Çorap Söküğü
Yavaş gel, yerler yaş…
“Bıktık valla,
Şiştik valla…”
Türk-İş’in belirlemelerine göre açlık sınırı, Şubat 2024’de 16 bin 257 “liracık” olmuş. Yoksulluk sınırı ise sadece 52 bin 955 liracıkmış.
Son zamlarla aile yardımı ödeneği dâhil en düşük memur maaşı 32 bin 861 liraya yükselmişti.
Asgari ücret ise net 17 bin 2 lira.
Sordun madem, peki madem…
Bu şu demek Tülay: Memur ve asgari ücrete talim işçimiz “yoksul bile” değil!
*
“N’oldu bizim bu şehre, n’oldu?”
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
İşte tam da o sebepten milletin vekilinin maaşı 136 bin liracık.
Milletin vekilinin maaşı 8 asgari ücrete…
Milletin vekilinin maaşı 4,2 en düşük devlet memuru maaşına eşit.
Ne diyordum:
Gel yavaş gel, yerler yaş…
Sordun madem, peki madem...
Bu şu demek Tülay: Bir Türk dünyaya bedeldir, 136 bin liracık maaşlı milletin vekili ise 8 asgari ücretli Türk’e!
*
Nazım Hikmet, “Memleketimden İnsan Manzaraları”nda diyor ki:
“Memetçik Memet
Memetçik Memet.
Açlık çıkınca yoluna
Memetten Memede yok mu merhamet?”
Yoksulluk sınırı sadece 52 bin 955 liracık…
Asgari ücret ise 17 bin 2 lira olan memlekette, ‘Memetten Memede’ yoktur elbette merhamet!
Şu hâlde:
Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan…
Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın…
“Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz” diyen Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Yazalım üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Bitirirken…
Dünya, ne dediğinize değil ifade ediş biçiminize kulak verir.
Nazım’ın “Davet”iydi, Hikmet’in hasreti…
Aslında sadece hakkımız olanı istemiştik:
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…”
Olmadı, beceremedik.
Adına ne derseniz deyin, “Kentli popüler folk” ve/veya “protest” müziğin kilit taşı Kardeş Türküler, “Tencere Tava Havası”nda belki az söyledi ama kılavuzlarla “gide gide geldiğimiz yeri” herkesten daha iyi söyledi:
“Satamayınca gölgelerini
Sattılar ormanları…”