Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Ateşe Verilen Uygarlık, Kendini İfşa Eden Şeytan!

Ateşe Verilen Uygarlık, Kendini İfşa Eden Şeytan! Sanayi devrimi ile düzenli ve sistematik üretim sistemleri toplumsal yaşamda da değişimi tetikledi. Kıta Avrupası ve Amerika’ya yayılmaya başlayan gelişmeler devlet yapılarında ve uluslararası yapılarda da değişimleri başlattı. Birinci dünya savaşı ile yeniden dağıtılan kartlar ve oluşturulan sınırlar medeniyet ve uygarlık yapılarını da değiştirmeye başladı. Dönüşümü başlatan Avrupa ve daha sonra sahnede yerini alan Amerika, ikinci dünya savaşından sonra devletleri ve insanlığı yeniden tanımladı. İkinci dünya savaşının hemen akabinde 1945 kurulan Birleşmiş Milletler, BM Güvenlik Konseyi ile beşten büyük olan dünya! Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD ‘den oluşan beş devletin iki dudağı arasına sıkıştırıldı. Bu arada adaletin teminatı olacak Adalet divanı da oluşturuldu Bu kuruluş 1947’de Filistin’in paylaşım planı ile Arap ve Yahudi devletleri ile uluslararası Kudüs yönetiminin kurulusunu isteyerek İsrail’in kuruluşunun da önünü açtı 1947 İMF’nin yürürlüğe girmesi ile küresel Finansı kontrol merkezi oluştu. 1800’lü yılların ortasından itibaren kurumsallığı kutsallaştırılan Avrupalılık kavramının yanına Fırsatlar ülkesi Amerika ile beraber küresel düzeyde ekonomik ve sosyal düzeyde çekim merkezi de oluşturulmuş oldu. Böylece İlkelerle örülmüş kurumsallaşmış toplumsal yapılar oluştu. (ASTM) Amerikan Standardı, (DIN) Alman standardı gibi küresel mal ve hizmet üretimin ölçüsü de oldular.  Küresel ekonomiyi ve sosyal yaşamı yönetecek bir yapının organizasyonu standartları da kontrol eder hale geldi. Tuhaf bir rastlantı İnsan hakları evrensel beyannamesi de 10 Aralık 1948 ‘ birleşmiş milletlerde kabul edildi. Sözüm ona insanlık yüceltilecek insani değerler korunacaktı. İnsana ait bütün değerler; 1949‘da kurulan NATO ve 1955 VARŞOVA paktının kuruluşu ile küresel düzenin Askeri mekanizması hazırlandı. Artık dünya gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş olmak üzere gelişim seviyelerine de bölündü. Bütün devletler gelişmiş olmalıydı. Sistem; adalet, insan hakları, adil kalkınma, barış, demokrasi üretecek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler de bu sisteme sahip oldukça gelişeceklerdi. Bu arada kadim medeniyetleri itibarsızlaştıracak düzen de kuruldu. Var olan ilkeler ve kurumsal yapılar bizzat kendi sahiplerine tahrip ettirildi. Çünkü tek kurumsal düzen kendilerininki olarak sunuldu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bu ülkelerin kanunlarını, sistemlerini kopya ettiler örnek aldılar. Neden? Çünkü gelişeceklerdi. Kendi potansiyel yapılarına uyup uymadığına bakmaksızın hazır gelişme formülü vardı ve onu kullanmaya başladılar. Ama günümüze geldiğimizde bu düzen gelişmiş ülkelerle diğer ülkeler arasındaki arayı iyice açtı. Hatta dünya ekonomisinin sahibi bu devletlerin de ötesinde küresel bazı güçlerin olduğu gerçeği gün ışığına çıktı. ‘’Dünyanın en zengin kesimi küresel servetin % 82’ine sahip’’ kaynak BBC… Hatta servetler devletlerden küresel güçlerin eline geçti. Dolayısıyla devletler halkın ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayan değil küresel güçlerin faydasını ve güvenliğini sağlayacak şekilde organize olmaya başladılar. İşte bugün GAZZE’de yaşananlar bir bir bunları ortaya çıkarıyor. İsrail bombaladıkça; ·         Fırsatlar ülkesi Amerikan makyajı dökülüyor ·         Medeniyetin Kutup Yıldızı Sönüyor ·         İMF sömürü düzeni çöküyor ·         İnsan hakları evrensel beyannamesindeki;  Adalet, Yaşama hakkı, Eğitim, düşünce özgürlüğü, sağlık, toplumsal güvenlik  gibi haklar  İsrail topları ile yerle bir oldu.  Seyahat özgürlüğü zorunlu göçe döndü hatta göç ederken güvenli bölgeler diye gösterilen yerler mezara dönüştü. ·         İsrail vurdukça Müslüman ülkelerin Takvalarının şekilden ibaret olduğu ortaya çıktı ·         Birçok küresel ödülün kendi toplumunu satan ülkelere verildiğini anlamaya başladık. ·         Bursların,  eğitim imkânlarını aslında küresel düzene insan devşirme yöntemine dönüştüğünü gördük. ·         Bu düzende yetişen aydınların aslında öğretilmiş çaresizliklerine şahit olduk. Ezberletilmiş bakış açıları ile kendi ülkelerine ihanetine şahit olduk. ·         Ulusal ekonomik çevrelerin ve politikacıların küresel güçlerin taşeronu olduğunu fark etmeye başladık. İsrail GAZZE’de vurdukça aslında dost sandığımız, insanlık adına olduğunu düşündüğümüz değerlerin Şeytanın giymiş olduğu elbiseler olduğunu anlamaya başladık. Birey olarak nasıl da günlük yaşamımızda onların bağımlısı olduğumuzu fark etmeye başlıyoruz. Onların ürününü kullanmaktan vazgeçemeyişmişiz bizim aslında yaşamın neresinde olduğumuzu göstermiyor mu? İsrail vurdukça küresel gücün aslında makyajlı bir şeytan olduğunu görmedik mi? Şeytan bize en sevdiğimiz hallerde görünmez mi? Çevremize bakalım bu küresel şeytan ne kadar hayatımızı etkilemiş? Bizi bizden, memleketimizi bizden, değerlerimizi ruhumuzdan,  vicdanı ve insanlığı benliğimizden nasıl da koparmış? Görebiliyor muyuz? Göremiyorsak vah halimize! Rahatımıza bakalım uyanık yaşamaya devam, uyanmadan…  
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2024 - Pazartesi

