Çorap Söküğü   Yalnızlığımdı, içimde köpek gibi havlayan…   İnsan evladı bir tuhaftır. Azı dişleriyle kesici dişleri arasında… İki yanda, altlı üstlü ve de sivri dört köpek dişi bulunan insan evladı, sokak köpekleri “uyutulsun” istiyor, sokak köpeklerine “ötanazi” istiyor. Köpeğin insanı ısırması değil, aziz vatanın her sokağından toplanacak sokak köpeklerini insan evladının katledecek olmasıdır artık Türkiye’de haber!   *   İçimizi acıtan, yüreğimizi dağlayan girişimin adı: “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi.” Teklife imza veren 72 milletvekilinin tümü AKP’li. İmza verenlerden 11’i kadın milletvekili. İmza atan kadınlardan 1’i Mersin Milletvekili. O vekil, dinî inanışlara göre dünya üzerindeki ilk kadının da adını taşıyan Havva Sibel Söylemez. Havva Anamızın adını taşıyan Sibel hanıma sormak istediğim, sırasını bekleyen bir tabur soru var aklımda ama… Lütfetse görüşsek. Lütfetmez biliyorum. Gazeteden seslenişim de nafile zira sesime ses vermeye soyadı izin vermez: Havva Sibel Söylemez. Öyle ya sözünü, imzaladığı kanun teklifiyle söylemiş Havva Sibel Söylemez. Yeter söyleme, söyleme artık Sibel Söylemez. Kelimeler kanatır yarayı. Üstü kalsın!   *   Evinde iki sokak hayvanı sahiplenmiş birey, seçmen, Mersinli olarak katliam teklifine direnenleri görünce gururlandım, umutlandım. Meclis Parkı (TBMM)  önündeki eylemi televizyon ekranından izlerken baktım ön safta “bizim çocuklar”, bizim diğer vekiller. Mecliste ve sokaktaki performansını dikkatle takip ettiğim Perihan Koca elinde mikrofon, yine yüksek perdeden saydırıyor, yürek dağlayan kanun teklifine direniyor, yine kaş göz demeden salvo. Vekilimiz olduğu için gurur duydum. Ön safa dikkatlice bir daha baktım. Talat Dinçer, biraz ötesinde Gülcan Kış. İyi ki varlar, gurur duydum. Ekranda göremediğim ama kanun teklifine karşı olduğundan emin olup çok başarılı bulduğum Mehmet Emin Ekmen ve diğer vekillerimize de selam olsun! (A, bir de… Televizyonlar son dakika haberi vermeye bayılır. Kanun telifinin görüşüldüğü komisyonda çıkan arbedede başrolde yine Perihan Koca.) *   Şey diyecektim…   En çok da bu katliam teklifine “Kabul etmiyoruz” diye bayrak açıp Türkiye’de ön alan, vicdanımızın sesi olan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile… Bu dik, insani ve vicdani duruşla gurur duydum. Ne demişti Mahatma Gandhi: “Bir ulusun büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara nasıl davrandıklarına bakarak anlaşılabilir.” Gandi’ye ve bu mevzuda Seçer’e hayranlığım arttı.     *   Aşk ağlatır, dert söyletirmiş. Serseri martılar gibi uçuştuğum günlerdi. Hep saklambaç oynayıp hep kaybettiğim yıllar… Üsküdar, mevsim hazandı. Söz yorgun, yürek yorgun, ağlayan nar giden yâr, içim dışım Attila İlhan’dı. “İçimde köpek gibi havlayan” ise yalnızlığımdı. Evinde iki sokak hayvanı sahiplenmiş birey, seçmen, Mersinli olarak katliam teklifine direnenleri görünce gururlandım, umutlandım, çoğaldım. İçim dışım, sağım solum, önüm ardım çoğul. Çoğul türkülerim benim.   Bitirirken… Bir söz düştü aklıma. Mark Twain söylemiş: “Köpekler centilmendir. Umarım onların cennetine giderim, insanların değil…”