Türk Kozmogoni ve Mitolojisinde Kuşlar - 2
İnsanoğlunun inançlarını ve duygularını ifade edebilmek için imgelere, sembollere ve biçimlere başvurma arzusunun ilk çağlara kadar uzandığı bilinmektedir. İlk mağara ve kaya resimleri ile başlayan bu uzun yolculukta, canlı ve cansız varlıklar olarak yer alan bu imgelerin kökeni evrenin yaratılış mitlerine kadar dayanmaktadır.
Bugün halk kültürlerinin oluşmasında önemli rol oynayan bu imge ve semboller, çağlar boyu yaşatılmış ve günümüze kadar aktarılmıştır. Dünyayı ve doğayı, yaşadığı deneyimlerin olumlu ve olumsuz sonuçları ile keşfeden insanoğlu; tabiat karşısında kendisinin aciz ve güçsüz olduğunu fark ettiğinde, doğadaki canlıları kutsallaştırmaya başlamıştır. İşte bu noktada canlı varlıkların kutsallığı, ilkel insanın ilk inanç sistemini oluşturmasına zemin hazırlamıştır.
Hayvanların ata olarak kutsal sayılması, hatta tanrısallaştırılması ilk insanın doğa karşısında savunmasız ve aciz kalmasının bir göstergesi olabilir. Bu bağlamda kuşların önemli bir işlevi vardır. Kuşlar kimi zaman tanrı ile insan arasında bir iletişim vasıtası olarak kimi zaman ise ruhun biçimsel tasavvuru şeklinde birçok konumda anlamlandırılmıştır. Dünya kültürlerini oluşturan bütün mitler incelendiğinde, kuşların genellikle iyiliğin, güzelliğin ve ruhun sembolü olarak karşımıza çıktığı görülmektedir.
Kuşlar, Türklerin inanç sistemlerinde büyük bir önem arz etmektedir. Türklerin hayvanları "kutsal ata" olarak görmelerini sadece bir totem olarak değerlendirmek, onun sosyal ve hukuki cephelerini görmezden gelmektir. Kuşlara yüklenen anlamın temelleri Orta Asya Türk devlet ve boylarının "Gök Tanrı" inancına dayanmaktadır. Kuşlar, gökte uçmaları nedeniyle Gök Tanrı’nın idaresindeki kutsal bir varlık, Gök Tanrı'nın bir temsilcisi ya da koruyucu ruh olarak görülmüşlerdir. Diğer yandan kuş, Şamanizm inancında ölen birinin ruhu olarak değerlendirilir, ölen kişilerin ruhlarının bir kuş olarak göğe uçmaları, Türklerde oldukça yaygın bir düşüncedir.
Şamanizm inancında yansımasını bulan pek çok kuş, şamanların elbiselerinde arma olarak yer aldığı gibi, bayrakta veya hakanın çeşitli tasvirlerinde de yer almıştır. Şamanizm’de kuşların önemli bir yeri vardır. Sözgelimi, Yakut Türkleri göğün direği sayılan sırıklar üzerine ağaçtan yapılmış çift başlı kartallar koyarlar ve bu sırıkların üzerine merdiven gibi enlemesine ağaçlar çakarlardı. Bu ağaçların sayısı göğün katlarını simgelemek üzere yedi ve dokuz olurdu. Yine şaman, doğmadan önce kuş biçiminde hayat ağacının dallarında olurdu ya da kuşlar, şamana gezisi sırasında eşlik ederlerdi.
Kaşgarlı Mahmud’un DLT’ünde her Oğuz boyu için bir yabani kuş ongun olarak sayılmıştır. Reşid’üd-din’in Cami’üt-tevarih’inde ve Ebulgazi Bahadır Han’ın Secere-i Terakkime’sin de yine Türk etkisi görülür ve her 4 boy için bir ongundan bahsedilir.
Her boyun, kendisinin tanınmasını sağlayacak bir arma/simge olarak bayrağında bulundurduğu kuşu vardır. Bunlardan;
Şunkar: Kayı Boyu
Ügi: Bayat Boyu
Köykenek: Alka Evli Boyu
Göbek Sarı Kuşu: Kara Evli Boyu
Turumtay: Yazır Boyu
Kırgu Kuşu: Yapar Boyu
Kızıl Kaçıgay: Dodurga Boyu
Köçken : Döger Boyu
Cure Laçin: Avşar Boyu
Sarıca: Kızık Boyu
Bahri: Beg Dili Boyu
Su Bürkütü: Karkın Boyu
Ala Toğanak: Becene Boyu
Buğdayık: Çavuldur Boyu
Humay: Çepni Boyu
Bürküt: Salur Boyu
Encari: Eymür Boyu
Yagılbay: Bügdüz Boyu
Toygun: Yıva Boyu
Cure Doğan: Kınık Boyu ongonu olarak belirtilmiştir.
(devam edecek)
KAYNAKLAR
Eyuboğlu, İ. Z. Anadolu Mitolojisi. İstanbul: Derin Yayınları, 2007.
GÖRSEL: https://www.kulturportali.gov.tr/medya/fotograf/fotodokuman/5089/divrigi-ulu-cami-ve-darussifasi-bati-kapi
ÖGEL, B. Türk Mitolojisi II, TTK, Ank., 1993
ÖGEL,B. Erzurum Anıtlarında Eski Altay-Türk San’atının İzleri, Erzurum Halkevi Yay., Erzurum 1947.
Öger, A. ve Köse, S. Uygur Kültüründe Tufan’ın Kuşları: Kırlangıç ve Güvercin. Uluslar arası Uygur Araştırmaları Dergisi, (3),163-175. 2014
Sarı, İ. Türk Sanatında ve Silifke Kültüründe Keklik. Paradigma Akademi Yayınları, Çanakkale, 2023.
Sever M. Milli Folklor Dergisi Yıl: 11 Sayı: 42