Doğumunun 90. Yıldönümünde BÜYÜK FOLKLOR VE MÜZİK USTASI ÖZCAN SEYHAN’I ANARKEN               1970’li yılların başında Türk Kooperatifçilik Kurumu yönetim kurulu üyesiydim ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımızdan Afyonkarahisar Milletvekili Osman Attilâ ve Silifkeli Prof. Dr. Süleyman Kara ile birlikte Silifke’ye gitmiştik. Atatürk’ün direktifleriyle kurulmuş olan söz konusu Kurumun girişimleriyle, Silifke Tarım Kredi Kooperatifi’nin adının başına “Atatürk” sözcüğünün konulması kararı çıkartılmış ve bu yapılacak bir törenle, Atatürk Tarık Kredi Kooperatifi yazılı bir tabela binanın girişine asılacaktı. O gün, Özcan Seyhan’la tanışmış, dostlaşmış ve bu dostluk önün vefatına kadar devam etmişti.             Özcan Seyhan müzik hocasıydı. Silifke Lisesinde uzun yıllar müzik öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra emekliye ayrılmıştı. Sonra bir süre Adana ve Mersin’de musiki ile meşgul olmuş birçok gence Türk musikisini öğretmişti.             Halk musikisine önem veriyor; derlemeler ve kayıtlar yapıyordu. Ama onun tutkusu, çigan musikisi idi. Elinden hiç bırakmadığı kemanı ile bu tür musikiyi icra etmekten büyük zevk duyuyordu. Aslında musikinin bütün türlerini çok iyi biliyor ve icra ediyordu. Hiç unutmam; bir Silifke festivalinde, Ela Altın kendisine eşlik eden, TRT saz sanatçılarına baskı yaparak, kendisinden sonra sahneye çıkacak olan sanatçılara eşlik etmemelerini sağlamıştı! Bu durumda, Özcan Hoca kemanını alıp sahneye çıkmış ve önceden prova yapılmadığı halde, diğer ses sanatçılarına mükemmel bir şekilde refakat etmişti.             Silifke iki büyük musiki ustası yetiştirmiştir. Bunlar Cavit Erden ve Özcan Seyhan’dır. 40 yıllık Silifke festivallerinin, dünya festivaller literatürüne girmesinin temelinde bu iki müzik ustası vardır.             Özcan Seyhan 1932 yılında Silifke’nin Taşucu beldesinde dünyaya geldi. İlköğrenimini Silifke’de yaptıktan sonra Düziçi Köy Enstitüsü’ne girdi ve 1945 yılında buradan mezun oldu. Bir süre Taşucu İlkokulu öğretmenliği yaptıktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik bölümüne kaydoldu ve 1955 yılında müzik öğretmeni olarak eğitim ordusunda göreve başladı.             Köy Enstitüsü’nde okurken tanıştığı Âşık Veysel Şatıroğlu’ndan halk müziği konusunda esinlendi ve doğduğu yörede, halk müziği derlemeleri yapmaya başladı. Bunlardan bir kısmını TRT repertuarına kazandırdı. Cavit Erden’le birlikte, Silifke halk oyunlarının temelini oluşturdu.             Özcan hoca, Silifke folklorunu bütün yönleriyle araştırdı ve derledi. Bu derlemeler sırasında, Toroslar’daki konar-göçer Türkmen obalarının kıl çadırlarında yatıp kalktı… Bir gün evinde ziyaret ettiğimde, önüme klasörler dolusu folklor malzemesi bıraktı. Bunlar daha sonra, Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın da önüne konuldu ama maalesef bu zengin folklor malzemesi hala düzenlenip, kitap bütünlüğünde yayınlanmayı beklemektedir. Onun folklor konusundaki çalışmaları ve Türk halk kültürüne katkıları Vedat Nedim Tör, Sadi Yaver Ataman, Halil B:edii Yönetken, İhsan Hınçer, Cahit Öztelli, Yesari Asım Arsoy, Ahmet Kutsi Tecer, Nail Tan gibi halkbilim uzmanları tarafından yayımlanan yazılarla övüldü.             Silifke Folklor ve Müzik Festivali faaliyetlerinin aralıksız düzenlenmesinde Özcan Seyhan’ın büyük katkısı vardır. Bununla da yetinmeyip Taşucu festivallerine de katkılarını esirgemedi. Keza Arslan Türe’nin Halk Eğitimi Merkezi Müdürü olarak 1976-1978 yılları arasında, aralıksız üç yıl düzenlemiş olduğu Türkmen Şenlikleri’nin folklor ağırlıklı yapılmasında da Özcan Hoca’nın büyük payı vardır. Örneğin köy seyirlik oyunları, ilk kez bu şenliklerde sahnelendi. Tümüyle otantik bir folklor şöleni olan Türkmen Şenliğine katılan Cahit Öztelli ve Prof. Dr. Metin And gibi folklor otoriteleri, hayranlıklarını, yazıp yayınladıkları yazılarıyla ifade ettiler.             Silifke’de kurduğu Sanat Kulübünde, çok sayıda Silifkeli gencin, halk musikisi ile meşgul olmalarını sağlayan Özcan Hoca, gerek resmi gerekse özel kuruluşların halkbilim içerikli bilimsel toplantılarında, bildiriler sundu, makaleler yayımladı.             Silifke festivalleri nedeniyle gittiğim bu güzel şehirde Özcan Hoca ile buluşur, sohbetler ederdik. Zaman zaman evinde, muhterem eşi Seyhan hanımefendinin hazırladığı sofraya konuk olur, o arada kemanı ile sevdiğimiz şarkıları ve Silifke türkülerini çalaşarak, musiki ziyafeti verirdi. Kuşkusuz o da Ankara’ya geldiği zamanlarda beni arar ve görüşürdük. Son gelişlerinde, rahatsızlığını teşhis ve tedaviyi amaçlıyordu. Onu hastanede iki-üç kez ziyaret etmiş ve hatıra fotoğrafı çektirmiştik. Burada bir kez daha itiraf etmeliyim ki, Özcan Hoca’ya ölümü hiç yakıştıramıyordum ve mutlaka sağlık haberini alacağımı umuyordum. Ama maalesef amansız bir hastalığa yakalanmıştı ve nitekim, 26 Temmuz 2000 tarihinde Silifke’de vefat etmişti.             Nurlar arasında yatasıca Özcan Seyhan’a Allah’tan, bir kez daha Rahmet diliyorum.   Vefatından kısa bir süre önce, Özcan Hocayı Ankara’da, hastanede ziyaretim.   İlk festivallerin muhteşem korosu. Özcan Seyhan kemanıyla şeflik ediyor.