YOLLAR VE SİLİFKE…
Geçen hafta Cuma günü yollara düştük, Konya ve Niğde arasında yolculuk yapmak nasip oldu. Kısaca 5-6 günümüzü Silifke dışında geçirdik.
Bu beş-altı günü iyi mi yoksa kötü mü oldu derseniz, insanın evlatları ile geçirdiği zamanın kötü olması asla mümkün değil.
Konumuza gelelim ve yollar ile Silifke’ye bir açıklık getirelim…
Konya’yı şehir olarak anlatmamıza gerek yok sanırım. Alt ve üst yapıları, sanayisi ve her türlü sosyal aktiviteleri ile ülkemizin en iyi şehirlerinin başında gelmektedir.
Yollarda trafik akışı kesinlikle duraklamaz, alt ve üst geçitler, kavşakların sıkışmaması için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmamış. Yolları ise alabildiğince geniş ve rahat. Trafik kurallarına uymayan çok az insan var. Onar da gerekli cezalara otomatik olarak çarptırılıyorlar zaten…
Konya’dan Niğde’ye doğru giderken ise otoban dışında kalan yollar adeta otoban gibi yapılmış. Rahat. Kavşaklarda da yine trafiği rahatlatacak ast ve üst geçitler…
Yol boyunca gördüğümüz; en küçük yerleşim yerlerinden bile geçerken, yollarda asla bir trafik karmaşası yaşanmıyor. Trafik ışıklarında yüzlerce metre kuyruklar asla oluşmuyor. Düzenli bir trafik akışı var. Trafiğin yoğunlaşması muhtemel kavşaklar ise alt ve üst geçitlerle rahatlatılmış.
Niğde’nin en büyük ilçelerinden olan Bor’dan Niğde’ye doğru giderken, sanki büyük bir şehirden geçiyormuş izlenimi oluşturdu. Yolları, binaları, ara caddeleri, sokakları, imarı…
Tamamı 62 bin 500 nüfusu olan bir ilçe olan Bor, Silifke’den oldukça küçük ama hizmet ehli insanların yönettiği bir şehir olunca güzellikleri anlatılıyor.
Niğde’de son yıllarda göç alan şehirlerarasında yer alıyor ve her geçen yıl gelişiyor. Bu gelişme şehrin fiziki şanlarına da o kadar çok yansımış ki, ne trafik sorunu, ne otopark sorunu; yollar Konya’nın yolları kadar geniş olmasa da gelecek düşünülerek planlanarak yapılmış.
Ya binlerce yıllık geçmişi olan, tarihinde kralların yaşadığı ve yönettiği, cumhuriyetin ilk yıllarında da il merkezliği yapmış olan Silifke; şimdilerde adeta binaların yükseldiği bir köy görünümünde.
Altyapı yok (Kanalizasyon ve içme suyu çok sıkıntılı. Pis kokular soluyoruz, sular ise sürekli patlaklar nedeni ile kesiliyor.), elektrik kesintileri yeterli alt yapının olmaması nedeni ile fırtınalı ve yağışlı havalarda sürekli sorun çıkarıyor. Otopark büyük bir dert, ana cadde olarak adlandırdığımız yollardan artık çift araçla geçmek mümkün değil.
Şehrin notu olan Keklik ve Dörtyol kavşakları ise, tam bir felaketi yaşatıyor insanlarımıza. İlk yeşilde geçmenin mümkün olmadığı trafik yoğunluğunda üçüncü kez yanan yeşil ışıkta geçenler “Çok Şükür” diyebilecek kadar memnun olabiliyorlar(!)
Çok fazla bir yorum yapmaya gerek var mı?
İnsanın kendisine verdiği zararı kimseler veremez!
Silifkeli kendi kendine yapıyor ne yapıyorsa…
Derler ya!
Ya yapan usta olacak ya da yaptıran…
Silifkeliler ne usta ne de ustayı seçebiliyorlar?
Erdemli, Silifke’ye bağlı bir bucak iken, şimdi ise her yönü ile Silifke’yi geride bırakmış durumda…
Sanırım anlaşıldı…
Sevgi Işığımız Olsun…