PENCERE’mdeyim
27 ŞUBAT DÜNYA RESSAMLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
“Söz uçar yazı kalır” deniyor. Tam 40. Yılını tamamlamış sanat eleştiri yazısını o yıllara da giderek okudum. Yeni gibi heyecanlandım. Bu günüme daha çok emek vermeliyim.
***
Gençlik Kitabevi Sanat Galerisi’nde otuz iki yapıttan oluşan sergisi üzerine de geçerli olan düşün ve duyarlılığında sanatçı, “Çalışmalarımda kadını, insanı doğada, genelde çıplak sevgiyi, sevgisizliği, acıyı, umudu, umutsuzluğu, sevinci bazen yaşarken, bazen de ararken işlemekteyim, amacım budur” diyor. Hiç kuşkusuz, ‘resim değerleri’ yaratma olgusuyla iç içe bulunur. İnsan, çift yaşamlı bir canlı olarak, kendisi ve hemcinsleri için giriştiği ve adanmışlığındaki sürecinde elbette ki yaratmanın ‘seçim’ini de önerip, örneklendirir. Bu seçim, düşünceler, duyarlılıkların kuruluşunda ‘simge’lerden de yararlanabilir. Sanıyorum, Emine İzdar’ın dördüncü kişisel sergisi de bu yaklaşım içindedir.
EMİNE İLKKUTLU İZDAR /”Ayrılış”
1984 /Tuval üzerine yağlıboya
55x45 cm
EMİNE İLKKUTLU İZDAR /” Kuşku”
1984 /Tuval üzerine yağlıboya
55x45 cm
EMİNE İLKKUTLU İZDAR /” Yorum”
1985 /Karton üzerine yağlıboya
20x48 cm
Yapıtları özel ve kamu kesimi koleksiyonlarında yer alan Emine İ. İzdar (Antakya, 15 Mart 1945), Mersin Lisesi’nde özellikle 1958 -1959 ve 1959 -1960 ders yıllarında ressam ve öğretmen olarak görev yapan Haşmet Akal’ın (1918 -1961) öğretisinden yararlandı. Sürekli çalışma, güvenli ve istekli olmayı, bu yıllardan günümüze, bu suretle elde etme olanağı doğdu. Sabırlı çabaların yöresel motiflerden evrensel kalıplara yaklaşım doğrultusunda, düşsü -kurgusal güncelliği sevecenliğinde sıralaması, ‘Yapraklar Yeterken’, ‘İki Ana’, ‘Anne’, ‘Mayolu Kadın’, ‘Üç Kadın’, ‘Kadınlar’, ‘Palyaço’, ‘Dinlenti’, ‘Tekne’, ‘Balık’ ve ‘Görünü’ isimli yapıtlarında somutlaşıyor. Bu somut tavırda, belki de geçmişin, günümüzün -şimdiki yaşamımızın -ve giderek geleceğimizin yeniden gözden geçirilmesi olgusu vardır ki bu sanatçı içtenliği, kendisindeki sınırları genişletebilme, zorlama -güzellemesi kaçınılmazlığında, kendisinde buna yer bulunduğunu düşündürmektedir. Bazılarda Max Ernst, eşzamanlılık, eşleme içeriğinde Macdonald -Wright, tüm soyutlama anlatımında Manuel Rendon temanın sürekliliğinde Ferdinand Springer ve de ritm, oylum, canlı -üstün -zengin doğrultuları içinde yalın bir dünyanın, unutmazlığı içindeki çok tabanlılıkta Jacques Villon bir yakın geçmişin yaratı -düşlerinde çok yakınlarımızdan, birlikteliği kurabiliyorlar.
Ne var ki, aydınlık bir uçuculuk, geri planların lirizmasındaki ‘sereserpe’, ‘Kuşku’, ‘Ayrılış’, ‘Bekleyiş’, ‘Ateş Kuşlar’, ‘Sevgi’de Barış’, ‘Kaçış, I-II’, ‘Çürüme’ ve ‘Bunalım’ bir bakıma sanatçının hemen şimdilerini isimlendiren yapıtları olarak, daha yeni sınırlarındaki kurulagelen birlikteliğin tazeliğini noktalamaktalar. Bu bütünlük, sabırlılık, inançlı seçim sürekliliği, resim değerlerinin iç içeliğinde, elbette ki zamanının değerliliğini duyurmaktan da geri kalmayacaktır.
EMİNE İLKKUTLU İZDAR /” Sereserpe”
1985 /Karton üzerine yağlıboya
50x50 cm
EMİNE İLKKUTLU İZDAR /”Ateş Kuşları”
1985 /Tuval üzerine yağlıboya
45x55 cm
GÜLTEKİN ELİBAL
(Şubat 1985 /SANAT ÇEVRESİ Aylık Sanat Dergisi)