Ateşe Verilen Uygarlık, Kendini İfşa Eden Şeytan!

Ateşe Verilen Uygarlık, Kendini İfşa Eden Şeytan!

Sanayi devrimi ile düzenli ve sistematik üretim sistemleri toplumsal yaşamda da değişimi tetikledi.

Kıta Avrupası ve Amerika’ya yayılmaya başlayan gelişmeler devlet yapılarında ve uluslararası yapılarda da değişimleri başlattı.

Birinci dünya savaşı ile yeniden dağıtılan kartlar ve oluşturulan sınırlar medeniyet ve uygarlık yapılarını da değiştirmeye başladı.

Dönüşümü başlatan Avrupa ve daha sonra sahnede yerini alan Amerika, ikinci dünya savaşından sonra devletleri ve insanlığı yeniden tanımladı.

İkinci dünya savaşının hemen akabinde 1945 kurulan Birleşmiş Milletler,

BM Güvenlik Konseyi ile beşten büyük olan dünya! Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD ‘den oluşan beş devletin iki dudağı arasına sıkıştırıldı.

Bu arada adaletin teminatı olacak Adalet divanı da oluşturuldu

Bu kuruluş 1947’de Filistin’in paylaşım planı ile Arap ve Yahudi devletleri ile uluslararası Kudüs yönetiminin kurulusunu isteyerek İsrail’in kuruluşunun da önünü açtı

1947 İMF’nin yürürlüğe girmesi ile küresel Finansı kontrol merkezi oluştu.

1800’lü yılların ortasından itibaren kurumsallığı kutsallaştırılan Avrupalılık kavramının yanına Fırsatlar ülkesi Amerika ile beraber küresel düzeyde ekonomik ve sosyal düzeyde çekim merkezi de oluşturulmuş oldu.

Böylece İlkelerle örülmüş kurumsallaşmış toplumsal yapılar oluştu.
(ASTM) Amerikan Standardı, (DIN) Alman standardı gibi küresel mal ve hizmet üretimin ölçüsü de oldular.  Küresel ekonomiyi ve sosyal yaşamı yönetecek bir yapının organizasyonu standartları da kontrol eder hale geldi.

