Burhan ÜSKÜL
Köşe Yazarı
Burhan ÜSKÜL
 

BAYRAK ANITI MESELESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

BAYRAK ANITI MESELESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ Silifke’nin Göksu Nehri üzerindeki en yeni köprüsü olan Atatürk Köprüsünün Gazi Mahallesi tarafındaki kavşağında, bir önceki belediye döneminde yaptırılan “üç hilalli” bayrak anıtının geçtiğimiz ay yeni belediye yönetimi tarafından kaldırılması, tartışmaları da beraberinde getirdi: Silifke kamuoyunda günlerce bu mesele konuşuldu. Yapılan değişikliği destekleyenler olduğu kadar eleştirenler, yüksek sesle itiraz edenler de oldu. Ancak benim görebildiğim kadarıyla meselenin tartışılmasında tarafların savundukları siyasi görüşler, daha açık söylemek gerekirse seçimi kazanan ile kaydeden arasındaki süregiden gerilimin ortaya çıkardığı “öç alma duygusu” belirleyici oldu. Öyle ki, iş tarafların birbirlerinin vatanseverliklerini sorgulama noktasına kadar gitti. Üzücü olan da, herkesin değer atfettiği ve birleştirici gücümüz olan bayrağın kısır siyasi tartışmaların öznesi haline getirilmesi, siyasi çekişmelere alet edilmesiydi. Bayrak sevgisini kendi tekellerinde bulundurduğunu zanneden bir kesim, meselenin önüne arkasına bakmadan zehir zemberek açıklamalarla bayrak anıtının kaldırılmasına tepki gösterdi; bu değişikliği yapanları gayrimilli olmakla suçladı; kendilerinden olmayanların vatan ve millet sevgisini her zaman olduğu gibi sorgulama çabası içerisine girdi. Diğer kesim ise; “üç hilalli” bayrak anıtının yerinden kaldırılıp yerine alışılageldiği şekilde bir bayrak direği dikmekle Silifke’nin çok büyük bir sorununun çözüldüğü yanılgısına kapıldı: Bayrağın siyaseten istismar edilmesinin son bulduğunu, bayrağın özgün haline kavuşmasının sağlandığını, böylece bayrağın onurunun kurtarıldığını savunarak bir zafer duygusu içerisine girdi. Benim anlamadığım ve eleştirdiğim şey ise şu oldu: Mart seçimlerinden sonra göreve gelen yeni belediye yönetiminin ilk “icraat”larından biri bu mu olmalıydı? Böylesine hassas bir konuda kamuoyunda oluşabilecek tepkileri ve konunun istismar edilebilecek taraflarını öngörerek hareket edilmesi daha iyi olmaz mıydı? Ansızın o bayrak anıtını söküp “parçalar halinde” bir yerlere atmak ve bu konuda kötü bir fotoğraf vermek yerine, yapılacak değişiklik, öncesinde projelendirilip sosyal medyada görsel olarak Silifke halkının beğenisine sunulamaz mıydı? Bu iletişim çağında, konu hakkında Silifke halkının da görüşlerine başvurulamaz mıydı? Bir diğer eleştirim ise, bayrak sevgisine herkesten çok sahip olduklarını zannedenlere… Orada üç hilalli bayrak anıtı yerinden söküldü de yerine başka bir şey mi yapıldı? Başka bir ülkenin bayrağı mı asıldı oraya? Ya da bir kesimce absürt olarak nitelendirilen o “tuhaf” heykellerden biri mi konuldu? Yerine konulan da anlı şanlı Türk bayrağı oldu. Bu konu üzerinden bir bardak suda fırtına koparmak da neyin nesi? Tamam, o dönem gündeme geldi, konuşuldu, eleştirildi, “gerek yoktu aslında” denildi, ama sorun bir şekilde çözüldü. Şimdilerde, o bayrak anıtının yerinde büyük bir bayrak direği var ve göndere çekilen şanlı Türk bayrağımız, azametle dalgalanmakta. Zeminde de güzel bir çevre düzenlemesi ve ışıklandırma çalışması yapılmış. Akşamları da gayet güzel görünüyor. Peki sorun ne? “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!” demiyor mu milli marşımızda? Bayrağımız dalgalanmaya devam ediyorken ve Silifke’nin birçok yerinden de görülebiliyorken, daha neyi tartışıyoruz? Konu kapandı zannederken, şimdilerde bu “bayrak meselesi”, açılan bir dava ile yeniden gündeme gelmiş görünüyor: Üç hilalli bayrak anıtının yerinden sökülmesinden dolayı manevi zarara uğradığını iddia eden bir vatandaş, İdare Mahkemesinde Silifke Belediyesi aleyhine üç kuruşluk manevi tazminat davası açıyor. Konu tekrardan basında ve sosyal medyada da gündeme geliyor, yine bu konu üzerinden tarafların birbirlerini yaftalamaları; “vatanı, milleti, bayrağı kim seviyor, kim sevmiyor?” tartışmaları kaldığı yerden devam ediyor. Artık bir nihayete ermesi gereken bu kısır tartışmadan kim ne kazanıyor, bu tartışma Silifke’ye ne fayda sağlıyor, sağduyulu Silifke halkının takdirlerine bırakıyorum.  Ama kesin olan şu ki, eskiden bayrak anıtının olduğu o yerde  şanlı Türk bayrağımız halihazırda dalgalanmaya devam ediyor.   Birileri “bayrak meselesi” ile uğraşmaya devam ededursun, biz “Silifke’de yaşayanlar”ın gündemi ise şimdilerde farklı… Bizler her geçen gün daha da kalabalıklaşan Silifke’de ortaya çıkan yapısal sorunların çözülmesini istiyoruz: Silifke’nin alt yapı sorununun çözülmesini istiyoruz. Silifke’nin trafik sorununun çözülmesini istiyoruz. Biz Silifke’de yaşayanlar arabalarımızı park edecek yer bulamıyoruz, merkezi bir yerde katlı otopark istiyoruz. Bu boğucu yaz günlerinde dönem dönem belli mahallelerde su kesintileri oluyor, bazı mahallelerde de kanalizasyon problemleri var, bu sorunların çözülmesini istiyoruz. Silifke’de yaz aylarında baş gösteren sinek sorununun daha etkili ilaçlamalarla çözülmesini istiyoruz. Havamızın, suyumuzun, toprağımızın kıymeti bilinsin, doğa ve çevre talanına bir son verilsin, istiyoruz. Buraya yazmakla bitmeyecek bir yığın sorunun çözümü için yöneticilerimizin etkin ve sonuca odaklı adımları atmalarını bekliyoruz. Biz Silifkeliler, göklerde bayrağımızın özgürce dalgalandığı bu güzel şehrimizde yaşamanın onurunu taşırken, hangi siyasi görüşte olursak olalım, günlük kısır tartışmalardan uzak, daha güzel ve daha mutlu bir Silifke hayalinde buluşuyoruz.  
Ekleme Tarihi: 29 Haziran 2024 - Cumartesi

