Tarımda nasıl bir pazarlama yapılmalı?
Memleketimiz Silifke’de tarım çok önemli bir sektördür. Birçok kişi buradan geçimini sağlıyor, bu sektör istihdam sağlıyor, ülke ekonomisine katkı veriyor. Her şeyden önce Silifke coğrafyası, olmazsa olmazımız ülkenin gıda ürünlerini üretiyor.
Acaba Silifkeli üretici emeğinin karşılığını alabiliyor mu? Bence alamıyor. Kiminle karşılaşsam çilek para etmedi, limon fiyatları kötü, Mayer cinsi 2,5-3 TL dalında, küt diken ne olacak, muzun geleceği nedir, domates iyi gitmiyor, gübre çok arttı, ilaç fiyatları fahiş seviyede diye diye bu zincir uzuyor…
Ne yapılmalı?
2019 yılında Şubat sonu bir Alman TV kanalında nar üretimi ile ilgili bir belgesel izledim. İspanya Alicante şehrinin yakınlarında Elche bölgesinde nar üretimi yapılıyormuş. Nar cinsinin ismi “Mollar de Elche” anladığım kadarıyla bizim Silifke aşısına benziyor. Dışı beyaz, çekirdeksiz ve taneleri daha tatlı. Elche lokasyonunda
“Cambayas” isminde bir kooperatif kurulmuş. Nar üretiminin bakımı, ziraat danışmanlığı ve hasat sonrası pazarlaması oradaki kooperatif tarafından koordine ediliyormuş. Çiftçi sadece üretimle ilgileniyor, toprağın sahibi ve kooperatifin üyesi.
Cambayas ismindeki kooperatifin yönetimi profesyonel kadroların elinde. Ve bu ekip tüm satış, pazarlama ve üretim ağını yönetiyormuş. Kooperatifin saha yetkilileri sık sık üreticiyi ve üretimi ziyaret ederek üretim ile ilgili veri topluyorlarmış. 2019 hasat döneminde çiftçiye Cambayas kooperatifi net kilogram başına 52 EUR cent ödemiş. Kendi tesislerinde iyi narı seçiyor ve Avrupa’ya sofralık olarak pazarlıyormuş, hasarlı malı kendi meyve suyu fabrikasında değerlendiriyormuş. Kısaca hem sofralık hem meyve suyu şeklinde.
Bu bilgilerin ışığında pazarlama odağında bir kooperatifçilik anlayışı Silifke’de devreye sokulmalı. Şöyle olabilir:
1)Konusunda uzman bir genel müdür altında, satış, pazarlama, üretim kontrol, ziraat servisleri oluşturulmalı. Elbette yabancı lisanı olan böyle bir ekip hem iç hem dış pazarlara açılmalı.
2)Tüm kooperatifin faaliyetleri ve çalışmaları toplam bütçe içinde satışlar sonrası elde edilen gelirden finanse edilmeli.
3) Kısaca kooperatif aktif olarak satış, pazarlama, ödemeler, tarımsal danışmanlık dallarında çalışmalı, üretici sadece üretimi ile meşgul olmalı.
4)Kooperatif toplam bütçe içinden ayrılan yedek akçeyle “vertikal yatırım” yani meyve suyu işleme, soğuk hava depolama gibi tesisler planlanmalı.
Silifke’de ovasında mevcut durum nasıl işliyor?
Üretici tarlası ile uğraşıyor, su peşinde koşuyor..
Elektrikler kesilirse onunla uğraşıyor…
Hangisinin doğru olduğunu doğru dürüst bilmeden ilaçlar, gübreler ile uğraşıyor, işçisiyle uğraşıyor…
Bozulan yollarının bakımı için bürokrasi ile savaşıyor, malı satmak için tüccar bulmaya çalışıyor, eğer malını satarsa aldığı senet veya çekler acaba zamanında ödenecek mi korkusuyla yaşıyor…
Ürününü enflasyonist ortamda bir yıl önceki sattığı fiyatın altında satmanın stresini hissediyor. Kısaca bol bol uğraşmak diye diye bu zincir uzayıp gidiyor…
Bu çark böyle dönmez! Ulusal bir problemle karşı karşıya kalabiliriz. Çiftçiler kooperatifleşmeli. Devletin birimleri çiftçinin ana girdilerini Norveç gibi tam sübvanse etmeli. Öyle yarım yamalak değil. Eğer bu önlemler şimdiden alınmazsa ve bir gün çifti üretimden çekilirse, tarlasını satar ve muhtemelen tarım sektörüne girmiş büyük şirketler tarım üretimini eline alır.