BAŞKENT’TEN SELAM
BİR ZAMANLAR MERSİN (1)
1960’lı yıllar… Antalya’da bindiğim vapur, tam 22 saatlik bir yolculuktan sonra Mersin limanına girdi. Muhteşem Alanya Kalesini bir kez de, açık denizden gördüm. Yolculuk esnasında, Antalya Mersin arasındaki tüm yerleşim birimlerini seyrettim. Tabiatın harikulâde güzelliklerini bir arada toplayan bu sahil manzaralarını bana, denizden görmeyi nasip eden Allah’ıma, şükürler ettim. Bir tarafta alabildiğine uzanan deniz, öte yanda Türkiye’min Akdeniz sahilleri… Ta Mersin’e kadar…
Mersin’e yepyeni ve mükemmel bir liman inşa ediliyordu. Hollandalılar tarafından inşaa edilen limanın Mersin’e çok şeyler katacağı muhakkak.
Mersin’de Adana’dan gelen bir ana yol-cadde ve bu caddenin kestiği Atatürk Caddesi var. Atatürk Caddesi, sonunda iki yola ayrılıyor. Sağa giden yol Kuvayi Milliye Caddesi, Hastane önünden geçerek, 27 Mayıs ihtilalinden sonra oluşan Hürriyet mahallesi evlerine gidiyor. Soldaki yol ise, Havuzlu Cadde, ki burası mahalle aralarına uzanıyor.
Mersin’in yeni ve büyük bir sebze ve meyve hali var. Burada toptan narenciye mahsülleri satılıyor ve Anadolu’ya sevk ediliyor.
Şehir sahile iyice yanaşmayıp, 50-60 metre içeride kurulmuş. Sahil boyunca park yapılmış. Çok geniş arazisi var, şehrin. Kenar mahalledeki evlerin hepsinin önünde bahçe var ve hemen hepsinde de narenciye ağaçları bulunuyor. Şehir stadına giden yolda uzun palmiye ve selvi ağaçları sıralanıyor.
Adana’dan gelen yolun devamı olan asfalt yol ile deniz sahili arasında muntazam bir şekilde uzanan ana caddeler, bir anlamda kentin alış-veriş merkezleri gibi…
Şehrin belirli bir otogarı yok. Her yerde, her yere giden otobüsler görülüyor. Adana’ya gidecek olanlar ise, hiç beklemeden vasıta bulabilirler. Ulaşım ücreti ise 250-300 kuruştur. Ayrıca tren de var. Yollar asfalt. Lokanta ve otel fiyatları ucuz sayılır. Kentte çok sayıda Araplar da görülmektedir.
Şehirde eğlence yeri olarak kapalı-açık sinemalar ve bar var. Belediye hizmetleri normal. Şehir içi bir günde gezilebilir. İki gün kalırsanız sıkılırsınız. Civar kazalardaki tarihi yerleri görme fırsatını bulamadım ama esasen bunları da görmek için zaman lazım…