İrfan Ünver NASRATTINOĞLU
Köşe Yazarı
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU
 

PİR-İ TÜRKİSTAN HOCA AHMET YESEVİ -2-

BAŞKENTTEN SELAM   PİR-İ TÜRKİSTAN HOCA AHMET YESEVİ -2-             1989 yılındaki ikinci Kazakistan seyahatim, “Yusufbey Aymautov’un Doğumunun 100. Yıldönümü” münasebetiyle yapılan toplantılara katılma amacını taşıyordu. O toplantıda, Türkiye’yi naçizane ben temsil etmiş ve bir de konuşma yapmıştım. SSCB yıkılmış ve Kazakistan bağımsız bir devlet olarak dünya coğrafyasındaki yerini almıştı. İki kardeş ülkenin anlaşmaları sonucunda Türkistan şehrindeki Ahmet Yesevi Üniversitesi kurulmuş, o zamanki Başbakanımız Merhum Süleyman Demirel’in başdanışmanı olan Namık Kemal Zeybek, “Ahmet Yesevi Türk Kazak Üniversitesi”nin Mütevelli Heyet Başkanı olarak, kısa zamanda, üniversiteyi faaliyete geçirmişti. Kısaca KIBATEK olarak tanımlanan, Kıbrıs Balkanlar ve Avrasya Araştırmaları Derneği’nin yıllık toplantısının o yıl Türkistan’da yapılması için Mütevelli Heyet Başkanına başvurmuş ve ikna ederek, gerekli izin ve desteği sağlamıştım. Yapılacak olan etkinliğin düzenleme kurulunda da, Mütevelli Heyet temsilcisi olarak görev yapacaktım. KIBATEK’in kurucusu, KKTC Cumhuriyet Meclisi Eski Başkanı ve bir süre Kültür Bakanlığı da yapan İsmail Bozkurt Başkanlığındaki heyetle birlikte, 02 Haziran 2001 Tarihinde, 5 Saatlik bir uçak yolculuğundan sonra Almatı’ya inmiş; oradan otobüsle Türkistan’a hareket etmiştik. Türkistan’a ulaştığımızda saat 24.00 olmuş ve hemen Üniversitenin “Turan” adı verilen misafirhanesine yerleşmiştik. Ertesi sabah ilk işimiz Ahmet Yesevi Dergâhını ziyaret etmek olmuştu. Külliyeyi bir kez daha gezerken şu bilgileri de günlüğüme not etmiştim: *Ahmet Yesevi Külliyesinin restorasyonu için T.C. 17 Milyon Dolar harcamıştı. Tabii Kazakistan tarafının yaptığı harcamalar da vardı. *Türk’lüğün kâlbi burada atıyordu; bugün bir Türk dili varsa, Ahmet Yesevi’ye borçluyuz.      *Türk dili Selçuklu döneminde iki Asır, karanlık bir dönem geçirdi. Selçuklu’nun dili Farsça idi. İşe Türk olarak başladı ama Farsça bitirdi. *Selçuklu Devleti Türk’lüğe önem vermedi ve Farsça’yı bilim dili yaptı. Edebi dil olarak Türkçe öldü. Türkçe’yi sadece âşıklar ve şairler kullandılar. Nizami, Mevlâna vb. Farsça yazdılar. *İşte böyle bir dönemde Ahmet Yesevi, Türkçe söyledi. Onun öğrencileri dünyaya yayıldılar. Rivayete göre 99 Bin nefer Horasan erleri, erenleri Türk Müslümanlığını yaydılar. *Türk Müslümanlığında kadın-erkek birlikte ibadet eder; zikrederlerdi. Ahmet Yesevi Dergâhında 25 yıl bir kadın şeyh oturdu; yani kadın en önde idi. Hoca Ahmet Yesevi’nin kabri başında (özel izinle çekilen foto) *Ahmet Yesevi’nin oğlu yoktu ve soyu kızı ile devam etti. Kabrinin başında babası İbrahim Şeyh ile anası Ayşe Ana’nın mezarlarından getirilen toprak var. Horasan’dan gelen Baba Maçin, “hiç ateşle pamuk yan yana olur mu? Diyerek, Yesevi’nin öğretilerine karşı çıktı; kadın-erkek ibadetinin şeriata aykırı olduğunu söyledi. Ona ateşle pamuğun yan yana olabileceğini kerametle gösterdiler; Maçin de Yesevi’nin müridi oldu… *Yesevi’nin yolu Allah aşkıdır; Yesevilikte esas olan aşktır. Yesevi yolunun en büyük öğrencisi ve öğretmeni Yunus Emre’dir. Ahmet Yesevi-Sarı Saltuk-Barak Baba-Taptuk