SEÇİM YAZILARI - 15
SİLİFKE’NİN SEÇİMİ
Bilindiği üzere, seçmenler olarak cumhurbaşkanlığı seçimi için geçtiğimiz Pazar ikinci kez sandığa gittik. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda (14 Mayıs) sonuçlanamaması, biz seçmenleri yeniden sandık başına götürdü. Bu kez tek bir pusula ve iki aday vardı. O yüzden oy verme ile oy sayım işlemleri nispeten hızlı ve seri bir şekilde sürdürüldü. Ve akşam pek de geç olmayan saatlerde seçimlerin sonucu belli idi: Cumhur ittifakının adayı Sn. Erdoğan yüzde 52,18’lik oy oranı ile seçim yarışında ipi göğüsleyen taraf oldu. Millet ittifakının adayı Sn. Kılıçdaroğlu ise rakibinin 5 puan gerisinde kalarak yüzde 47,82’lik bir oy diliminde kaldı.
Peki, Silifke’de durum neydi? Silifke’de toplamda 312 sandıkta oy kullanıldı. Silifke’nin toplam seçmen sayısı 97.658 idi. Bu seçmenlerin 85.448’i sandığa gitmiş ve oyunu kullanmış idi. İlk tur seçimlerine nazaran Silifke’de (ülke genelinde de olduğu gibi) katılım oranında bir düşüş görülmekteydi. Ve sandık sonuç tutanaklarına göre genel itibariyle Silifke’de millet ittifakının adayı Sn. Kılıçdaroğlu’nun bir ağırlığı vardı. Günün sonunda bütün sandıklar açıldığında ve oylar sayılıp, tutanaklar birleştirildiğinde ortaya şöyle bir tablo çıktı:
Cumhur ittifakının adayı Sn. Erdoğan geçerli oyların yüzde 41,72’sini (35.213 oy) elde etmiş, millet ittifakının adayı Sn. Kılıçdaroğlu ise yüzde 58,28’lik oy oranı ile (49.186 oy) Silifke’de seçimleri ilk sırada tamamlamıştı.
Silifke seçmeni -ülke genelindeki yaygın kanının aksine- muhalefete bir şans tanımak istemiş ve oyunu “değişim”den yana kullanmıştı. Ancak, Silifke’nin değişim isteği ülke genelinde bir karşılık bulmadığından Sn. Erdoğan bugün üçüncü kez cumhurbaşkanlığı makamını elde etmiş durumda. Üstelik rakibi ile arasındaki 5 puan farkla iktidarını daha da sağlamlaştırmış görünüyor. 14 Mayıs’ta yapılan milletvekilliği seçimlerinde elde edilen sonuç da düşünülünce gelinen noktada cumhur ittifakının seçimlerden hatırı sayılır bir zafer elde ettiği aşikar.
Bu anlamda, Silifke’nin seçimi ile Türkiye’nin seçimi kendi içerisinde bir tezatlık oluşturmakta ise de bu aslında Silifke özelinde normal karşılanabilecek bir durum. Zira, Silifke çoğu zaman genel siyasi iklime uymayan seçmen eğilimlerine sahip. Bu da Silifke’yi demokratik yarışlarda farklı bir noktaya taşıyor. Silifke’yi kazanan -çoğu zaman- Türkiye’yi kazanamıyor. Ya da bir başka deyişle, iktidarın yolu Silifke’den geçmiyor.
Seçim süreçlerinin tamamlanması ile birlikte ülkece artık normal gündemlerimize dönebiliriz, diye düşünüyorum. Tahminim odur ki; önümüzdeki günlerde içerisinde “seçim” geçen cümleler daha da azalacak günlük konuşmalarımızda. Bir noktadan sonra da -en azından bir süreliğine- “seçimler” ve “adaylar” meseleleri tamamıyla unutulup gidecek. En nihayetinde hayat da akıp gidiyor, başkaca sorunlar kişisel gündemlerimizde yer almaya devam ediyor. Herkes hayata dair bir çaba içerisinde. Ve hayat en nihayetinde bir beklentiler manzumesi. İnsanın anlam arayışında mutluluk ve huzur isteği, bu beklentilerin en başında geliyor. Günün sonunda, seçimlerde kimin neyi elde ettiğinin pek bir önemi kalmıyor.