SİVRİSİNEKLE İMTİHAN
Silifkeliler yaz aylarında sivrisineklerle adeta imtihan halinde. Havaların ısınmaya başladığı mayıs ayı itibariyle Silifke’de akşamları balkonda oturmak, dışarıda yürüyüşe çıkmak ya da sahilde sandalye atıp vakit geçirmek çok da iyi sonuçlar doğurmuyor. Çünkü, bir anda her taraftan sivrisineklerin saldırısına uğruyor, üstelik kendinizi savunmaya fırsat bile bulamadan vücudunuzun çeşitli yerlerinde kızarıklıklara ve şişliklere maruz kalabiliyorsunuz.
Özellikle Silifke’nin belli mahallelerinde sorunun boyutu daha da büyük. Yıllardır Taşucu Kum Mahallesinde bir sivrisinek sorunu var, örneğin. Öyle ki, akşamları Kum Mahallesi sokaklarında doğru düzgün insan göremiyorsunuz. Çünkü, Kum Mahallesi sakinleri akşamları kapıyı pencereyi sıkıca kapatıp sineklerin saldırısına karşı evlerine sığınıyorlar adeta. Şimdilerde bir de Taşucu’nda limanda demirleyen angus (ithal besi hayvanı) yüklü gemiden etrafa kötü kokunun yanı sıra sivrisineklerin de yayıldığı, bu durumun hayatı daha da olumsuz etkilediği, Taşucu sakinleri tarafından dile getiriliyor.
Silifke’nin merkez mahallelerinde de durum benzer nitelikte. Bugün Silifke’nin çoğu mahallesinde akşam saatlerinde deyim yerindeyse “balkon sefası” sürmek pek mümkün değil. Ya da diyelim ki akşam yemeğinden sonra bir yürüyüşe çıkmak istediniz, sinekler “tat vermez”. Akşamları bir açık hava restoranında yemek yemek istediniz diyelim ki, biraz esinti varsa şanslı sayılırsınız. “Esintiye sinek gelmez” çünkü. Ama esinti de yoksa akşamınız sinekler yüzünden berbat hale gelir.
Silifke’deki bu “sivrisinek sorunu” nereden kaynaklanıyor peki? Tarım alanlarının yerleşim yerlerine yakın olması ve buralardaki bataklıklarda sineklerin üremesi mi sorun? Peki, bu sorunun ortadan kaldırılmasına dönük olarak “sivrisinekle mücadele”de etkin ve yeterli bir çaba sarf ediliyor mu, bunu da sorgulamak hakkımız diye düşünüyorum.
Bilindiği üzere, bu alanda sorumluluk Mersin Büyükşehir Belediyesinde. Yani, Belediye’nin etkili bir ilaçlama faaliyeti ile sorunu ortadan kaldırma ya da en aza indirme gibi bir yükümlülüğü var. Bu konuda Belediye’nin bir çaba içerisinde olduğunu görüyoruz, elbette ki. Bunu bazen mahallemizdeki sokaktan hızlıca ve tek seferde geçen, ne derece faydalı olduğunu bilmediğimiz bir Belediye ilaçlama aracından anlayabiliyoruz. Her gün gelmese de ve geldiğinde de kimi ara sokaklara girme gereği duymadan mahallemizden şöyle bir gelip geçse de Mersin Büyükşehir Belediyesinin ilaçlama araçları sahadalar ve çalışıyorlar. Haklarını yememek lazım, o araçlara evde kapı ya da pencere açıkken denk geldiyseniz genzinize kaçan ilacın etkisiyle dakikalarca öksürebiliyorsunuz. Bu da aslında kullanılan ilacın etki gücünü ve böylece ortaya konan hizmetin büyüklüğünü anlamamızı sağlıyor. Ama gelin görün ki, sorun her gün kendini tekrarlayan bir halde ortada duruyor. Sinekler azalmadığı gibi, Silifkeliler her gün sineklerin olumsuz etkilerini yaşamaya devam ediyor.
Geçen ay bir duruşma için Antalya’ya gitmiş, gitmişken de oradaki dostlarımı ziyaret etmiştim. Beni evine davet eden bir arkadaşımın evinde akşam balkonda otururken hiç sinek olmadığını fark ettim. Arkadaşıma, “Burada akşamları sinek olmuyor mu?” diye sorduğumda, ilaçlamanın Antalya’da yılın erken vakitlerinden itibaren yoğun ve sistematik bir şekilde yapıldığını, özellikle de sinek üreme noktalarında larva aşamasında yapılan yoğun ilaçlamaların iyi sonuçlar doğurduğunu, bu nedenle Antalya merkezde pek bir sinek sorunu olmadığını söyledi. Üstelik Antalya bizim buradan daha sıcaktı ve mesele sineklerin ürediği tarım alanları civarındaki bataklıklar ise orada da fazlasıyla vardı. Ancak, Antalya Büyükşehir Belediyesi doğru, etkili, sistematik bir ilaçlama faaliyeti ile sorunu ortadan kaldırmış ya da en aza indirmiş, şehirde yaşayan vatandaşların sineklere maruz kalmadan açık havada vakit geçirebilmelerinin önünü açmıştı.
Meselenin “teknik boyutu”nu bilmem mümkün değil tabii ki. Ve bu konuda “işleyiş”le alakalı bir söz söyleme hakkını da kendimde görmem. Eminim ki, Mersin Büyükşehir Belediyesi de sorunun çözümüne yönelik etkili ve gerekli adımları atıyordur. Öyle ki, Belediye’nin web sitesinden her yıl bu alanda yapılan çalışmaların detaylarını öğrenebiliyoruz. Mersin’in “merkez ilçelerinde” sorunun büyük ölçüde çözüme kavuşturulduğunu ve bu derece büyük boyutta olmadığını da biliyoruz. Bu da aslında hizmetlere erişimde Silifke dezavantajlı durumda mı ya da öncelik sıralamasında Silifke’nin yeri arka sıralarda mı sorularını sormamıza yol açıyor.
Sonuç olarak; görünüşte Mersin Büyükşehir Belediyesince bu alanda da hizmet yapılıyor algısı ortaya çıkıyor ancak ortaya çıkan sonuca baktığımızda; Silifke’de sivrisinek sorunu halihazırda devam ediyor ve çözülecek gibi de görünmüyor. Yanı başımızdaki Antalya ile karşılaştırdığımızda ise, sorunun çözümüne yönelik “etkililik ve yeterlilik” noktasında her iki şehrin belediyeleri arasında yaklaşım farklılıklarının olduğu ortaya çıkıyor.