Sevgili Silifkeli Genç Arkadaşlar…
Son aylarda bana gelen sık sık sorulardan biri ‘’yurt dışında nasıl eğitim alırım?’’ sorusudur. Avrupa’da eğitim görmek isteyen arkadaşlara bir yol haritası olur düşüncesiyle aşağıdaki notları çıkardım. Ben konunun uzmanı değilim. Ben de bu bilgileri basından, internet araştırmalarından, arkadaş çevresindeki duyumlardan toparladım. Dolayısıyla %100 doğru olmayabilir, garanti veremem. Sonuç bilgileri için gitmek istediğiniz ülkenin yetkili kurumlara yönelmeniz gerekir.
Avrupa’da birçok ülke eyalet sistemi (federasyon) ile yönetilmektedir. Dolayısıyla her ülkenin hatta her ülke içindeki eyaletler arasında bile farklı uygulamalar ve kriterler olabiliyor. Onun için yurt dışında eğitim almak isteyen öğrenciler ve Türkiye dışında çalışmak isteyen arkadaşların eğitim ve çalışma hayatı ile ilgili son bilgileri, ülkenin yetkili kurumlarından, üniversite birimlerinden ve meslek odalarının internet sitelerinden öğrenmelerini kesinlikle tavsiye ederim.
1) Dış ülkelerde eğitim yapmak elbette maddi olanaklara bağlıdır. Bu konu en önemli parametrelerden biridir. Aylık belli bir miktar gelirin garanti edilmesi ve öğrenim görecek kişi için ‘’ garantör’’ istenebilir. Eğer eğitim dış ülkede burs ile gerçekleşecekse, yetkili kurumlara bursun ibraz edilmesi gerekir. Yurt dışında lisan, master ve doktora eğitimleri için üniversiteye kabul nasıl gerçekleşir ve yurt dışında yapılması istenen eğitimin detayları, gidilecek ülkenin yetkili birimlerinden ve üniversitelerden öğrenmeleri gerekir. Batı ülkelerindeki üniversiteler özerk yapıya sahip olduklarından, kabul işlemlerinde üniversiteler arasında farklılıklar olabilir.
2) Gitmek istenen ülkedeki üniversiteye kabul kesinleştikten ve teyid edildikten sonra, vize için gerekli tüm işlemler gidilecek ülkenin konsolosluğundan yapılır. Vize için 1.madde önemlidir.
3) Ülkeye giriş yapıldıktan sonra yanılmıyorsam 30 gün içinde gerekli oturma müsaadesi için gidilen ülkenin yetkili birimine veya yabancılar dairesine başvuru yapılır. Bu konu ile ilgili bilgilendirme, üniversiteden veya ülkenin konsolosluğundan alınabilinir.
4) Gidilecek ülkedeki üniversitenin yurt tesislerine oda için hemen başvurulmalı. Çünkü en önemli konulardan biri yaşanacak konuttur. Odalar genellikle tek kişiliktir ve kattaki duş ve mutfak ortak kullanılır. Bu madde çok önemlidir.
5) Avrupa’daki üniversite yurtlarında kız ve erkek öğrenciler aynı katlarda karışık ve tek kişilik odalarda kalırlar. Bu çok normaldir. Öğrenci yurtları dışında, yurt gibi kullanılan ve odaları ayrı “ortak kullanım konutları” mevcuttur. Bu konutlarda duş ve mutfak ortak kullanılır.
6) Sosyal ilişkilerin gelişimi, lisan öğrenim seviyesinin artması, ders çalışma ortamı ve yardımlaşma için kesin kez öğrencilerin yurtlarda kalmasını tavsiye ederim.
7) Çalışma izni ve şartları için üniversitenin yetkili birimlerinden geniş bilgi alınabilir. Olası iş olanakları için günümüzde internet platformları üzerinden araştırma ve başvuru yapılmaktadır. Genelde sömestre içinde haftada belli bir saate kadar çalışabilinir. Sömestre içinde yoğun ders trafiğinden dolayı çalışmak zordur. Kesinlikle tavsiye etmem. “Hem çalışırım hem okurum” prensibinden uzak durun. Gerekli bilgiler ülkenin çalışma ajansından ve üniversite öğrenci işlerinden alınabilir (çünkü bu gibi kurallar sürekli değişebiliyor)
8) Üniversite eğitimini bitiren kişi eğer bulunduğu ülkede bir firmada iş bulursa ve şartları yerine getirmişse o ülkede çalışma izni alabiliyorlarmış. Geçmiş yıllarda böyle bir olanak yoktu fakat bu kuralı değiştirmişler (green card uygulaması).
İş yeri →maaş garantisi→kadroya girmek → çalışma ajansı→yabancılar dairesi zincirinde çalışma izni almak mümkün olabiliyormuş.
İş yeri bulunduğunda, işverenin koyduğu “3 veya 6 aylık deneme süresi” çalışma izni almak için yeterli olmayabiliyormuş. Muhakkak işverenden “kadrolu iş anlaşmasının” ibraz edilmesi gerekiyormuş.
