanda aktif olarak faaliyet gösterdiğini belirten Ömüraliyev, en heyecan verici girişimlerden birinin de uzay sektöründeki iş birliği olduğunu kaydetti. Bişkek'teki son zirvede üye devletlerin bu alanda birlikte çalışmak üzere bir anlaşma imzaladığını kaydeden Ömüraliyev, "En iddialı projelerimizden biri, önümüzdeki yıllarda fırlatılması planlanan ortak bir uydunun geliştirilmesidir. Bu uydu, daha iyi hava tahmini, afet önleme ve verimli tarımsal yönetim sağlayarak ülkelerimizin kalkınması üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak ve mahsul veriminin değerlendirilmesi için değerli veriler sağlayacaktır." dedi.
Ömüraliyev; TDT'nin ülkeler arasında sürdürülebilir diyalog için kilit bir platform haline geldiğinin altını çizerken teşkilatın her geçen yıl bölgesel iş birliğini güçlendirmeye devam edeceğine ve küresel süreçlere önemli katkılarda bulunarak daha birbirine bağlı ve istikrarlı bir dünyayı teşvik edeceğine inandığını ifade etti.
Kendisine yöneltilen teşkilata ilerleyen dönemlerde yeni üyelerin katılıp katılamayacağı sorusuna Ömüraliyev, şu şekilde cevap verdi:
"2021 yılında örgütün yeniden yapılandırılmasıyla birlikte Nahçıvan Anlaşması'nda değişiklikler yapıldı. Yeni düzenlemelere göre, sadece bir Türk dilinin resmî veya devlet statüsüne sahip olduğu ülkeler üye veya gözlemci olabilir. Böylece genişleme kriterleri hiçbir belirsizliğe yer bırakmayacak şekilde net olarak tanımlanmıştır."
TDT'nin üye devletlerarasında ekonomik iş birliğini geliştirmek, ticareti iyileştirmek ve bölgesel entegrasyonu güçlendirmek için uyguladığı kilit girişimler ve projelerden bahseden Büyükelçi Ömüraliyev, şu açıklamayı yaptı:
"Bölgemiz Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında önemli bir kavşak noktasında yer almakta olup 4,5 milyon kilometrekarelik bir alanı kapsamakta ve yaklaşık 170 milyon insana ev sahipliği yapmaktadır. Bu stratejik konum, ticaret ve ekonomik işbirliğinin genişletilmesi için büyük fırsatlar sunmaktadır. Toplam GSYİH açısından TDT üye ülkeleri dünya genelinde 12. sırada yer almaktadır. Şu anda, toplam dış ticaret hacimleri 860 milyar dolar, ancak TDT içi ticaret bunun sadece yüzde 5'ini oluşturuyor - yaklaşık 42.3 milyar dolar. Bu rakam hala nispeten düşük olsa da, eğilim cesaret verici: sadece birkaç yıl önce sadece yüzde 3'tü. Hedefimiz bu payı mümkün olan en kısa sürede yüzde 10'a çıkarmaktır. Aynı zamanda ülkelerimiz arasındaki ikili ticaret de artıyor."
Açıklamalarında, Ortak Türk Alfabesine de değinen Büyükelçi, bu fikrin çeşitli platformlarda çokça tartışıldığını belirtti. Ortak Türk Alfabesi konusunda şu değerlendirmede bulundu:
"Bu, ulusal alfabelerin yerini alma veya devlet düzeyinde standartlaştırılmış bir yazı dayatma girişimi değildir. Bunun yerine, halklarımız arasında karşılıklı anlayışı kolaylaştırmaya yönelik pratik bir adımdır. Bu tartışmanın kökleri, entelektüellerin, filologların ve tarihçilerin on yıllar önce bu kavramı araştırdığı Bakü'ye kadar uzanmaktadır. O zaman da şimdi olduğu gibi amaç aynıydı: Türk dillerini birbirleri için daha erişilebilir kılmak. Örneğin, bir gezginin tabelalarda daha kolay gezinmesi veya edebiyatın Türk devletleri arasında daha anlaşılır hale gelmesi bu girişimin doğrudan faydaları olacaktır. Dolayısıyla, birleşik bir alfabe kültürel yakınlaşma için bir araçtır ve halklarımızı birbirine yakınlaştırma arzusuyla dilsel bağları güçlendirir.”
Türk Devletleri Başkanları
Kırgızistan'da gerçekleşen 11. Zirvenin teşkilat için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Ömüraliyev; zirvenin ana odak noktasını ekonomik entegrasyon, sürdürülebilir kalkınma, dijital gelecek ve güvenlik konularının oluşturduğunu ve Kırgızistan Başkenti Bişkek'te ülkeler arasındaki bağları güçlendirmeyi ve ortak girişimleri teşvik etmeyi amaçlayan 16 önemli anlaşma, karar ve protokolün imzalandığını kaydetti.
Büyükelçi, ayrıca 2025 yılında Kırgızistan'ın dönem başkanlığında, ülkeler arasındaki bağları derinleştirmeyi ve iş birliğini Türk dünyasının ötesine genişletmeyi amaçlayan bir dizi etkinlik planlandığını söyledi.
"Bu etkinliklerin en önemlilerinden biri, ekonomik ve sektörel etkileşimi arttırmaya yönelik önemli bir adım olarak, TDT'ye üye devletlerin hükümet başkanları ve başkan yardımcılarının ilk toplantısı olacaktır." açıklamasını yaptı.
Ömüraliyev, TDT'nin 2025 yılında Türk devletleri arasında önemli bir ilerleme ve daha derin bir entegrasyon yılı olmaya hazırlandığı yeni bir gelişmiş iş birliği ve stratejik büyüme aşamasına girdiğini vurguladı…
Türk Devletlerinin Bayrakları
2025 yılının Türk Devletleri Teşkilatının Turizm Başkenti ilan edilen Celal Abad, Kırgızistan'ın en kalabalık üçüncü ilidir. Güneybatı tarafında cevizleri ile ünlü 100 binden biraz fazla nüfuslu bir şehirdir.. Bu bölgede ayrıca kaplıca tedavisi ve dinlenme turizmi için kaynaklar vardır. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Karma bir nüfus yapısı vardır. Halkın yüzde kırkını Özbekler oluşturmaktadır. Özbekistan'a da sınırı vardır. Yemek olarak kebaplagman ve samsaları ile bilinir. Bir de İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi'nin bünyesinde kurulan Kırgız-Türk Sosyal Bilimler Enstitüsü bulunmaktadır.