TÜRK KÜLTÜRÜNDE HAYVAN SEMBOLİZMİNE KISA BİR BAKIŞ
İnsanoğlu içinde bulunduğu bu evreni, var olduğu andan itibaren anlamlandırma çabası içine girmiş; evrendeki varoluşunu, çevresindeki canlıları ve kainatın oluşumunu sorgulamış ve bir sonuca ulaşmayı kendisinde zorunluluk addetmiştir. Bu zorunluluk içinde varlığını bir kaynağa dayandırma kaygısı taşıyan topluluklar, belli görüş ve inançlara bağlanmış, bunun sonucunda her toplumun, milletin kendine özgü maddi ve manevi kültür ögeleri oluşmuştur. Bu inanç kültürün oluşmasında ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında kutsal olayların ve mitlerin kurgulanarak aktarılmasında şüphesiz “Mitolojinin” rolü büyüktür.
İlk çağlarda soyut düşünme seviyesi zayıf olan insanlar, soyut kavramları somut bir şekle büründürüp yansıtma ihtiyacı hissetmiş; bu yüzden kendisi dışındaki her canlının da bedeninden ayrı bir ruhu olduğunu somut bir biçimde düşünmüştür. Bu düşünceyle anlamlandırılan varlıkların kutsallığı ilkel insanın inanç sistemini meydana getirmiştir. Tabiat karşısındaki acizliğini fark eden insanoğlu, evrendeki varlığını açıklama ihtiyacıyla, kendi hayal dünyasında sebep sonuç ilişkisi içerisinde hikayeler üretirken, diğer yandan da anlam veremediği doğa olayları karşısında kendini koruma ve savunma ihtiyacıyla birtakım güçlere sığınma gereği duymuştur (Sever, 1999).
Dünya üzerindeki en eski topluluklardan olan Türkler, çok sayıda devletler kurmuş birçok medeniyetle etkileşim halinde olmuşlardır. Bu etkileşim Türk Mitolojisinin birçok zengin bir kültürel birikimini de beraberinde getirmiştir.
“Mitolojik yaklaşımların genel yapısı kuşkusuz toplumların yaşamlarını önemli bir şekilde etkileyen ve belirleyen dini unsurlardan bağımsız düşünülemez. Türk mitolojisinin de elbette Türk milletinin inanç sistemi içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir” (Göğebakan,2013: 45).
İnanç sistemlerinin temeli “totemizme” ve “animizme” yani insanla hayvan ya da bitkiler arasında bir ilişki olduğu inancına dayanan ve dünyanın dört bir yanında çeşitli uygarlıklar kuran Türk milleti birçok hayvana değer vererek onları kutsamıştır. Binlerce yıllık mazisinde birçok hayvan tanıyan Türkler, bazı hayvanlara olumlu anlamlar yüklerken bazılarını ise olumsuz anlamlar üzerinden değerlendirmişlerdir.
Birçok millet ve topluluk gibi Türkler de gökyüzünü ve doğayı inceleyerek, bulundukları çevreyi ve evreni anlamaya, anlamlandırmaya çalışmışlardır. Bu sürede gerek doğal felaketlerden gerekse vahşi hayvanlardan korunmak için onları yakından incelemiş ve onlarla mücadele etmenin yollarını aramışlardır. Bu hayvanların tüylerini, kemiklerini üzerilerinde taşıyarak ve evlerinin belirli bir köşesine bu parçaları asarak o hayvanın gücünü ve özelliklerini taşıyacaklarına ve onların kendilerini koruyacaklarına inandıkları için hayvanları taklit etmişlerdir (Yücel, Yozgat, 2018).
Türk milletinde hayvan sembolizminin geçmişi Proto-Hun olarak da tanımlanan ve Orta Asya’da yaşayan topluluklara kadar uzanmaktadır ve ilk Türk uygarlıkları inanç sistemlerini hayvan üslubu etrafında oluşturmuşlardır. Sembolik temellendirmeler dâhilinde oluşturulan bu Orta Asya hayvan üslubunun kaynağını totem, animizm ve Şaman kültürü oluşturmuştur. (Pamuk & Oyman, 2016: 3)
Coğrafi bölgelerinin avantajından dolayı birçok uygarlık ile etkileşim içinde olan Türkler, doğu bölgesinde Budist Çin kültüründen etkilenirken bir yandan da İran inançları ile etkileşimi sürdürmüştür. İslamiyet’e geçişle birlikte Anadolu coğrafyasında bulunan yerleşik kültürler ile Orta Asya kökenli Türk uygarlıklarının hayvan sembolizmi kaynaşarak Anadolu’da çok katmanlı bir hayvan kültürü oluşmuştur. Selçuklu döneminde görülen hayvan kültürü Orta Asya inançlarının devamı nitelinde ortaya çıkarken, Selçuklu döneminden sonra İslamiyet’inde zaman zaman yanlış yorumlanmasıyla hayvan sembolizmine uygun figürler önem kaybetmeye başlamıştır (Alp, 2009, 53, 54). Bu açıdan bakıldığında; Türk mitolojisinde hayvan sembolizminin kimlik kazanmaya başladığı dönem İslamiyet öncesi döneme denk gelmektedir. İslamiyet sonrasında ise, havyan kültürü dini öğreti ve kültür çerçevesinde yeniden şekillenmiştir.
(Devam edecek )
Sağlıcakla kalın…
Kaynaklar:
Alp, Ö. K. (2009). Orta Asya’dan Anadolu’ya Kültürel Sembollere Giriş. Ankara: Eflatun.
Göğebakan, Y. (2013). Türk Mitolojisine Ait Unsurların Çağdaş Türk Sanatına Kaynaklık Etme Sorunu Sanat ve Tasarım Dergisi, 1 (12)
Pamuk, A. & Oyman, R. (2016). Türk Çini Sanatında Kullanılan Hayvansal Figürlerin Seramik Yüzeyler Üzerinde Üç Boyutlu Uygulanması. SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, 9 (17), 1-25. Rahman, A. (1996
Sever. M. (1999). Türk Mitolojisinde Kuşlar. Milli Folklor Dergisi, (42), 83-88.
Yücel, A. ve Yozgat, S. (2018). Türk Mitolojisindeki Kuş Sembollerinin Günümüz Logo Tasarımlarına Yansıması. Turkish Studies Social Sciences, (13), 1477-1493.