Emre-Yunus Emre birbirlerinin öğrencisidirler. *Sarı Saltuk Balkanlar’a Müslümanlığı yaydı… Yesevi’ye göre din gösteriş için değildir. *Ahmet Yesevi hayatını kaşık ve kepçe yaparak kazanmıştır. Çünkü o halkın elle yemek yemesini istemiyordu… *Yesevi’ye göre, sözü yavaş ve gülerek söylemek gerek… *Onun döneminde aydınlar çoğaldı; Türk dili dirildi ve 12.Yüzyıl Türk Edebiyatı doğdu. Bu büyük bir rönesanstır… *Cengiz Han Selçukluların tüm birikimlerini yıktı ve Türklük doğdu; Altınordu ile büyüdü, yayıldı… *Atatürk Allah’a inanırdı. Dine de. Onun rahatsızlığı Ahmet Yesevi’nin duyduğu rahatsızlıktı. Ahmet Yesevi Atatürk, Atatürk, Ahmet Yesevi idi… *Yesi=Yassı demektir. Türkistan’ın ilk adı Şavkar’dı, sonra Yassı Kale ve nihayet Yesi oldu. Yesi, Şehri Piri Türkistani ünvanından mülhem, Türkistan oldu. Yıl.1987. Restorasyon sırasında çekilen foto: A.Yesevi külliyesini önünde *Yesi Oğuz Han’ın başkenti idi. Burada yer altında bol su var. Türk-Kazak Üniversitesi için 700 Metreden su çıkarıldı. Burada gördüğünüz. *Külliye’deki 3000 Litrelik şerbet kazanında zakirlere zikirden sonra şerbet ikram edilirdi. Zikir esnasında oluşan enerji, şerbete karışırdı. *Yesevilik, ılımlı Alevilik’tir. Alevi-Sünni birlikteliği buradadır. *Osmanlı Devleti Yesevilik üzerine kuruldu. Yeniçeri Bektaşi’ydi. Bektaşi Babasının Yeniçeri Ocağının ortasında yeri vardı. Yeniçeri ocağında, birinci ortanın birinci neferi padişahtı. Osmanlı tam Yesevi anlayışı ile hareket ediyordu. *Sultan II. Beyazıt Bektaşi dervişi idi. *Yavuz Sultan Selim’le durum değişti. Yavuz Mısır’ı alınca 1000 Memlûk sünnisini İstanbul’a getirdi. Bunlar misyoner gibi çalıştılar. II. Mahmut Yeniçeriliği kaldırdı… *Komünizm, kütüphanedeki tüm kitapları imha etmişti. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin kurulmasından sonra oluşturulan yeni kütüphanedeki kitap sayıları, her yıl artmaktadır. *Külliye’deki Aşhaneyi gezerken demişlerdi: Peygamberin en sevdiği yemek keşkek idi. Keşkeğe kimi yerde “herse” de denir. Kıbrıs’ta “dövme pilavı” da deniyor. Yesevi devrinde ziyarete gelenlere keşkek ikram edilirdi. Ahmet Yesevi tarikatının en önemli özelliği, insana yardımdır; çünkü Allah’a ulaşmanın yolu insandan geçmektedir… Misafirperverlik kavramı Türkler’e mahsustur… *Kuyuhane adı verilen yere geldiğimizde de, şerbet kazanına buradaki kuyudan su çıkarıldığını öğrenmiştim. Dershaneyi geçip, “Çilehane”ye geldiğimizde öğrendiklerim ise verilen bilgiler beni hayli şaşırtmış ve düşündürmüştü: *Hz. Muhammed, 63 Yaşında vefat etti. Bu nedenle 63, peygamber yaşı sayılır. 63 yaşına gelen birine sorulduğunda, “Peygamber yaşındayım” der. Ahmet Yesevi 63 Yaşına geldiğinde, “Peygamberden daha fazla yaşamak olmaz” diyerek, yer altına indi. 2x1,5 Metrekarelik bir dar hücrede yaşadı. Namazını kıldı, okudu, yedi, içti… Zaman zaman yukarıya çıkıp, görüşmeler yaptığı da oldu.  
Ekleme Tarihi: 14 Temmuz 2023 - Cuma

PİR-İ TÜRKİSTAN HOCA AHMET YESEVİ -2-

BAŞKENTTEN SELAM

 

PİR-İ TÜRKİSTAN HOCA AHMET YESEVİ -2-

            1989 yılındaki ikinci Kazakistan seyahatim, “Yusufbey Aymautov’un Doğumunun 100. Yıldönümü” münasebetiyle yapılan toplantılara katılma amacını taşıyordu. O toplantıda, Türkiye’yi naçizane ben temsil etmiş ve bir de konuşma yapmıştım.