Tuhaf bir rastlantı İnsan hakları evrensel beyannamesi de 10 Aralık 1948 ‘ birleşmiş milletlerde kabul edildi. Sözüm ona insanlık yüceltilecek insani değerler korunacaktı. İnsana ait bütün değerler;

1949‘da kurulan NATO ve 1955 VARŞOVA paktının kuruluşu ile küresel düzenin Askeri mekanizması hazırlandı.

Artık dünya gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş olmak üzere gelişim seviyelerine de bölündü.

Bütün devletler gelişmiş olmalıydı.

Sistem; adalet, insan hakları, adil kalkınma, barış, demokrasi üretecek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler de bu sisteme sahip oldukça gelişeceklerdi.

Bu arada kadim medeniyetleri itibarsızlaştıracak düzen de kuruldu. Var olan ilkeler ve kurumsal yapılar bizzat kendi sahiplerine tahrip ettirildi. Çünkü tek kurumsal düzen kendilerininki olarak sunuldu.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bu ülkelerin kanunlarını, sistemlerini kopya ettiler örnek aldılar. Neden? Çünkü gelişeceklerdi. Kendi potansiyel yapılarına uyup uymadığına bakmaksızın hazır gelişme formülü vardı ve onu kullanmaya başladılar.

Ama günümüze geldiğimizde bu düzen gelişmiş ülkelerle diğer ülkeler arasındaki arayı iyice açtı.

Hatta dünya ekonomisinin sahibi bu devletlerin de ötesinde küresel bazı güçlerin olduğu gerçeği gün ışığına çıktı.

’Dünyanın en zengin kesimi küresel servetin % 82’ine sahip’’ kaynak BBC…

Hatta servetler devletlerden küresel güçlerin eline geçti.

Dolayısıyla devletler halkın ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayan değil küresel güçlerin faydasını ve güvenliğini sağlayacak şekilde organize olmaya başladılar.

İşte bugün GAZZE’de yaşananlar bir bir bunları ortaya çıkarıyor.

İsrail bombaladıkça;

·         Fırsatlar ülkesi Amerikan makyajı dökülüyor

·         Medeniyetin Kutup Yıldızı Sönüyor

·         İMF sömürü düzeni çöküyor

·         İnsan hakları evrensel beyannamesindeki; 

Adalet,

Yaşama hakkı,

Eğitim, düşünce özgürlüğü, sağlık, toplumsal güvenlik  gibi haklar  İsrail topları ile yerle bir oldu. 

Seyahat özgürlüğü zorunlu göçe döndü hatta göç ederken güvenli bölgeler diye gösterilen yerler mezara dönüştü.

·         İsrail vurdukça Müslüman ülkelerin Takvalarının şekilden ibaret olduğu ortaya çıktı

·         Birçok küresel ödülün kendi toplumunu satan ülkelere verildiğini anlamaya başladık.

·         Bursların,  eğitim imkânlarını aslında küresel düzene insan devşirme yöntemine dönüştüğünü gördük.

·         Bu düzende yetişen aydınların aslında öğretilmiş çaresizliklerine şahit olduk. Ezberletilmiş bakış açıları ile kendi ülkelerine ihanetine şahit olduk.

·         Ulusal ekonomik çevrelerin ve politikacıların küresel güçlerin taşeronu olduğunu fark etmeye başladık.

İsrail GAZZE’de vurdukça aslında dost sandığımız, insanlık adına olduğunu düşündüğümüz değerlerin Şeytanın giymiş olduğu elbiseler olduğunu anlamaya başladık.

Birey olarak nasıl da günlük yaşamımızda onların bağımlısı olduğumuzu fark etmeye başlıyoruz.

Onların ürününü kullanmaktan vazgeçemeyişmişiz bizim aslında yaşamın neresinde olduğumuzu göstermiyor mu?

İsrail vurdukça küresel gücün aslında makyajlı bir şeytan olduğunu görmedik mi?

Şeytan bize en sevdiğimiz hallerde görünmez mi?

Çevremize bakalım bu küresel şeytan ne kadar hayatımızı etkilemiş?

Bizi bizden, memleketimizi bizden, değerlerimizi ruhumuzdan,  vicdanı ve insanlığı benliğimizden nasıl da koparmış?

Görebiliyor muyuz?

Göremiyorsak vah halimize! Rahatımıza bakalım uyanık yaşamaya devam, uyanmadan…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com