BAŞKENT’TEN SELAM
BİR ZAMANLAR MERSİN (2)
Mersin 1975… Mersin beni çok şaşırttı. Zira yararlanılamayan deniz kıyıları, mükemmel park haline getirilmiş. Liman mükemmel. Ve belediye, o yıl “I. Moda ve Tekstil Festivali” düzenledi. Folklor Arştırmaları Kurumu yönetici ve üyeleri olarak biz de bu festivalin bir gecesinde stadyumda “Âşıklar Şöleni” düzenleyip yönettik. Nail Tan, Gültekin Samanoğlu ve Feyzi Halıcı ile birlikte yönettiğimiz ve sunuculuğunu bizzat yaptığım şölene, yurdumuzun her yerinden gelen âşıklar iştirak ettiler.
Festivalde çeşitli sergiler açıldı ve etkinlikler halk tarafından ilgiyle izlendi. Ben bu etkinliklerle ilgili izlenimlerimi o tarihte görev yaptığım Gündem Gazetesinde ayrıntılı olarak yazıp yayımladım.
Bizi sahildeki muhteşem Mersin Otelinde konuk ettiler.
Mersin gelişmeye paralel olarak, pahalı bir kent olmuştu.
***
İlkine etkili bir şekilde katıldığım “Moda ve Tekstil Festivali”nin 22 Eylül-12 Ekim 1984 tarihlerinde düzenlenen onuncusunda da Mersin’de idim.
Genç ve heyecanlı Asker Kartarı (halen Prof.Dr.)’nın önerileriyle programda folklorik etkinlikler de yer aldı. Prof.Dr.Şükrü Elçin, Prof.Dr.Metin And, Mehmet Önder, Hayrettin İvgin ve Mevlüt Özhan’la birlikte 30 Eylül 1984 akşamı uçakla Ankara’dan Adana’ya uçtuk, oradan da arabayla Mersin’e giderek, Ordu Evi’ne yerleştik.
“Köy Seyirlik Oyunları” konulu bir seminer düzenlenmişti… 2 ve 3 Ekimde yapılan seminer için Mersin İhracıtçılar Birliği salonunu gittik. Ben; “Doğu Türkistan, Çin ve Kuzey Azerbaycan’da Seyirlik Oyunlardan esinlenerek yaratılan Çağdaş Sanat Eserleri” konusunda bir bildiri sundum.
O tarihte İçel Valisi Sabahattin Çakmakoğlu idi. Bize bir akşam yemeği verdi ve o akşam etkinlik anısına birer plaket ile de bizi onurlandırdı.
Sahilde alan kazanmak için deniz epey doldurulmuştu. Esasen yıllardır bunu yapıyorlardı. Böylelikle hayli geniş bir park kazanılmıştı. Bu çok güzeldi ancak denizin çok pis olması düşündürücü idi.! Hatta lağımların da denize akıtılması çok olumsuz bir durum hatta felaketti…
Mersin kozmopolit bir kentti. Her yöreden insanlar vardı. Ama doğanın verdiği nimetlerden dolayı çok hızlı bir gelişim içindeydi. Örneğin sahilde-limanda birçok yabancı gemiler mal alıp götürmek üzere bekliyorlardı. Bunlardan ikisi SSCB bandıralı ve MENKOBİRLİK’ten narenciye almaya gelmişlerdi. Mersin Narenciye Kooperatifleri Birliği’nden başka, NARKO, YERFİSKOBİRLİK gibi birçok kooperatif vardı.
Zengini de bol bir kent Mersin. Mesken ve sair inşaatlar pek çok. Deniz kenarında özel sektöre ait turistik tesisler çoğalmış. Nüfus ise 250 bin dolayında.
Yeni bir valilik-hükümet binası yapılıyor. Müze inşaatının da ihalesi yapılmış.
Roma vb. döneme ait arkeolojik eserler bakımsız. “Viranşehir”de öyle. Burada yeni bir kazı başlatmışlar. Müze Müdürü Müyesser Tosunbaş bu hususlar da geniş bilgiler verdi.