BAŞKENT’TEN SELAM
ARNAVUTLAR
Kosova-Makedonya-Arnavutluk Görüntüleriyle
Uluslararası alanda, etnik topluluklardan bahseden kaynaklar, Arnavut kimliğini şöyle anlatırlar: “Arnavutlar ortak bir Arnavut soyunu, kültürünü, tarihini ve dilini paylaşan, Balkan Yarımadası'na özgü bir etnik gruptur.”
Bu ulus, çoğunlukla Arnavutluk, Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan'ın yanı sıra Hırvatistan, Yunanistan, İtalya ve Türkiye'de yaşıyorlar. Ayrıca Avrupa, Amerika ve Okyanusya'da yerleşik çeşitli topluluklardan oluşan büyük bir diaspora oluşturuyorlar.
Arnavutlar Paleo-Balkan kökenlidir. Bu kökenlerin yalnızca İliryalılara, Trakyalılara veya diğer Paleo-Balkan halkına atfedilmesi tarihçiler ve etnologlar arasında hala bir tartışma konusudur. Zira yaygın etnik ismi Alban olan bu ulusun, Kafkasya’da, bugünkü Azerbaycan topraklarında da yaşamakta olduklarına ilişkin yayınlar da vardır.
Albanoi (yani Alban) etnonimi ilk kez MS 2. yüzyılda Batlamyus'un (yani bugünkü) Arnavutluk'un merkezinde yaşayan bir İlirya kabilesi vasıtasıyla saptandı. Bu konudaki ilk yazı da 11. yüzyıl tarihçisi Michael Attaleiates tarafından kaleme alındı.
Arnavutluk'ta Hristiyanlık MS 8. yüzyıla kadar Roma Piskoposunun yetkisi altındaydı. Daha sonra Arnavutluk'taki piskoposluklar Konstantinopolis (İstanbul) Patrikliğine devredildi. 1054'teki Büyük Bölünme'den sonra kuzey yavaş yavaş Roma Katolikliğiyle, güney ise Doğu Ortodoksluğuyla özdeşleştirildi. 1190'da Arnavutlar, başkenti Kruja'da olmak üzere Arnavutluk'un merkezinde Arbanon Prensliği'ni kurdular.
Arnavut diasporasının kökleri, Orta Çağ'dan itibaren başlangıçta Güney Avrupa'ya ve sonunda daha geniş Avrupa ve Yeni Dünya'ya göçe dayanmaktadır. 13. ve 18. yüzyıllar arasında çok sayıda insan çeşitli sosyal, ekonomik veya politik zorluklardan kaçmak için göç etti. Arvanitler adlı bir grup, 13-16. Yüzyıllarda Yunanistan'ın güneyine giderken, başka bir grup da, 11-16. yüzyıllar arasında Sicilya ve Güney İtalya'ya yerleştiler. Daha küçük gruplar da 18. yüzyılda Hırvatistan ve Ukrayna'nın bazı bölgelerine göç ettiler.
Makedonya-Arnavutluk sınırındaki Arnavutların yaşadıkları Struga kentinde eşimle birlikte bir kafede temaşa eylerken
Osmanlı İmparatorluğu’nun 15.Yüzyılda Balkan Yarımadası'nı fethedince İskender Bey liderliğindeki bir grup direniş gösterdi. Ancak, onlara Osmanlı İmparatorluğu içinde eşit fırsatlar ve ilerleme olanağı sunan İslam'ı benimsedi benimsediler. Bundan sonra Arnavutlar önemli konumlara ulaştılar ve daha geniş Müslüman dünyasına kültürel olarak katkıda bulundular. Osmanlı Devleti'nin sayısız memur ve askeri ile birlikte çok sayıda sadrazam da Arnavut kökenliydi. Köprülü’ler döneminde Osmanlı İmparatorluğu toprakları hayli gelişti. 18-19. Yüzyılda Arnavut kökenli İşkodralı Kara Mahmud Paşa, Tepedelenli Ali Paşa ve Beratlı Ahmet Kurt Paşa tarafından birçok Arnavut Paşaları önemli görevlere atanırlarken, Mısır’a vali yapılan Kavalalı Mehmet Ali Paşa da orada Kavalalılar Hanedanlığı oluşturdu ve 20. yüzyılın ortalarına kadar Mısır ve Sudan üzerinde egemenliklerini sürdürdüler...
