BAŞKENT’TEN SELAM
FESTİVALLERİMİZDE AMATÖR SES YARIŞMALARI
Ali Önder’den Bayram Ali Öngel’e kadar, tüm Silifke Belediye Başkanlarıyla, son derece samimi dostluk ilişkisi çerçevesinde, birlikte festivalin en iyi şekilde düzenlenmesi çabası içerisinde olmuştuk. Belediyemizin öncülüğünde düzenlenen festivaller, kimi zaman değerli kaymakamlar tarafından da desteklenmiş ve ben onlarla da çok olumlu diyaloglar kurmuştum.
Festival, önceleri ulusal, hatta yerel düzeyde yapılıyordu. Cavit Erden’e, festivalimizin uluslararası düzeyde yapılabileceğini söyledim. Önceleri bu önerim yadırgandı ama kısa bir süre sonra, festivalimiz, “Uluslararası Silifke Folklor ve Müzik Festivali” adıyla düzenlendi ve dünyada ünlendi…
Kuşkusuz bu isimle düzenlenen festivallerimizin de kültür ve sanat boyutu vardı ama Bayram Ali Öngel döneminde, düzenlemenin adı, “Uluslararası Silifke Kültür Haftası”na dönüştürüldü…
Cavit Erden’in ideali, festivali Silifke Kalesinin eteğinde oluşturulacak bir alanda, gerçekleştirmek idi. Bu yapılamadı ama festival, Çadır Otelinin arkasındaki bahçeden, daha geniş alanlara nakledildi ve son yıllarda da, kent meydanındaki Atatürk anıtının önündeki meydanda, tamamen halka açık bir gösteriye dönüştürüldü.
Silifke’de düzenlenen ses yarışmaları da, naçizane benim önerilerimle başlatılmıştı. İlk yıllarda, TRT Ankara Radyosuna gidiyor, orada yapılan yarışmalara iştirak edenlerin listesini alıyordum ve bu kişilere davet mektupları gönderiliyordu. Bunlardan ses yarışmalarımıza katılan Sabahat Akkiraz, Seyfettin Tomakin, Güler Basu, Faruk Tınaz gibi gençler, daha sonra şöhrete ulaşmışlardı. Keza uzun yıllar, çok değerli musiki üstadları Sadi Hoşses, Avni Anıl, Ali Şenozan, Yücel Aşan, Ercüment Berker, Teoman Alpay ile birlikte, bu amatör ses yarışmalarının jüri üyesi ve jürinin raportörü olarak yer almıştım.
Benim Silifke Festivali programına dahil ettirdiğim, bir de “Aşıklar Şöleni” vardı. Bu şölene, ülkemizin her yanından âşıklar gelir, çalar çığırır ve geleneğin en güzel örneklerini sahnede sergilerlerdi…
Kuşkusuz amatör ses yarışmaları aralıksız sürdürüldü. Ama maalesef başlangıçtaki gibi kaliteye önem verilmekte olduğunu iddia edebilmek mümkün müdür?..
Keza festivalimize, Türk Halk ve Türk Sanat musikimizin en önemli solistlerinin katılımlarını sağlamıştık. Silifke’ye getiremediğimiz tek büyük sanatçı Zeki Müren idi. Merhum Cavit Erden onunla birkaç kez temasta bulundu ama her seferinde önemli bir engel çıktığı için, merhum sanatçı şehrimize gelemedi.
Yeri gelmişken, şu hususu önemle belirtmek isterim ki; benim Silifkeli hemşehrilerimin büyük çoğunluğu musikiden anlar ve seçicidir. Bu yüzden festivallere çağırdığımız ses sanatçıları, halkımızın sevdiği, mutlaka dinlemek ve seyretmek istediği sanatçılar olurdu. Keza ünlü solistlere refakat eden saz sanatçıları da, Türkiye’nin seçkin sazendeleri olurdu. Onların festivale angaje edilmelerinde de fazla para harcanmazdı. Zira bazılarının eşleriyle birlikte geldiği sazendeler, Susanoğlu’nda mütevazi konaklama yerlerinde misafir edilirlerdi. Festivalin başından itibaren misafir edilen sazendeler, böylelikle bir hafta deniz keyfini de yaşarlardı.
Silifke’ye gelen ünlü ses sanatçılarının da, şehrimizden memnun ayrılmalarının nedeni, onlara gösterilen samimi ilgi idi. Örneğin Müzeyyen Senar gibi büyük bir solisti Adana Hava Alanından getirmek üzere şehrimizin seçkin iş adamı Veli Bozbey, gönüllü olarak gider gelirdi…
Salt Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde de bilinen Uluslararası Silifke Folklor ve Müzik Festivali, yarım asırlık, büyük bir düzenlemedir. Bu düzenlemede halk oyunları, musikimizin bütün türleri, el sanatları, resim, heykel vb. sergileri, konferans ve paneller, başta keşkek olmak üzere, geleneksel Silifke mutfağı ürünlerinin sunulması ve yarışmalar vb. yer almaktadır. Umarım, önümüzdeki temmuz ayındaki yeni düzenleme, eski düzenlemeleri aratmayacak düzeyde yapılır. Düzenlemenin her aşamasında çaba harcayacak olan değerli hemşehrilerime başarılar diliyorum.