BAŞKENT’TEN SELAM
100.DOĞUM YILDÖNÜMÜNDE HAYDAR ALİYEV’İ ANARKEN
Türkiye Cumhuriyeti için M. Kemal Atatürk ne ise Azerbaycanlı gardaşlarımız için de Haydar Aliyev odur. Aliyev sağlığında, Türkiye ve Azerbaycan gardaşlığını vurgulamak için, “biz bir millet, iki devletiz” demek suretiyle, bir anlamda gardaşlığımızı bütün dünyaya ilan etmiştir.
Ben Azerbaycan seyahatlerimde, iki kez Haydar Aliyev ile aynı mekânda ve yakınında bulunabilme şansını elde etmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
İlk Azerbaycan seyahat izlenimlerimi kitap bütünlüğünde yayımladığım zaman, bizzat ikinci davetnameyi kendilerinden almıştım… Seyahatlerimin birisinde, Uluslararası Azerbaycan Halıları Sempozyumunda, benim şahsımda Türkiye’ye olan sevgilerinin tezahürüne tanık olmuştum. Bunları ileride ayrıntılı yazacağım.
Merhum Haydar Aliyev, yaşasaydı tam 100 yaşında olacaktı. Zira 10 Mayıs 1923‘te Nahcivan’da dünyaya gelmişti. Bir işçi ailesinin çocuğu idi. 1939 yılında Nahcivan Pedagoji Teknik Okulu’nu bitirdikten sonra şimdiki adı Azerbaycan Devlet Petrol Akademisi olan Azerbaycan Sanayi Enstitüsü’nde eğitimine devam etti. 1941 yılından itibaren Devletin çeşitli kademelerinde görev yaptı. Daha sonra Saint Patersburg’da özel yükseköğrenim gördü. 1957 yılında Azerbaycan Devlet Üniversitesi Tarih bölümünü bitirdi.
O dönemdeki SSCB siyasi kademelerinde hızla yükselen Aliyev, 1969 yılında Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri seçildi. Ardından 1982 sonunda Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro üyeliğine seçilerek SSCB Hükümetinin Başbakan Birinci Yardımcısı görevine getirildi. Aralıksız 20 yıl Milletvekilliği yapan Haydar Aliyev, 5 yıl da SSCB Yüksek Sovyet Başkanı Yardımcısı olarak çalıştı.
1987 yılının Ekim ayında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro’nun Genel Sekreteri olan Mihail Gorbaçov‘un yürüttüğü Perestroyka ve Glasnost politikalarını protesto ederek görevinden ayrıldı.
20 Ocak 1990‘da Kızıl Ordu’nun Bakü’de gerçekleştirdiği büyük baskından dolayı Moskova’daki Azerbaycan temsilciliğinde yayımladığı bir bildiri ile Sovyet Rusya’nın yarattığı kanlı olayı protesto etti ve olayla ilgili kişilerin cezalandırılmasını talep etti.
Dağlık Karabağ sorununun baş göstermesi ile başlayan süreçte SSCB’nin politikalarını eleştirdi. İstediği sonuçları alamaması üzerine 1991 yılının Haziran ayında Sovyetler Birliği Komünist Parti üyeliğinden istifa etti.
Nasrattınoğlu Haydar Aliyev ve Azerbaycan’ın yüksek seviyedeki kişileriyle
Azerbaycan’a dönen Haydar Aliyev, bir süre Nahcivan’da kaldı. Burada Azerbaycan Yüksek Sovyeti milletvekili olarak görev yaptı. 1991 ile 1993 yılları arasında Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti Başkanlığı gibi görevlerde bulundu.
1992 yılında Nahcivan’da düzenlenen kongrede, Yeni Azerbaycan Partisi’nin Genel Başkanlığına seçildi.
1993 yılında ülkede kriz sinyalleri verilmeye başlanmıştı. İç savaşın eşiğine gelinmesi ve bağımsızlığın tehlikeye düşmesi sebebiyle halk Haydar Aliyev’in Devletin başına geçmesini istemişti.
24 Temmuz 1993 tarihinde Haydar Aliyev, Milli Meclis’in kararı doğrultusunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak göreve getirildi. Kısa bir süre sonra gerçekleşen 3 Ekim 1993 seçimlerinde de halk bir kez daha Haydar Aliyev’i cumhurbaşkanı seçmişti. Keza 11 Ekim 1998 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde de sonuç değişmedi ve Aliyev, bir kez daha Azerbaycan Cumhurbaşkanı seçildi.
Haydar Aliyev, sağlık problemlerinin artması nedeniyle 2003 yılında yapılan seçimlerde aday olmamış ve oğlu İlham Aliyev‘in adaylığını desteklemişti. Halkın da sevgi ve desteğinden dolayı o yıl yapılan seçimde halkın oylarıyla İlham Aliyev Cumhurbaşkanlığına seçilmişti.
Seçimlerden kısa bir süre sonra Haydar Aliyev’in rahatsızlığı ciddi boyutlara ulaştı ve tedavi için gittiği ABD’de 12 Aralık 2003 tarihinde vefat etti.
Haydar Aliyev, gerek SSCB döneminde, gerekse sonraki aşamada birçok ülkenin, çok yüksek seviyedeki ödüllerine sahip olmuştu. Bunlardan birisi de 13 Nisan 1999‘da o zamanki cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel tarafından kendisine tevdi edilen “Atatürk Barış Nişanı” idi. Bunlar dışında 1997‘de Ukrayna’da “Yaroslav Nişanı”, 2001’de Moskova Devlet Üniversitesi tarafından “Fahri Profesörlüğü” ve 2003 yılında Rusya’nın en büyük ödüllerinden olan “Mukaddes Apostol Andrey Pervozvannı Nişanı”nı almıştı.
Demirel-Aliyev arasındaki kardeşlik ilişkileri gönümüzde de iki devletin cumhurbaşkanları düzeyinde devam etmektedir. Bu durum hiç kuşkusuz iki devleti de dünya devletleri arasında güçlü kılmaktadır.