SSCB yıkılmış ve Kazakistan bağımsız bir devlet olarak dünya coğrafyasındaki yerini almıştı. İki kardeş ülkenin anlaşmaları sonucunda Türkistan şehrindeki Ahmet Yesevi Üniversitesi kurulmuş, o zamanki Başbakanımız Merhum Süleyman Demirel’in başdanışmanı olan Namık Kemal Zeybek, “Ahmet Yesevi Türk Kazak Üniversitesi”nin Mütevelli Heyet Başkanı olarak, kısa zamanda, üniversiteyi faaliyete geçirmişti. Kısaca KIBATEK olarak tanımlanan, Kıbrıs Balkanlar ve Avrasya Araştırmaları Derneği’nin yıllık toplantısının o yıl Türkistan’da yapılması için Mütevelli Heyet Başkanına başvurmuş ve ikna ederek, gerekli izin ve desteği sağlamıştım. Yapılacak olan etkinliğin düzenleme kurulunda da, Mütevelli Heyet temsilcisi olarak görev yapacaktım.

KIBATEK’in kurucusu, KKTC Cumhuriyet Meclisi Eski Başkanı ve bir süre Kültür Bakanlığı da yapan İsmail Bozkurt Başkanlığındaki heyetle birlikte, 02 Haziran 2001 Tarihinde, 5 Saatlik bir uçak yolculuğundan sonra Almatı’ya inmiş; oradan otobüsle Türkistan’a hareket etmiştik. Türkistan’a ulaştığımızda saat 24.00 olmuş ve hemen Üniversitenin “Turan” adı verilen misafirhanesine yerleşmiştik.

Ertesi sabah ilk işimiz Ahmet Yesevi Dergâhını ziyaret etmek olmuştu. Külliyeyi bir kez daha gezerken şu bilgileri de günlüğüme not etmiştim:

*Ahmet Yesevi Külliyesinin restorasyonu için T.C. 17 Milyon Dolar harcamıştı. Tabii Kazakistan tarafının yaptığı harcamalar da vardı.

*Türk’lüğün kâlbi burada atıyordu; bugün bir Türk dili varsa, Ahmet Yesevi’ye borçluyuz.     

*Türk dili Selçuklu döneminde iki Asır, karanlık bir dönem geçirdi. Selçuklu’nun dili Farsça idi. İşe Türk olarak başladı ama Farsça bitirdi.

*Selçuklu Devleti Türk’lüğe önem vermedi ve Farsça’yı bilim dili yaptı. Edebi dil olarak Türkçe öldü. Türkçe’yi sadece âşıklar ve şairler kullandılar. Nizami, Mevlâna vb. Farsça yazdılar.

*İşte böyle bir dönemde Ahmet Yesevi, Türkçe söyledi. Onun öğrencileri dünyaya yayıldılar. Rivayete göre 99 Bin nefer Horasan erleri, erenleri Türk Müslümanlığını yaydılar.

*Türk Müslümanlığında kadın-erkek birlikte ibadet eder; zikrederlerdi. Ahmet Yesevi Dergâhında 25 yıl bir kadın şeyh oturdu; yani kadın en önde idi.

Hoca Ahmet Yesevi’nin kabri başında (özel izinle çekilen foto)

*Ahmet Yesevi’nin oğlu yoktu ve soyu kızı ile devam etti. Kabrinin başında babası İbrahim Şeyh ile anası Ayşe Ana’nın mezarlarından getirilen toprak var. Horasan’dan gelen Baba Maçin, “hiç ateşle pamuk yan yana olur mu? Diyerek, Yesevi’nin öğretilerine karşı çıktı; kadın-erkek ibadetinin şeriata aykırı olduğunu söyledi. Ona ateşle pamuğun yan yana olabileceğini kerametle gösterdiler; Maçin de Yesevi’nin müridi oldu…

*Yesevi’nin yolu Allah aşkıdır; Yesevilikte esas olan aşktır. Yesevi yolunun en büyük öğrencisi ve öğretmeni Yunus Emre’dir. Ahmet Yesevi-Sarı Saltuk-Barak Baba-Taptuk Emre-Yunus Emre birbirlerinin öğrencisidirler.

