BAŞKENT’TEN SELAM
POLONYALI PROF. DR. DANUTA CHMIELOWSKA’NIN ARSLAN EYCE ANISI
Birçok kez Polonya’ya gittim. Bu dost ülkeye giden her Türk gibi ben de değerli Türkolog Prof. Dr. Danuta Chmielowska ile tanıştım ve tanıştığımız günden itibaren de sık sık, Türkiye’de Polonya’da ve başka ülkelerde, Danuta hanımla bir arada bulunduk. Uğraş alanlarımızla ilgili görüşmelerimizin yanı sıra, hemen her seferinde, ortak tutkumuz olan Silifke’yi de gündeme getirdik. Kuşkusuz, müşterek dostumuz Merhum Arslan Eyce de, görüşmemizin odak noktasında olurdu.
Danuta Hanım, geçenlerde beni aradığı zaman ona, “Arslan Eyce ili ilgili bir şeyler yaz gönder de yayınlayalım demiştim. Biraz gecikerek de olsa şunları yazdı:
“Varşova Üniversitesi Şarkiyat Enstitüsü Türkoloji bölümünü bitirir bitirmez, aynı bölümde, asistan olarak çalışmaya başladım. Bu olay XX.yy’ın 80’li yılların başıydı. Bir gün Rektörlükten telefon geldi. Öğrendim ki iki gün sonra Varşova’da Viktoria Otelinde bir haftalık Uluslararası Sendikalar Kongresi'nin açılış töreni olacak ve ben Türkiye'den gelen heyete simultane tercüme yapacağım. Gelen grup Türkiye Köy-Koop üyeleri idi. Arslan Eyce ile bu şekilde tanıştım.
Aslan bey Bir gün "Türk köylerinde ekonomik durum" adlı bir bildiri sundu. Onun bu bildirisi beğenildi, alkışlandı, salondaki misafirler onu tebrik ettiler. Tercüme ettiğim için beni de tebrik ettiler. Ertesi gün Arslan Eyce teşekkürler ile bana gümüş, amberli bir bilezik hediye etti. Benimle çalışan tercüman arkadaşlar çok kıskandılar. Bu hediyeyi bugüne kadar kullanıyorum.
Çok sempatik Türk heyeti memleketine döndü. Haftalar geçti, bir gün adıma, Türkoloji Bölümüne kitap dolu paket geldi. İçinde lugatlar, edebiyat eleştirileri, romanlar… Gönderen Arslan Eyce idi.
1982-1983 yıllarında, iki yıl süreyle Ankara’daki Polonya Cumhuriyeti Büyükelçiliğinde Dışişleri Bakanlığının stajyeri olarak bir yıl kaldım. O zaman Arslan Eyce Silifke'den meyve dolu sepetlerle Büyükelçiliğimize gelip Büyükelçi ile görüşüyordu. Uzun sohbetler oldu. Davetli olarak milli bayramımız kokteyline geliyordu. Ayrıca sefaretimizdeki konserlere, yemeklere de davet ediliyordu. Sevilen bir misafirdi.
Polonya'ya döndüğüm zaman da Aslan Eyce, zaman zaman resmi olarak Varşova’ya geliyordu. Polonya’daki köylerdeki gelişmeler ile ilgileniyordu. Gelişmeleri izliyordu. Aynı zamanda bilimsel kariyerimle de ilgileniyordu. Benim, üniversitedeki Doktora sınavımda da bulunmuş idi.
Dostluğumuz yıllarca devam etti. Sonraki yıllarda onun misafiri olarak birkaç kez Silifke’de de bulundum, onun çiftliğinde konakladım…”