BAŞKENT’TEN SELAM
100. DOĞUM YILDÖNÜMÜNDE EŞSİZ TARİH BİLGİNİ BAHAEDDİN ÖGEL’İ ANARKEN
Nasıl ki, Hocaların Hocaları Arif Nihat Asya’yı “Bayrak” şiiriyle, Orhan Şaik Gökyay’ı “Vatan” şiiriyle tanıyor, seviyor ve hiç unutmuyor isek; bir başka Hocaların Hocası, eşsiz tarih bilgini Bahaeddin Ögel’i de, “Türk Kültür Tarihine Giriş” adlı eserleriyle tanıyor, seviyor ve unutmuyoruz…
Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, 100 yıl önce 1924 yılında, Elazığ’ın Çarşı mahallesinde dünyaya geldi. Babası Harput eşrafından Mehmed Şemseddin Bey, annesi Nâdire Hanım’dır. İlk ve ortaokulu Elazığ’da, liseyi Malatya’da okudu. 1941 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden 1945 yılında mezun oldu ve aynı yıl Erzurum Lisesi’ne öğretmen olarak tayin edildi. Erzurum Anıtlarında Altay-Türk Sanatının İzleri adlı ilk kitabıyla Ülkü mecmuasında yayımlanan “Erzurum Tavan İşleri” ve “Erzurum Evleri” adlı makalelerini burada kaleme aldı.
IV. Türk Tarih Kongresi’ne sunduğu “İslâm’dan Önceki Türk Devletlerinde Timar Sistemi” başlıklı tebliğini beğenen M. Fuad Köprülü’nün aracılığı ile 4 Kasım 1947 tarihinde Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsü tarih öğretmenliğine tayin edildiyse de enstitünün bazı bölümlerinin kapatılması yüzünden kararnâmesi dokuz gün sonra iptal edildi. Bunun üzerine görevinden istifa etti.
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Alman Sinolog W. Eberhard’ın danışmanlığında hazırladığı Uygur Devleti’nin Kuruluşu adlı doktora tezini tamamlamasının ardından 27 Ekim 1948 tarihinde, mezun olduğu bölüme asistan olarak atandı.
Askerlik görevinden sonra 1953’te gittiği İran’da Türk İslâm tarihi açısından önemli şehirlerde dört ay boyunca araştırma ve incelemeler yaptı. Yurda dönünce kazanmış olduğu bursla bir yıllığına Almanya’ya gitti. 1953-1954 yıllarında Hamburg Üniversitesi’nde B. Spuler, O. Franke, A. von Gabain gibi Türk tarihi uzmanlarının yanında çalıştı.
18 Kasım 1955’te “Liao Devrinden Önceki Kitanlar” konulu teziyle doçent unvanını aldı. 1959-1961 yıllarında Almanya’da ilmî araştırmalarda bulundu. Tayvan hükümetinin bursuyla 1962-1963’te Taipei’deki National Cheng-Chi Üniversitesi’nde çalışma yaptı. Temmuz 1963’te Japonya’ya geçti. Orta Asya uzmanı Japon tarihçileriyle tanıştı. Taipei’de bulunduğu sırada hazırlayıp profesörlük takdim tezi olarak sunduğu Sino-Turcica adlı eseriyle 27 Ocak 1965 tarihinde profesör oldu.
Ankara Üniversitesi’ndeki görevinin yanı sıra Ondokuz Mayıs Gençlik ve Spor Akademisi, Kara Harp Okulu ve Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde, Gazi, Selçuk ve Fırat üniversitelerinde Türk kültür tarihi ve siyasî tarih konularında dersler verdi. 22 Ekim 1984’te tayin edildiği Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Başkanlığından 7 Mayıs 1986’da istifaen ayrıldı.
Cennetmekân Prof. B. Ögel’le
Türk Tarih Kurumu’nun aslî üyesi olan Bahaeddin Ögel 7 Mart 1989’da Ankara’da vefat etti. Cenazesi 9 Mart’ta Kocatepe Camii’nde kılınan namazdan sonra Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi.
Almanca, İngilizce, Fransızca, Farsça, Çince, Moğolca ve Rusça bilen Bahaeddin Ögel, İslâmiyet öncesi Türk siyasî ve özellikle kültür tarihi üzerinde yaptığı çalışmalarla tanınır. Ögel, kültür tarihi çalışmalarında Türk kültürünü zaman ve mekân açısından bütün derinlik ve genişliğiyle ele almış, bir bütün olarak gördüğü bu kültürün köklerinin Orta Asya’da olduğunu, dallarının ise Avrasya’ya yayıldığını belirterek, köklerle dallar arasındaki bağların ortaya konulması gerektiğini vurgulamıştır. Onun yaptığı ilmî çalışmalarda Orta Asya, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet çizgisini esas aldığı görülmektedir.
Yirmi cilt halinde planlayıp ancak dokuz cildini tamamlayabildiği Türk Kültür Tarihine Giriş adlı eserinde Türkler’de köy ve şehir hayatını, ziraat ve yemek kültürünü, tuğ, bayrak, ordu, mehter, aile ve halk mûsikisi aletleri gibi konuları bütün ayrıntılarıyla inceleyen Ögel, Türk kültür tarihiyle ilgili araştırmaların XIX. yüzyılın sonlarında sinologlar, diğer yabancı tarihçiler ve filologlar tarafından başlatılmasını bir talihsizlik olarak nitelemiş, yabancı araştırmacıların Türk kültürünün özelliklerinden habersiz oldukları için tespit ve değerlendirmelerinde hata yapabildiklerini, bu sebeple Türk tarihi araştırmalarının Türk bilim adamlarınca yapılmasının gerekliliğini her fırsatta dile getirmiştir.
Bu eşsiz bilginimizin vefatından sonra, onun başladığı işi sürdürebilen bir tarih bilginimizin daha olmaması, Milletimiz ve Türk bilim âlemi için çok üzücüdür. Fuat Köprülü’nün 1955 yılında kurmuş olduğu, Halk kültürü (Folklor) Araştırmaları Kurumu’nun Başkanlığını yaptığım 1998 yılında, Prof. Dr. Bahaeddin Ögel’e, Ankara’da düzenlediğimiz törenle, Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü verdik…
Yayımlanan Eserlerinden Bazıları:
- Erzurum Anıtlarında Altay-Türk Sanatının İzleri (Erzurum 1947);
- İslâmiyet’ten Önce Türk Kültür Tarihi: Orta Asya Kaynak ve Buluntularına Göre (Ankara 1962);
- Çingiz Han ve Çin’deki Hanedanının Türk Müşavirleri (Taipei 1964);
- Türk Kültürünün Gelişme Çağları (İstanbul 1971);
- Türk Mitolojisi (I-II, Ankara 1971-1989);
- Türk Kültür Tarihine Giriş (I-IX, Ankara 1978-1987);
- Büyük Hun İmparatorluğu Tarihi (I-III, Ankara 1981); Türklerde Devlet Anlayışı: 13. Yüzyıl Sonlarına Kadar (Ankara 1982).
Bahaeddin Ögel’in Türk Tarih Kurumu Belleten’i ile Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, Türk Dünyası Tarih Dergisi, Vakıflar, Türk Kültürü ve Millî Kültür dergilerinde ve uluslararası dergilerde çok sayıda makalesi, tebliğleri, Türk Ansiklopedisi ve İslâm Ansiklopedisi’nde maddeleri yayımlanmıştır.