1912 yılında Balkan Savaşları sırasında Arnavutlar ülkelerinin bağımsızlığını ilan ettiler. O aşamada Osmanlı sınırları düşman tehdidi altındaydı ve hatta Anadolu’nun bir kısmı dünyan devletler tarafından işgal edilmişti. Yeni Arnavut devletinin sınırları Bükreş Antlaşması'nın ardından oluşturuldu ve etnik Arnavut nüfusunun yaklaşık yarısı Yunanistan, Karadağ ve Sırbistan arasında paylaştırılarak sınırlarının dışında bırakıldı. Arnavutluk bağımsız Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sağlayan siyasi ve askeri gücün içerisinde Türk kökenli insanlar da vardı.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1991 Devrimlerine kadar Arnavutluk, Enver Hoca yönetimindeki komünist bir hükûmet tarafından yönetildi ve bu yüzden Arnavutluk, Avrupa'nın egemen ülkeleri tarafından büyük ölçüde izole edildiler. Yugoslavya'da Arnavutlar, Kosova Savaşı ve sonunda Kosova'nın bağımsızlığıyla sonuçlanan ayrımcılık ve sistematik baskı dönemlerine maruz kaldılar.
Kosova ve Makedonya’da Hristiyan Arnavut hemen hemen hiç yok denilebilir ama Arnavutluk’taki bazı kentlerde az sayıda da olsa Hristiyan Arnavut’lar vardır. Esasen ulusun tamamına yakını Müslüman'dır.
Arnavutlar, 16. yüzyılda Osmanlı hakimiyetine girdiler ve ataerkil ve geleneksel bir yaşama geçtiler. Arnavut kültüründe kıdem ve saygı esastır. Bu nedenle yaşlılara büyük bir saygı vardır. Sülaledeki ya da ailedeki en yaşlı insan reis olarak kabul edilir ve sözlerinden dışarı çıkılmaz. Doğum, evlenme gibi önemli günlerde yapılan törenlerde sıkı bir disiplin dikkat çeker.
Avrupa'da 8 milyondan fazla Arnavut bulunduğu söylenmektedir. Bugün Arnavutlar Kosova, Karadağ, Yunanistan,Hırvatistan, Sırbistan, Slovenya, Romanya, Almanya, İsviçre, Mısır, Amerika, Birleşik Krallık, İsveç, Avusturya’da yaşıyorlar. Kuşkusuz Arnavutluk ve Türkiye’de yaşayan Arnavutların sayıları söylenen rakama dahil değildir. Esasen Türkiye'de net olarak kaç Arnavut olduğu konusunda kesin bilgi yoktur, Rahmetli Bülent Ecevit, Başbakan iken bir konuşmasında, “Ülkemizde 5 Milyon Arnavut var” demişti.
Arnavutların çeşitli tarihlerde Türkiye'ye büyük göçleri olmuştur. Bunlar ilk olarak Fatih Sultan Mehmet döneminde Müslümanlığı kabul edenlerin özellikle de başkent İstanbul'a gelerek gerek askeri gerekse ticari sebeplerden dolayıdır. Akabinde diğer büyük göç dalgası Balkanlar'daki karışıklıklar zamanında olmuştur. 1877-78 yılında meydana gelen Osmanlı-Rus Savaşı'nda ya da daha önceden göçler olduğu bildirilmekteyse de buna dair herhangi bir tarihî kaynak bulunmamaktadır.
Kuşkusuz Balkanlar’dan Türkiye’ye yapılan göçler sırasında Arnavutların nüfusun yanında, Türkler de vardır. Keza 1924 yılında Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye Güney Epir'den ve Ege Makedonyası'ndan gönderilen insanların birçoğu Arnavut’tur. Örneğin bu Arnavutlar özellikle Ege bölgesine göç etmişlerdir. Buna örnek olarak İzmir şehrini verebiliriz. Balkanlar'daki karışıklıklar ve Yugoslavya'nın özellikle Müslüman topluluklara uyguladığı baskılar devam ettiği için II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası Yugoslavya'dan (bugünkü Kosova ve Kuzey Makedonya’dan) göçler devam etmiştir. 1945'ten günümüze kadar hâlâ göçler yaşanmaktadır.
Kosovalı Arnavut dostlarım başıma bir Keçe külah giydirip, elime de bir Arnavut ülkesi olan Kosova’nın bağımsız bir devlet olduğunun ilanı olan bir plaket vermişlerdi.
Arnautlar, tarih içerisinde, maalesef iki büyük soykırım olayı yaşamışlardır. Özellikle Balkan Harbi'nden sonra Arnavutların yoğun yaşadığı yer olan Toplica şehrinde Sırplar tarafından büyük bir katliam yapılarak tamamı Arnavut olan bir şehir tamamen yok edilmiştir!... 1945'te de Yunanlar tarafından Çamlık (Çamerya)'da uygulanan soykırım olayıdır ki, bunların hesapları ne zaman görülecektir, Allah bilir!..