9) Çağımız internet odaklı. Üstüne üstlük pandemiden dolayı yukarıda sürekli olarak belirttiğim gibi yurt dışı ile ilgili eğitim bilgilerini, doğru ve emin olarak gidilecek ülkenin konsoloslukları ve üniversitelerin yetkili internet sitelerinden öğrenebilinir.
10) Türkiye’de üniversite eğitimi alan genç arkadaşlar eğitimleri sırasında muhakkak yabancı lisan öğrensinler. Popüler olduğu için İngilizce şu anda geçerli lisandır. Elbette ikinci bir lisan tercihan çok çok iyi olur. Yurt dışında gerek lisans, master veya doktora yapmak isteyenler, gitmek istediği ülkenin lisanını çok iyi öğrenmeleri gerekir. Üniversitenin lisan yeterlilik sınavını geçmeleri şarttır.
11) Üniversiteye yeni başlayan bir arkadaş (Türkiye’de veya yurt dışında) daha ilk sömestresinde üniversiteye adım attığı ilk günden itibaren “gelecek için iş hayatını” planlamasını tavsiye ederim.
12) Üniversite eğitimi sırasında (Türkiye’de veya yurt dışında) bölümü ile ilgili konularda staj yapmalarını ve iş hayatındaki pratik işleyişi öğrenmelerini öneririm. Dolayısıyla üniversite öğrencisi sömestre tatillerinde zamanını “deniz kıyısında tatil yerine” staj ile değerlendirmesini tavsiye ederim.
13) Türkiye’de yüksek tahsil almış kişiler, yurtdışında mesleğinde çalışmak isterse geçeceği prosedürlerin hemen hemen aynı olduğu söyleniyor.
a. Çalışmaya gidilecek ülkede “bir kurum veya firmadan iş teklifi dolayısıyla elinde iş anlaşması” olması gerekiyormuş. Bu konu anahtar niteliğindeymiş. Bu da şu demektir: İş, maaş, çalışma koşulları, ev, araba gibi tüm konuları kapsayan iş müracatını başvurduğu şirketin veya kurumun insan kaynakları ile doğrudan sonuçlandırmasıdır.
b. Çalışma ve oturma müsadesi keza vize için (a) şıkkı ve dolayısıyla diploma denkliği ve meslek tecrübesi gerekiyormuş.
c. Kişiden kişiye farklı olmak ile beraber tıp ve diş hekimleri diplomaların bire bir kabul edilmediği, gideceği ülkenin bir üniversitesinde kendi bölümünde denklik derslerinin yapılması veya ek bir sınav istenebileceği bilgisini duydum. Almanya için, örneğin Almanca bir temel bilgiler sınavı yapılabiliniyormuş. Bunu geçemeyenlerin Almanya’da hekimlik ‘doktorluk’ yapması mümkün olmayabiliyormuş.
d. Hastahane veya sağlık kuruluşlarında, konusunda uzman hocalar yanında mesleğini geliştirmek (Hospitation) isteyen hekimler, “Hospitation” ile ilgili şartları ve kuralları internet ortamında yetkili kurumlardan, hastahanelerden ve meslek odalarından öğrenebilirler.
e. Türkiye’de tıp ve diş hekimliği fakültesi mezunu kişiler hekimlik denkliğininden sonra “Approbation” (devletin veya yetkili kurumun verdiği izin) alması gerekiyormuş.
f. Denklik işlemi ve Approbation alındıktan sonra kişi hekim olarak mesleğine devam ediyormuş. Fakat “Dr.” veya “Phd” unvanı veya Dr. unvanın nasıl kullanacağı konusunda gerekli bilgileri doğrudan çalışacağı birimden ve meslek örgütlerinden öğrenmelerini öneriyorlar. Zira doktora bir meslek olarak değil akademik bir unvan olduğundan tıp eğitiminden sonra ayrıca doktora eğitiminin ibraz edilmesi istenebiliyormuş (Bu bilgiler başvurularda detaylı olarak anlatılıyormuş). Almanya’da doktorlar için “Arzt” terimi (hekim) kullanılıyor.
g. Kısaca tüm şartlar, kurallar ve başvurular internet ortamında meslek odalarından veya onların yönlendireceği birimlerden öğrenmeleri tavsiye ediliyor.
h. “İş bulma konusunda yardımcı olabilir misiniz, Hospitation nerede yapabilirim?” gibi konularda kesin kez bir bilgim yok. Şirketler veya sağlık birimleri kurumsal yapıda olduğundan “bu kurumların insan kaynakları servisi” yetkili veya karar verici durumdadır.
i. Türk hekimlerine ücret karşılığı “hospitation” yeri, iş bulmada aracı olan, denklikler konusunda Türkiye'de danışmanlık veren birimler ve kuruluşlar olduğunu duydum. Fakat çalışmaları ve istedikleri ücret hakkında hiç bir bilgiye sahip değilim.
j. Son yıllarda elektrikçi, makineci, yapı, teknik gibi sektörlerde ara eleman tabir edilen ve meslek eğitimi almış kişilerin özellikle Batı Avrupa’da ihtiyaç duyulduğu ve rahat iş buldukları açıklandı. Bu konudaki kurallar ve şartlar yine ülkelerin konsolosluk veya büyükelçiliklerinden alınabileceği iletildi. Nasıl işlediği konusunda bilgim yok.