BAYRAK ANITI MESELESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

BAYRAK ANITI MESELESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Silifke’nin Göksu Nehri üzerindeki en yeni köprüsü olan Atatürk Köprüsünün Gazi Mahallesi tarafındaki kavşağında, bir önceki belediye döneminde yaptırılan “üç hilalli” bayrak anıtının geçtiğimiz ay yeni belediye yönetimi tarafından kaldırılması, tartışmaları da beraberinde getirdi: Silifke kamuoyunda günlerce bu mesele konuşuldu. Yapılan değişikliği destekleyenler olduğu kadar eleştirenler, yüksek sesle itiraz edenler de oldu.

Ancak benim görebildiğim kadarıyla meselenin tartışılmasında tarafların savundukları siyasi görüşler, daha açık söylemek gerekirse seçimi kazanan ile kaydeden arasındaki süregiden gerilimin ortaya çıkardığı “öç alma duygusu” belirleyici oldu. Öyle ki, iş tarafların birbirlerinin vatanseverliklerini sorgulama noktasına kadar gitti. Üzücü olan da, herkesin değer atfettiği ve birleştirici gücümüz olan bayrağın kısır siyasi tartışmaların öznesi haline getirilmesi, siyasi çekişmelere alet edilmesiydi.

Bayrak sevgisini kendi tekellerinde bulundurduğunu zanneden bir kesim, meselenin önüne arkasına bakmadan zehir zemberek açıklamalarla bayrak anıtının kaldırılmasına tepki gösterdi; bu değişikliği yapanları gayrimilli olmakla suçladı; kendilerinden olmayanların vatan ve millet sevgisini her zaman olduğu gibi sorgulama çabası içerisine girdi.

Diğer kesim ise; “üç hilalli” bayrak anıtının yerinden kaldırılıp yerine alışılageldiği şekilde bir bayrak direği dikmekle Silifke’nin çok büyük bir sorununun çözüldüğü yanılgısına kapıldı: Bayrağın siyaseten istismar edilmesinin son bulduğunu, bayrağın özgün haline kavuşmasının sağlandığını, böylece bayrağın onurunun kurtarıldığını savunarak bir zafer duygusu içerisine girdi.