Arnavutlar, Türkler’le birlikte yaşamaya başladıktan sonra, kısa süre de birlirlerine yaklaşıp, dostluklar ve akrabalıklar kurdular. Örneğin Padişah III. Murat’ın eşi, Padişah III. Mehmet’in annesi olan Safiye Sultan Arnavut’tur… Bir de Osmanlı yönetimlerinde Başbakan gibi faaliyette bulunan Sadrazamlar arasında, çok sayıda Arnavutlar vardır. Bunların hangi tarihlerde görev yaptıklarını yazmadan, sadece isimlerini vermekle yetineceğim:
Bayezid Paşa, Zağanos Paşa, Koca Davud Paşa, Dukakinoğlu Ahmed Paşa, Ayas Mehmed Paşa, Lütfi Paşa, Kara Ahmed Paşa, Semiz Ahmed Paşa, Koca Sinan Paşa, Serdar Ferhat Paşa, Hadım Hasan Paşa, Yemişçi Hasan Paşa, Mere Hüseyin Paşa, Tabanıyassı Mehmed Paşa, Kemankeş Kara Mustafa Paşa, Sultanzade Mehmed Paşa, Tarhuncu Ahmed Paşa,Zurnazen Mustafa Paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Köprülü Mehmed Paşa, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Köprülüzade Numan Paşa, Köprülü Amcazade Hacı Hüseyin Paşa, Arabacı Ali Paşa, Hacı Halil Paşa Hacı İvaz Mehmed Paşa İvazzade Halil Paşa Alemdar Mustafa Paşa, Mustafa Naili Paşa, Avlonyalı Ferid Paşa Said Halim Paşa, Damad Ferid Paşa. Tabanıyassı Mehmed Paşa ve Gedik Ahmed Paşa…,
Arnavutluk’un saranda kentinde kaldığımız otel. Eşimle Denizin karşı yakasındaki Yunanistan’ın Korfu Adası’nı seyreylemiştik
Arnavut kökenli olan şu kişiler de Osmanlı ve T.C. önemli önemli işler yapmışlardır:
Mehmet Akif Ersoy, Abdülhalik Renda, Abdülkadir Aksu, Eyüp Sabri Akgöl, Ahmet Piriştina, Numan Menemencioğlu, Mehmet Fuat Köprülü, Necdet Menzir ve Kemal Derviş.
Elimizdeki tarihi bilgilere göre, Milletimize kayda değer hizmetlerde bulunan şu kişiler de Arnavut’tur: Enver Paşa, Oruç Reis, Kâzım Özalp, Barbaros Hayreddin Paşa, Alemdar Mustafa Paşa, Org. Nurettin Ersin ve Org. Çevik Bir.
Sivil cenahtan Şemsettin Sami Fraşeri, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Abidin Dino, Hoca Ali Rıza ile Kıvanç Tatlıtuğ, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Filiz Akın, Fikret Kuşkan, Nur Sürer, Nur Fettahoğlu, Evrim Akın, Hülya Darcan, Meral Çetinkaya ve Erdal Beşikçioğlu ile Müzisyenler Candan Erçetin, Simge Sağın, Soner Özbilen, Engin Noyan, Derya Uluğ, Fuat Güner, Arif Şentürk, Fettah Can, Metin Şentürk ve Türk Pop şarkıcısı Zeynep Bastık’ın da Arnavut olduklarını belirttikten sonra bir de spor camiasına bakalım:
Ali Sami Yen (G.S. Kulübü kurucusu, Kemal Halim Gürgen İstanbulspor Kulübü Kurucusu, İlhan Cavcav (Gençlerbirliği Başkanı), Özhan Canaydın (G.S. Başkanı), Futbolcular Arif Erdem, Ayhan Akman, Hakan Şükür, Emre Belözoğlu, Necip Uysal, Serdar ve Serkan Kurtuluş, Erkan Kaş, Fuat Yaman, Ersun Yanal ve Orhan Ak.
***
Bugün Arnavutluk, Kosova ve Makedonya’da yaşamakta olan Arnavutlarla yakın dostluk ilişkilerim vardır. Bu üç ülkeye çeşitli vesilelerle çok kez gittim, çok gazete ve dergilerde bunlarla ilgili yazılar yayımladım. Ayrıca Balkanlar, Makedonya, Arnavutluk ve Kosova adlı Seyahatnamelerimde de epey bilgi verdim. Kuşkusuz Türkiye’deki Arnavut kökenli soydaşlarım arasında da epey dostlarım vardır. Balkanlar’da yaşayan Arnavut kardeşlerimizin, Yüce Dinimiz İslâm’a ne denli bağlı olduklarını gördüğüm gibi, onların Büyük Önder Atatürk sevgilerini de yakından gözlemledim. Dolayısı ile Türkiye’de ve hatta Balkanlar’daki Arnavut kardeşlerimizin Türkiye’de olmaları, ülkemiz için bir güvencedir.