13.maddeye ilişkin konunun uzmanı bir arkadaştan gelen ek bilgi: Almanya’da çalışma müsadesini içeren “Mavi Kart” uygulaması vardır. Mavi Kart için şu şartları yerine getirmeniz lazım:
*Üniversite diplomanız olması ve bunun Alman yükseköğretim standartlarında denkliğinin yerine getirilmesi.
*Almanya’dan bir firma ile bir iş sözleşmeniz gerekiyor.
*İş sözleşmesinde belirtilen maaşın Almanya’da Blue Card için belirlenen minimum brüt maaş seviyesinden yüksek olması (46.400 € NET (3.867 € NET aylık)).
*İngilizce veya Almanca dil yeterliliğinin olması. Blue Card kapsamında Almanca şartı aranmıyor, İngilizce ile başvuru yapmak mümkün olabiliyor.
*Varsa iş tecrübenizi kanıtlamanız gerekmektedir (Daha önce çalışılan yerlerden alınan referanslar, Almanya’nın aradığı nitelikli iş gücü kapsamına girebilmek için önemlidir)
*Almanya’da özellikle ihtiyaç duyulan alanlarda çalışacak bilim adamları, matematikçiler, mühendisler, hekimler, bilişim ve teknoloji uzmanları için ise 36.192 € NET (3.016 € aylık NET) olarak yıllık brüt maaşı olan bir iş sözleşmesi yeterli olacaktır. Bunun yanında "Blue Card" için belirlenen minimum brüt maaşın Almanya tarafından her yıl yeniden belirlendiğini de unutmamalısınız.
Mavi kart başvurusu için gidilecek ülkenin konsolosluk randevusuna aşağıdaki evrakları getirmeniz gerekiyor :
●2 adet vesikalık fotoğraf
●Pasaport aslı ve 2 fotokopisi
● Mesleki gelişimi açıklayan özgeçmiş, sertifika ve diplomalar
●Almanca dilinde eksiksiz doldurulmuş ve ıslak imzalı 2 adet başvuru formu
●Alman yükseköğrenim diplomasıyla kıyaslanabilir bir yabancı üniversite diploması veya Almanya’da bir üniversiteden alınan diploma
●Yıllık brüt maaşın ve çalışma saatlerinin belirtilmiş olduğu somut iş teklifi yani iş sözleşmesi
●Almanya’ya giriş tarihi ile işe başlanacak tarih arasındaki süreyi kapsayan seyahat sağlık sigortası.
Gençler çok kitap okuyun. Lisan öğrenin, yabancı literatürü takip edin. Araştırmacı ve meraklı olun. Çekinmeden soru sorun. Tabulardan uzaklaşın. Bölümünüz ile ilgili yayınlarını yakından takip edin. Bir tek fikre bağlı kalmayın. Çağdaş ve Atatürkçü olun.
İş hayatında rekabet her gün artıyor. Konu üniversiteyi bitirip sadece diploma almak değil, üniversite okurken farklı alanlarda staj yapmak, öğrenci topluluklarında faal olmak, farklı insanlarla tanışmak ve çevre yapmak, çeşitli alanlarda gönüllü olarak çalışmak size diplomanızdan daha fazla fayda sağlar.
Tutkuyla sevdiğiniz bir bölümde okursanız mezun olduktan sonra bu alana dair pek çok bilgi ve deneyim sahibi olursunuz. Bu da başarı demektir. Mutlu bir beyin, daha enerjik ve üretkendir. Diğer bir deyişle mutluluk, başarıya giden yolda en önemli faktörlerden biridir. Yaptığınız işler, kafa yorduğunuz konular, kurduğunuz bağlantılar üniversite diplomanızdan, mezun olduğunuz bölümden daha etkilidir.
Özetle okuduğunuz bölüm size başarı garantisi vermez. En iyi okullardan en iyi notlarla mezun olsanız bile okul tek başına size garanti vermez, veremez. Ne okursanız okuyun, nereden mezun olursanız olun, kendi kişisel gelişiminiz kadar sonuca etki eden başka bir unsur yoktur. Bu nedenle üniversite yıllarınızda kendinizi tanıma, sevdiğiniz şeyleri keşfetme, deneyim kazanma yılları olarak değerlendirin.
Size tavsiyem, okuldaki hocalarınızla, okulunuzdan mezun olan ve iş hayatına girmiş kişilerle, sizin sektörünüzdeki önemli kişilerle iletişim kurun. Çeşitli alanlarda staj yapın, sosyal medyadan size ilham veren kişilere e-mail atın, bu kişileri varlığınızdan haberdar edin. Bu tür tanışıklıklar (network) size güzel kapılar açacaktır.
Hepinize başarılar diliyorum...
Dr. Halil Dölek