*Sarı Saltuk Balkanlar’a Müslümanlığı yaydı… Yesevi’ye göre din gösteriş için değildir.

*Ahmet Yesevi hayatını kaşık ve kepçe yaparak kazanmıştır. Çünkü o halkın elle yemek yemesini istemiyordu…

*Yesevi’ye göre, sözü yavaş ve gülerek söylemek gerek…

*Onun döneminde aydınlar çoğaldı; Türk dili dirildi ve 12.Yüzyıl Türk Edebiyatı doğdu. Bu büyük bir rönesanstır…

*Cengiz Han Selçukluların tüm birikimlerini yıktı ve Türklük doğdu; Altınordu ile büyüdü, yayıldı…

*Atatürk Allah’a inanırdı. Dine de. Onun rahatsızlığı Ahmet Yesevi’nin duyduğu rahatsızlıktı. Ahmet Yesevi Atatürk, Atatürk, Ahmet Yesevi idi…

*Yesi=Yassı demektir. Türkistan’ın ilk adı Şavkar’dı, sonra Yassı Kale ve nihayet Yesi oldu. Yesi, Şehri Piri Türkistani ünvanından mülhem, Türkistan oldu.

Yıl.1987. Restorasyon sırasında çekilen foto: A.Yesevi külliyesini önünde

*Yesi Oğuz Han’ın başkenti idi. Burada yer altında bol su var. Türk-Kazak Üniversitesi için 700 Metreden su çıkarıldı. Burada gördüğünüz.

*Külliye’deki 3000 Litrelik şerbet kazanında zakirlere zikirden sonra şerbet ikram edilirdi. Zikir esnasında oluşan enerji, şerbete karışırdı.

*Yesevilik, ılımlı Alevilik’tir. Alevi-Sünni birlikteliği buradadır.

*Osmanlı Devleti Yesevilik üzerine kuruldu. Yeniçeri Bektaşi’ydi. Bektaşi Babasının Yeniçeri Ocağının ortasında yeri vardı. Yeniçeri ocağında, birinci ortanın birinci neferi padişahtı. Osmanlı tam Yesevi anlayışı ile hareket ediyordu.

*Sultan II. Beyazıt Bektaşi dervişi idi.

*Yavuz Sultan Selim’le durum değişti. Yavuz Mısır’ı alınca 1000 Memlûk sünnisini İstanbul’a getirdi. Bunlar misyoner gibi çalıştılar. II. Mahmut Yeniçeriliği kaldırdı…

*Komünizm, kütüphanedeki tüm kitapları imha etmişti. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin kurulmasından sonra oluşturulan yeni kütüphanedeki kitap sayıları, her yıl artmaktadır.

*Külliye’deki Aşhaneyi gezerken demişlerdi: Peygamberin en sevdiği yemek keşkek idi. Keşkeğe kimi yerde “herse” de denir. Kıbrıs’ta “dövme pilavı” da deniyor. Yesevi devrinde ziyarete gelenlere keşkek ikram edilirdi. Ahmet Yesevi tarikatının en önemli özelliği, insana yardımdır; çünkü Allah’a ulaşmanın yolu insandan geçmektedir… Misafirperverlik kavramı Türkler’e mahsustur…

*Kuyuhane adı verilen yere geldiğimizde de, şerbet kazanına buradaki kuyudan su çıkarıldığını öğrenmiştim.

Dershaneyi geçip, “Çilehane”ye geldiğimizde öğrendiklerim ise verilen bilgiler beni hayli şaşırtmış ve düşündürmüştü:

*Hz. Muhammed, 63 Yaşında vefat etti. Bu nedenle 63, peygamber yaşı sayılır. 63 yaşına gelen birine sorulduğunda, “Peygamber yaşındayım” der. Ahmet Yesevi 63 Yaşına geldiğinde, “Peygamberden daha fazla yaşamak olmaz” diyerek, yer altına indi. 2x1,5 Metrekarelik bir dar hücrede yaşadı. Namazını kıldı, okudu, yedi, içti… Zaman zaman yukarıya çıkıp, görüşmeler yaptığı da oldu.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com