SİLİFKE FOLKLORUNU DÜNYAYA TANITAN ADAM CAVİT ERDEN               Türk halk oyunları ile ilgili çalışmalar, Silifke halk oyunlarının, dünyanın çeşitli ülkelerde sergilenip, beğeni kazanmasından sonra yoğunlaşmaya başlamıştır.             Bilindiği üzere, Türk halk kültürü, yıllar yılı horlanmıştır; ancak yabancıların, halk kültürümüzü tanıyıp, değerini ortaya koymalarından sonra, bu konudaki faaliyetler de artmıştır.             Cavit Erden, Silifke türkülerini düzenleyip, Silifke yöresi halk oyunlarını koregrafi etmeye başlayınca, bunları önce Türkiye’de, sonra da dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenen festivallerde sergilenmesiyle, bu konudaki çalışmalar daha ciddi olarak ele alınmıştır.             Silifke halk oyunlarının, ülkemize büyük takdir toplaması, Yapı Kredi Bankasının İstanbul’da düzenlediği halk oyunları şöleninden sonra başlamıştır. Bu olayı, İngiltere Langolen festivali ile Tunus Kartaca festivalinde elde edilen büyük başarı izlemiştir.             Silifke bir Türkmen kentidir. Bu kentin insanları Orta Asya Türklüğünün izlerini taşımaktadır. Bunların oyunları da musikileri de otantiktir ve yüzlerce yıllık geleneğe dayanmaktadır. Devlet Halk Dansları Topluluğu başta olmak üzere, ülkemizdeki tüm halk oyunları toplulukları, repertuvarlarına mutlaka Silifke oyunlarını da dahil etmektedir. Zira bu oyunlar, herkes tarafından beğenilmekte, ilgiyle ve zevkle izlenmektedir.               Cavit Erden Kimdir?             Türk halk oyunlarının dünya çapında popüler olmasında Silifke yöresi oyunlarının, dolayısıyla Cavit Erden’in önemli payı vardır. Halk oyunlarımız ve halk müziği konusunda ülke çapında değeri olan Cavit Erden 1930 yılında Silifke’de dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu Mersin’de okudu. 1955 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldu. Yedek Subay olarak askerlik hizmetini yaptıktan sonra serbest ticaretle meşgul oldu. Ayrıca tarımsal çalışmalar da yaparak, mesleğinin gereğini yaptı.             1950 yılından başlayarak, ölümüne kadar Silifke kültürünün araştırılması, derlenmesi ve değerlendirilmesi üzerine çalışmalar yaptı. 1951’de Silifke Folklor ve Müzik Derneği’ni kurdu. O tarihten itibaren çok sayıda gence müzik ve folklor zevkini aşıladı. Dernek bünyesinde oluşturduğu ekiple, ülke içinde ve dışarıda hem Silifke’yi, hem de Türkiye’yi temsil etti. Vefatına kadar Mersin Türk Sanat Müziği Derneği’nin korosuna hocalık yaptı..             Yıllarca, 20-26 Mayıs tarihlerinde Silifke’de düzenlenen Uluslararası Silifke Folklor ve Müzik Festivali’nin kurucusu ve teorisyeni idi. Festivalin teknik yönetmenliğini bizzat yapmıştır. Hayatının son yıllarında ağırlık verdiği beste çalışmalarının sayısı 35’dir. Şarkı formunda bestelediği eserlerinden bazıları, denetimden geçerek, TRT repertuvarına girmiştir. Yaptığı bestelerden bir kısmı Avni Anıl tarafından kitapçık olarak bastırılmıştır. Merhum Cavit Erden ve Oktay Yılmaz             Tanışmamız             Birinci Silifke Festivalinin başında, Belediye Başkanı Ali Önder bulunuyordu. Veli Bozbey ve Cavit Erden festival düzenleme kurulunda görevliydiler.             Silifke’ye varınca ilk olarak Folklor ve Müzik Derneği’ne giderek Cavit Erden’i bulmuştum. Erden, festivali benim, gazeteci olarak izleyecek olmamdan duyduğu memnuniyeti belirtmişti.             