İrfan Ünver NASRATTINOĞLU
Köşe Yazarı
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU
 

ŞAİR FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA 110 YAŞINDA

BAŞKENTTEN SELAM ŞAİR FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA 110 YAŞINDA Türk şiirinin büyük ustası Fazıl Hüsnü Dağlarca, 26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul’da doğdu. Yani şimdi onun doğumunun 110.yıldönümünü kutlarken, ikimi özelliklerinden de söz etmek istiyorum. Örneğin Cumhuriyetimizin 101.yılını kutladığımız bugünlerde, onun çok sevdiğim şu şiiriyle söze başlamak isterim…   Mustafa Kemal'i gördüm düşümde, Daha, diyordu. Uğruna şehit olasım geldi hemen Sabaha, diyordu. Al bir kalpak giymişti al, Al bir ata binmişti, al, Zafer ırak mı? dedim, Aha, diyordu.   Dağlarca, İlköğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta okul eğitimini Tarsus ve Adana’da tamamladıktan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nden 1933 yılında mezun olduktan sonra, babası gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerine subay olarak dahil oldu. Piyade Teğmeni olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığının Doğu, Orta Anadolu ve Trakya Bölgesindeki çeşitli Birliklerinde görev yaptı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, 1950 yılında yüzbaşı rütbesiyle askerlikten ayrıldı. 1952-1960 yılları arasında İstanbul’da Çalışma Bakanlığı kadrosunda iş müfettişi olarak çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da "Kitap" adını verdiği kitabevini açtı ve yayıncılığa başladı. 1960 yılının ilk ayında başlattığı “Türkçe” adlı derginin yayınını 1964 yılı ayına kadar dört yıl süreyle aralıksız yayımladı. “İstanbul” dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Aile, Ataç, Çağrı, Devrim, İnkılapçı Gençlik, Kültür Haftası, Türkçe, Türk Dili, Türk Yurdu, Varlık, Vatan, Yeditepe, Yücel, Yenilik ve Yön gibi dergi ve gazetelerde pe-peşe şiirlerini yayımladı. Yaşamı boyunca almış olduğu ödüllerin listesini aşağıda yazacağım ama öncelikle şu iki büyük ve önemli ödülü belirtmek istiyorum. *1967 yılında ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" *1974 yılında Makedonya’nın Struga Şiir Akşamları Şöleninde “Altın Çelenk Ödülü” Eski Yugoslavya Cumhuriyeti’nin Struga kentindeki şiir şölenlerine, hasbelkader ben de yazar olarak defalarca davetli olarak katıldım. Dünyanın çok sayıda ülkesinden, ünlü-ünsüz pek çok şair ve edebiyatçı ile tanıştım. O önemli düzenlemenin yıllarca Genel Sekreterliğini yapan Razme Kumbarovski ile etkili bir dostluk ilişkimiz oldu… O dönemlerde Makedonya Cumhuriyeti Başkanlık konseyi üyesi olan, Türk asıllı Şair Merhum Şükrü Ramo ile ağabey-kardeş ilişkimiz vardı. Ramo bir gün bana; “sen Makedonya’daki tüm kültür ve sanat etkinliklerine davet edileceksin demişti.. İşte o seyahatlerimden birisinde seçkin şairimiz Dağlarca ile beraber Türkiye delegasyonunda yer almıştım. Struga Şiir Akşamlarında Altın Çelenk Ödülü alan şairler, mutlaka “Şairler Ormanına bir fidan dikerler. Dağlarca’nın fidanının kocaman bir ağaç olduğunu da gördüm ve her Struga seyahatimde o ormanı ziyaret ettim. Yeni gelmişken, sonraki yıllarda da Dağlarca ile zaman zaman görüşmelerimiz olmuştu. Özellikle Ankara’yı teşriflerinde görüşür, sohbet ederdik. Buradaki fotoğrafta o sohbetlerimizden birisi görülmektedir. Bu arada birkaç yıl önce öğrendiğimiz bir gerçeğe de değinmek isterim. 1971 yılında Şilili şair Pablo Neruda'nın aldığı Nobel Edebiyat Ödülü için hazırlanan listede, adaylardan birisinin Fazıl Hüsnü Dağlarca olduğu 50 yıllık İsveç Akademisi arşivlerinin 2022'de kamuoyuna açılması ile ortaya çıkmıştır. Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyesiydi. Dil Devrimine ilişkin düşüncelerini Türk Dil Kurumu (TDK) Koçaklaması'nda şöyle dile getirmiştir:   "TDK’nu kurarken Mustafa Kemal’in tek mutsuzluğu vardı Türkçeyi sevdiğini daha Türkçe söyleyememek Kimilerinin şimdi tek mutluluğu var Türkçeyi sevdiklerini daha Osmanlıca söylemek..."   Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiçbir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi şiirini yarattı. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesiyle kendisi özetlemektedir: “Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.” F.Hüsnü Dağlarca ve Şair Feyzi Halıcı (Ortada) ile bir sohbette "Türk şiirinin büyük şairi" olarak tanımlanan Dağlarca, 94 yaşında zatürre tedavisi gördüğü hastanede öldü.  Ölümünden sonra Kadıköy'de yaşadığı evin müze haline getirilmesini vasiyet etmişti. Evini Kadıköy Belediyesi'ne bağışlayan Dağlarca, Mühürdar Caddesi'ndeki evinde kendisini ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'e, evinin müzeye dönüştürülmesi için vasiyette bulunmuştu. 20 Ekim 2008'de Karacaahmet Mezarlığına defnedilmiştir. Kitapları Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın birçok gazete ve dergilerde yayımlanan düzyazıları ile şiirleri bir yana 1935 yılından vefatına kadar kitap bütünlüğünde yayımlanan eserleri şunlardır: Havaya Çizilen Dünya - Çocuk ve Allah – Daha - Çakırın Destanı - Taşdevri - Üç Şehitler Destanı - Üç Şehitler Destanı - Toprak Ana - Aç Yazı - İstiklâl Savaşı İnönüler - İstiklâl Savaşı Samsun'dan Ankara'ya -  Sivaslı Karınca – Anıtkabir - İstanbul Fetih Destanı - Âsû - Delice Böcek -  Batı Acısı - Hoo'lar - Özgürlük Alanı - Cezayir Türküsü - Aylam - Türk Olmak – Yedi Memetler – Çanakkale Destanı – Dışarıdan Gazel – Kazmalama - Yeryağ -Vietnam Savaşımız- Açıl Susam Açıl - Haydi - Kubilay Destanı - 19 Mayıs Destanı – Hiroşima – Kuş Ayak - Malazgirt Ululaması – Haliç - Kınalı Kuzu Ağıdı - Bağımsızlık Savaşı:30 Ağustos – Sakarya Kıyıları - İzmir Yollarında - Gazi Mustafa Kemal Atatürk - Arka Üstü - Yeryüzü Çocukları -Yanık Çocuklar Koçaklaması- Balinayla Mandalina - Hollandalı Dörtlükler – Horaz -Yazıları Seven ayı - Çukurova Koçaklaması - Göz Masalı - Yaramaz Sözcükler - Şeker Yiyen Resimler-Cinoğlan- Çıplak - Güneş Doğduran - Hin ile Hincik - Nötron Bombası-Yunus Emre'de Olmak- Koşan Ayılar Ülkesi- Dişiboy - İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler-Takma Yaşamalar- Uzaklarda Giyinmek – Dildeki Bilgisayar- İçimdeki Şiir Hayvanı - Mustafa Kemal'in Kağnısı-Yavaşlayan Ömür - Kuşların Çektiği Kağnı… Ayrıca vefatından sonra evinde bulunan şiirleri "Kaçaklar" başlığı altına 3 kitapta toplanmıştır. Büyük şairin aldığı Ödüllerden bazıları şunlardır: 1946: Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yarışması Üçüncül 1956: Yeditepe Şiir Armağanı 1958: Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü 1966: Türkiye Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Armağan 1967: International Poetry Forum Yaşayan En İyi Türk Şairi (ABD) 1973: Arkın Çocuk Edebiyatı Üstün Onur Ödülü 1974: Struga 13. Şiir Festivali Altın Çelenk Ödülü (Yugoslavya) 1974: Milliyet Sanat Dergisi Yılın Sanatçısı 1977 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü 2005: Vehbi Koç Ödülü 2008: Kültür Sanat Hizmet Ödülü  
Ekleme Tarihi: 29 Kasım 2024 - Cuma

ŞAİR FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA 110 YAŞINDA

BAŞKENTTEN SELAM

ŞAİR FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA 110 YAŞINDA

Türk şiirinin büyük ustası Fazıl Hüsnü Dağlarca, 26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul’da doğdu. Yani şimdi onun doğumunun 110.yıldönümünü kutlarken, ikimi özelliklerinden de söz etmek istiyorum. Örneğin Cumhuriyetimizin 101.yılını kutladığımız bugünlerde, onun çok sevdiğim şu şiiriyle söze başlamak isterim…

 

Mustafa Kemal'i gördüm düşümde,

Daha, diyordu.

