Çorap Söküğü
Ya 10 numara 5 yıldız
Ya gökte kayan yıldız
Başyazarımız randevu alınca…
Düşündüm, taşındım sonra dedim ki kendime: Hem öksüz hem yetim hem işçi emeklisi yazarçizer tayfasının yeri başyazarının yanıdır.
Sırtımda damatlık ceketim, belimde kırmızı kuşağım vardı. Başyazarımız Ali Adalıoğlu’nun yanında saf tuttum. İstikamet Toroslar Belediyesi.
*
Doğma büyüme Mersinli’yim.
Gelgelelim, sorsanız yolunu tarif edemem.
Otuz yıllık ilçe belediyesinin önünden 30 yılda ya 3 kez geçmişimdir ya 3 kez. Otuz yıllık belediyeye ilk gelişim, ilk ayak basışım.
*
Toroslar Belediye binası derme çatma bir bina, gelişigüzel. Kondu, bildiğiniz gündüzkondu. Nohut oda, bakla sofa. Sağındaki solundaki binalar arasında tost ekmeği gibi sıkışmış. Emlakçı tabiriyle tarif edeyim, zemin artı 2 kat binacık.
Merdiveni var, asansörü yok. Tek girişi var, başka çıkış yok. Bir olumsuz durumda Allah muhafaza. Aman diyim!
“Otuz yılda sırasıyla belediye başkanı sıfatıyla görev yapan Abdurrahman Aytekin, Mustafa Demirci, Hamit Tuna ve Atsız Afşın Yılmaz binaya çivi çakmamış” desem sanırım abartmış olmam. Binaya çivi çakmayan zihniyet modern bir bina yapmayı akıl edememiş hâliyle, hâliyle, hâliyle…
Dile kolay, 30 yıl. İsimlerini saydığım zevat her yıl sadece bir oda yapsaydı, 30 yılda 30 odalı bir belediye binası olurdu Toroslar’da. Bu binanın tek girişi, tek çıkışı var. Sahi kuzum, bu binanın kaç odası var?
*
Merdiven tırmanırken tedbirli davrandık. Başyazarımız periyodik bakımdan yeni çıkmıştı ama ihtiyatı elden bırakmadık, ara kattaki “ayaküstü dinlenme tesisinde” mola verdik. Aman diyim.
*
Başkanlık makamına uzanan yol insan seli. İğne atsan yere düşmez. Her 3 kişiden 5’i iş talebiyle gelmiş. “Avrupa bizi kıskanıyor” mavrasıyla gide gele vardığımız yeni Türkiye tablosu işte tam da bu: Her 3 kişiden 5’i iş istiyor!
*
Ali ağabey, güngörmüş bir insan. Gören selam veriyor, herkes tanıyor. Adının başına v harfi eklesek vali olacak. E, 50 yıllık gazeteci. Hemen kapılar açıldı. E, randevumuz vardı ve de elimizde çikolatamız.
*
Mevzuata göre, işletme bölümü mezunları, BELEDİYE BAŞKANLIĞI kurumunda MEMUR olarak çalışabiliyor.
İşletme mezunu Abdurrahman Yıldız, TOROSLAR BELEDİYE BAŞKANLIĞI kurumunda BELEDİYE BAŞKANI olarak görev yapıyor.
Abdurrahman Yıldız, tek tip değil renkli, enteresan bir tip. Belediye Meclis üyeliği döneminde gördük, tanık olduk: Tam bir baş ağrısı!
Çevrecinin önde gideni. Çevreye dost, çevreye kıyan çevrelere düşman. Sözünü sakınmadan konuşan, mevzubahis Mersin’in menfaatleri ve dahi çevre ise ağzının kaytanı ve de kimseye eyvallahı olmayan baş ağrısı bir aktivist.
İşçi çocuğu. Liman işçisinin oğlu. Babası Mersin Limanı’ndan emekli. Mersin Limanı denildiğinde, genişleme projesi denildiğinde, Atatürk Parkı denildiğinde, Çamlıbel Balıkçı Barınağı denildiğinde, Akkuyu Nükleer Güç Santrali denildiğinde, caretta caretta ölümleri, kum ocakları vesair çevre mevzuları gündeme geldiğinde Büyükşehir Belediye Meclis üyesi sıfatıyla hayli şangırtı şungurtu, bir hayli gürültü patırtı çıkartmış, kıyameti kopartmıştı Yıldız.
Mevzuata göre, dünün belediye meclis üyesi.
Mevzuata göre, bugünün belediye başkanı.
Göreceğiz bakalım ne değişti?
Çevreci çıkışları “denge” politikasına mı evrilecek?
Sivri dili “denge” mi gözetecek?
Anlatacakları var Yıldız’ın, dinleyeceğim.
Anlatırsa dinleyeceğim.
Dinleyince yazacağım.
E, anlatmazsa dinleyemem.
Dinleyemediğim için yazamam.
E, hâliyle!
*
Abdurrahman Başkanla sosyal medyadan merhabamız var. Paylaştığım kimi düşünce ve gazete yazılarımın altına yeri geldikçe, ihtiyaç hissettikçe yorum döşeyen, düşünme yetisine sahip, donanımlı bir arkadaş.
“Keşke” herkes onun gibi olsa!
“Keşke” demek ne zaman işe yaradı ki şimdi işe yarasın! Keşke beyni olmayanların ağzı da olmasaydı Tülay, hele sosyal medyada.
*
Abdurrahman Başkan bize çay söyleyince, “benimki sek olsun” dedim.
Güldük... Çok güldük. Kabul edelim iyi güldük.
E, bilirsin Tülay.
Çayı sek içerim.
Bilirsin, ateş suyu hariç suyu “sek.”
A, bu arada Abdurrahman Başkan, sana selam yolladı, yeminle.
Abdurrahman Yıldız ile “istikşafi” görüşme yaptık. Yani ön görüşme yani araştırma ve tanıma görüşmesi.
Süsü, gösterişi olmayan basit sözcüklerle bir kez sordum: Derdin ne?
Süsü, gösterişi olmayan basit sözcüklerle bir solukta anlattı. Amiyane tabirle anlattı.
Uzun hikâye ama sözün özeti, derdi şu:
Toroslar’da kesinlikle hiçbir yurttaş arasında ayrımcılık olmayacak. Bu bir.
Toroslar’da hiç kimse bir diğerine ‘oradan kalk, buraya otur’ demeyecek. İki.
Toroslar’da belediyenin malı, mülkü, gayrimenkulü neyi varsa 350 bin Toroslu arasında eşit, adil bir şekilde herkesin hizmetine sunulacak. Etti üç.
Bundan gayrı;
Toroslar’da artık bir delikli kuruş bile heba edilmeyecek. Bu da dört.
*
Bitirirken…
Sevim Koş, liman işçisinin sosyalist, aktivist oğlu belediye başkanı seçildi.
Ağır ağır çıkıyor merdivenleri zira asansör yok!
Her gün çıkıyor. Makama kadar kaç basamak var bilmeden çıkıyor, sayısını bilmiyor, yemin olsun bilmiyor.
Mevzuata göre, Toroslar Belediye Başkanı.
Adı Abdurrahman, soyadı Yıldız.
“Ya 10 numara 5 yıldız, ya gökte kayan yıldız!”
Yaşarsak göreceğiz. Sonunda. Beş yıllık görev süresinin ta sonunda:
“Ya 10 numara 5 yıldız, ya gökte kayan yıldız!