Sahibi Silifke Belediyesi olan Çadır Oteli’ne yerleşmiş ve festivali başından sonuna kadar dikkatle izlemiştim. Ankara’ya döner dönmez de, gazetemizi adeta Silifke Festivali özel sayısı gibi çıkarmıştık. Merhum Erden bu gazeteyi çerçeveletip, ölünceye değin, derneğin duvarlarında durmasını sağlamıştı.             Kuşkusuz benim Silifke’nin 1 numaralı fahri hemşehrisi seçilmemi Cavit Erden önermiş ve kabul ettirmişti. Böylelikle Cavit Erden, benim Silifkeli olmama, Silifke’ye kalben bağlanmama neden olmuştu. Nitekim sonraki yıllarda ben her yıl, festival düzenleme kurullarında görev almıştım.             Her yılın Mayıs ayında Silifke’ye gittiğimde Cavit Erden’le buluşup görüşüyorduk. Zaman zaman onun titizlikle meşgul olduğu portakal bahçesine gidiyor, ağaçlardan ellerimizle, narenciye mahsullerini topluyorduk. Zaman zaman deniz kıyısına gidiyor, lagos balığı yiyor, folklor ve müzik üzerinde sohbet ediyorduk. Ankara’ya geldiği zaman mutlaka beni arıyor, ziyaret ediyor ve beraber oluyor, hasret gideriyorduk.               Son Günleri             Erden’le her bayram ve yılbaşında mutlaka mesajlarla hatır sorar, birbirimizi kutlardık. Ama bir yılbaşı, kendisine yeni yıl mesajı göndermeme rağmen cevap alamamıştım. “Herhalde yoğun işlerinin arasında bana yazmaya fırsat bulamadı” diye teselli olurken, bir gün muhterem eşi hanımefendinin telefon etmesiyle gerçeği öğrenmiştim. Cavit bey, “İrfan’a telefon et durumu bildir” demişti…Evet, maalesef hastaydı, kanserdi!..             Bu amansız hastalık nasıl olmuştu da, bu güzel insanın yakasına yapışmıştı? Birkaç gün sonra Mersin’e telefon ederek durumu öğrenmek istemiştim. Telefonda damadı vardı ve durumun vahametini koruduğunu söylemişti!..             Kulağım kirişte Mersin’den gelecek haberi bekliyordum. Çok geçmeden muhterem kızı telefonla acı haberi vermişti. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Kardeşimi, ağabeyimi kaybetmiştim. Tarih, 06 Şubat 1988 idi. Henüz 58 yaşındaydı ve yapacağı daha çok iş vardı…             Hemen kısa bir biyografisini ve önemli özelliklerini yazıp, TRT Haber Merkezine götürmüş, bu müstesna insanın vefatının TRT radyoları vasıtasıyla, Türkiye’ye duyurulmasını sağlamıştım.               Erden’siz Festival             1987 yılında yaptığımız 14. Festival öncesinde Veli Bozbey’i kaybetmiştik. Bozbey, Silifke festivalinin temelinde harcı olanlardan biriydi. Onsuz festivalde bir şeyler eksikti, ya da ben öyle hmiştim. 1988 festivalini ise, Cavit Erden’siz yapmıştık…             Benim Silifkeli hemşehrilerim, Folklor ve Müzik Derneği’nin önündeki caddeye Cavit Erden Caddesi adını verdikleri gibi, bir de büstünü diktiler. Ancak, son Silifke seyahatimde, bu büstü göremediğim gibi, sorduğum dostlardan da tatminkar bir cevap alamadım. Cavit Erden, Silifke kültürüne, turizmine, musikisine, halk oyunlarına çok, ama çok büyük katkıda bulunmuş olan bir kişidir. Ayrıca o besteleriyle Türk musikisi tarihimizde çok önemli bir isimdir. Bir başka ülkede, hatta başka bir kentte, böylesine önemli bir kişinin, bırakınız büstü, heykeli dikilir. Ayrıca, Uluslararası Silifke Kültür ve Sanat Haftası Düzenleme Kurulu, 2010 yılında gerçekleştirilen festivale “Cavit Erden Sanat Yılı” adını vermekle mükemmel bir vefa örneği göstermiştir… Değerli Belediye Başkanımızdan istirhamım, Cavit Erden büstünün, tekrar yerine konulmasını sağlamalarıdır.             Türk halk kültürünün büyük emektarı Cavit Erden’e bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Merhum Cavit Erden’in son fotoğraflarından birisi