Uğruna şehit olasım geldi hemen

Sabaha, diyordu.

Al bir kalpak giymişti al,

Al bir ata binmişti, al,

Zafer ırak mı? dedim,

Aha, diyordu.

 

Dağlarca, İlköğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta okul eğitimini Tarsus ve Adana’da tamamladıktan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nden 1933 yılında mezun olduktan sonra, babası gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerine subay olarak dahil oldu.

Piyade Teğmeni olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığının Doğu, Orta Anadolu ve Trakya Bölgesindeki çeşitli Birliklerinde görev yaptı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, 1950 yılında yüzbaşı rütbesiyle askerlikten ayrıldı.

1952-1960 yılları arasında İstanbul’da Çalışma Bakanlığı kadrosunda iş müfettişi olarak çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da "Kitap" adını verdiği kitabevini açtı ve yayıncılığa başladı. 1960 yılının ilk ayında başlattığı “Türkçe” adlı derginin yayınını 1964 yılı ayına kadar dört yıl süreyle aralıksız yayımladı.

“İstanbul” dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Aile, Ataç, Çağrı, Devrim, İnkılapçı Gençlik, Kültür Haftası, Türkçe, Türk DiliTürk YurduVarlık, Vatan, YeditepeYücel, Yenilik ve Yön gibi dergi ve gazetelerde pe-peşe şiirlerini yayımladı.

Yaşamı boyunca almış olduğu ödüllerin listesini aşağıda yazacağım ama öncelikle şu iki büyük ve önemli ödülü belirtmek istiyorum.

*1967 yılında ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi"

*1974 yılında Makedonya’nın Struga Şiir Akşamları Şöleninde “Altın Çelenk Ödülü”

Eski Yugoslavya Cumhuriyeti’nin Struga kentindeki şiir şölenlerine, hasbelkader ben de yazar olarak defalarca davetli olarak katıldım. Dünyanın çok sayıda ülkesinden, ünlü-ünsüz pek çok şair ve edebiyatçı ile tanıştım. O önemli düzenlemenin yıllarca Genel Sekreterliğini yapan Razme Kumbarovski ile etkili bir dostluk ilişkimiz oldu… O dönemlerde Makedonya Cumhuriyeti Başkanlık konseyi üyesi olan, Türk asıllı Şair Merhum Şükrü Ramo ile ağabey-kardeş ilişkimiz vardı. Ramo bir gün bana; “sen Makedonya’daki tüm kültür ve sanat etkinliklerine davet edileceksin demişti.. İşte o seyahatlerimden birisinde seçkin şairimiz Dağlarca ile beraber Türkiye delegasyonunda yer almıştım. Struga Şiir Akşamlarında Altın Çelenk Ödülü alan şairler, mutlaka “Şairler Ormanına bir fidan dikerler. Dağlarca’nın fidanının kocaman bir ağaç olduğunu da gördüm ve her Struga seyahatimde o ormanı ziyaret ettim.

Yeni gelmişken, sonraki yıllarda da Dağlarca ile zaman zaman görüşmelerimiz olmuştu. Özellikle Ankara’yı teşriflerinde görüşür, sohbet ederdik. Buradaki fotoğrafta o sohbetlerimizden birisi görülmektedir.

Bu arada birkaç yıl önce öğrendiğimiz bir gerçeğe de değinmek isterim. 1971 yılında Şilili şair Pablo Neruda'nın aldığı Nobel Edebiyat Ödülü için hazırlanan listede, adaylardan birisinin Fazıl Hüsnü Dağlarca olduğu 50 yıllık İsveç Akademisi arşivlerinin 2022'de kamuoyuna açılması ile ortaya çıkmıştır.

Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyesiydi. Dil Devrimine ilişkin düşüncelerini Türk Dil Kurumu (TDK) Koçaklaması'nda şöyle dile getirmiştir:

 

"TDK’nu kurarken Mustafa Kemal’in tek mutsuzluğu vardı
Türkçeyi sevdiğini daha Türkçe söyleyememek
Kimilerinin şimdi tek mutluluğu var
Türkçeyi sevdiklerini daha Osmanlıca söylemek..."

 

Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, bu yüzden hiçbir edebî akım ve kişiden etkilenmeden kendi şiirini yarattı. Çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştır. Onun sanat anlayışını şu cümlesiyle kendisi özetlemektedir:

“Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işaret etmelidir.”

F.Hüsnü Dağlarca ve Şair Feyzi Halıcı (Ortada) ile bir sohbette

"Türk şiirinin büyük şairi" olarak tanımlanan Dağlarca, 94 yaşında zatürre tedavisi gördüğü hastanede öldü.  Ölümünden sonra Kadıköy'de yaşadığı evin müze haline getirilmesini vasiyet etmişti. Evini Kadıköy Belediyesi'ne bağışlayan Dağlarca, Mühürdar Caddesi'ndeki evinde kendisini ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'e, evinin müzeye dönüştürülmesi için vasiyette bulunmuştu. 20 Ekim 2008'de Karacaahmet Mezarlığına defnedilmiştir.

Kitapları

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın birçok gazete ve dergilerde yayımlanan düzyazıları ile şiirleri bir yana 1935 yılından vefatına kadar kitap bütünlüğünde yayımlanan eserleri şunlardır:

Havaya Çizilen Dünya - Çocuk ve Allah – Daha - Çakırın Destanı - Taşdevri - Üç Şehitler Destanı - Üç Şehitler Destanı - Toprak Ana - Aç Yazı - İstiklâl Savaşı İnönüler - İstiklâl Savaşı Samsun'dan Ankara'ya -  Sivaslı Karınca – Anıtkabir - İstanbul Fetih Destanı - Âsû - Delice Böcek -  Batı Acısı - Hoo'lar - Özgürlük Alanı - Cezayir Türküsü - Aylam - Türk Olmak – Yedi Memetler – Çanakkale Destanı – Dışarıdan Gazel – Kazmalama - Yeryağ -Vietnam Savaşımız- Açıl Susam Açıl - Haydi - Kubilay Destanı - 19 Mayıs Destanı – Hiroşima – Kuş Ayak - Malazgirt Ululaması – Haliç - Kınalı Kuzu Ağıdı - Bağımsızlık Savaşı:30 Ağustos – Sakarya Kıyıları - İzmir Yollarında - Gazi Mustafa Kemal Atatürk - Arka Üstü - Yeryüzü Çocukları -Yanık Çocuklar Koçaklaması- Balinayla Mandalina - Hollandalı Dörtlükler – Horaz -Yazıları Seven ayı - Çukurova Koçaklaması - Göz Masalı - Yaramaz Sözcükler - Şeker Yiyen Resimler-Cinoğlan- Çıplak - Güneş Doğduran - Hin ile Hincik - Nötron Bombası-Yunus Emre'de Olmak- Koşan Ayılar Ülkesi- Dişiboy - İlk Yapıtla 50 Yıl Sonrakiler-Takma Yaşamalar- Uzaklarda Giyinmek – Dildeki Bilgisayar- İçimdeki Şiir Hayvanı - Mustafa Kemal'in Kağnısı-Yavaşlayan Ömür - Kuşların Çektiği Kağnı…

Ayrıca vefatından sonra evinde bulunan şiirleri "Kaçaklar" başlığı altına 3 kitapta toplanmıştır.

Büyük şairin aldığı Ödüllerden bazıları şunlardır:

1946: Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yarışması Üçüncül

1956: Yeditepe Şiir Armağanı

1958: Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü

1966: Türkiye Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Armağan

1967: International Poetry Forum Yaşayan En İyi Türk Şairi (ABD)

1973: Arkın Çocuk Edebiyatı Üstün Onur Ödülü

1974: Struga 13. Şiir Festivali Altın Çelenk Ödülü (Yugoslavya)

1974: Milliyet Sanat Dergisi Yılın Sanatçısı

1977 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü

2005: Vehbi Koç Ödülü

2008: Kültür Sanat Hizmet Ödülü

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com