Benim anlamadığım ve eleştirdiğim şey ise şu oldu: Mart seçimlerinden sonra göreve gelen yeni belediye yönetiminin ilk “icraat”larından biri bu mu olmalıydı? Böylesine hassas bir konuda kamuoyunda oluşabilecek tepkileri ve konunun istismar edilebilecek taraflarını öngörerek hareket edilmesi daha iyi olmaz mıydı? Ansızın o bayrak anıtını söküp “parçalar halinde” bir yerlere atmak ve bu konuda kötü bir fotoğraf vermek yerine, yapılacak değişiklik, öncesinde projelendirilip sosyal medyada görsel olarak Silifke halkının beğenisine sunulamaz mıydı? Bu iletişim çağında, konu hakkında Silifke halkının da görüşlerine başvurulamaz mıydı?

Bir diğer eleştirim ise, bayrak sevgisine herkesten çok sahip olduklarını zannedenlere… Orada üç hilalli bayrak anıtı yerinden söküldü de yerine başka bir şey mi yapıldı? Başka bir ülkenin bayrağı mı asıldı oraya? Ya da bir kesimce absürt olarak nitelendirilen o “tuhaf” heykellerden biri mi konuldu? Yerine konulan da anlı şanlı Türk bayrağı oldu. Bu konu üzerinden bir bardak suda fırtına koparmak da neyin nesi? Tamam, o dönem gündeme geldi, konuşuldu, eleştirildi, “gerek yoktu aslında” denildi, ama sorun bir şekilde çözüldü. Şimdilerde, o bayrak anıtının yerinde büyük bir bayrak direği var ve göndere çekilen şanlı Türk bayrağımız, azametle dalgalanmakta. Zeminde de güzel bir çevre düzenlemesi ve ışıklandırma çalışması yapılmış. Akşamları da gayet güzel görünüyor. Peki sorun ne? “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!” demiyor mu milli marşımızda? Bayrağımız dalgalanmaya devam ediyorken ve Silifke’nin birçok yerinden de görülebiliyorken, daha neyi tartışıyoruz?

Konu kapandı zannederken, şimdilerde bu “bayrak meselesi”, açılan bir dava ile yeniden gündeme gelmiş görünüyor: Üç hilalli bayrak anıtının yerinden sökülmesinden dolayı manevi zarara uğradığını iddia eden bir vatandaş, İdare Mahkemesinde Silifke Belediyesi aleyhine üç kuruşluk manevi tazminat davası açıyor. Konu tekrardan basında ve sosyal medyada da gündeme geliyor, yine bu konu üzerinden tarafların birbirlerini yaftalamaları; “vatanı, milleti, bayrağı kim seviyor, kim sevmiyor?” tartışmaları kaldığı yerden devam ediyor. Artık bir nihayete ermesi gereken bu kısır tartışmadan kim ne kazanıyor, bu tartışma Silifke’ye ne fayda sağlıyor, sağduyulu Silifke halkının takdirlerine bırakıyorum.  Ama kesin olan şu ki, eskiden bayrak anıtının olduğu o yerde  şanlı Türk bayrağımız halihazırda dalgalanmaya devam ediyor.  

Birileri “bayrak meselesi” ile uğraşmaya devam ededursun, biz “Silifke’de yaşayanlar”ın gündemi ise şimdilerde farklı… Bizler her geçen gün daha da kalabalıklaşan Silifke’de ortaya çıkan yapısal sorunların çözülmesini istiyoruz: Silifke’nin alt yapı sorununun çözülmesini istiyoruz. Silifke’nin trafik sorununun çözülmesini istiyoruz. Biz Silifke’de yaşayanlar arabalarımızı park edecek yer bulamıyoruz, merkezi bir yerde katlı otopark istiyoruz. Bu boğucu yaz günlerinde dönem dönem belli mahallelerde su kesintileri oluyor, bazı mahallelerde de kanalizasyon problemleri var, bu sorunların çözülmesini istiyoruz. Silifke’de yaz aylarında baş gösteren sinek sorununun daha etkili ilaçlamalarla çözülmesini istiyoruz. Havamızın, suyumuzun, toprağımızın kıymeti bilinsin, doğa ve çevre talanına bir son verilsin, istiyoruz. Buraya yazmakla bitmeyecek bir yığın sorunun çözümü için yöneticilerimizin etkin ve sonuca odaklı adımları atmalarını bekliyoruz.

Biz Silifkeliler, göklerde bayrağımızın özgürce dalgalandığı bu güzel şehrimizde yaşamanın onurunu taşırken, hangi siyasi görüşte olursak olalım, günlük kısır tartışmalardan uzak, daha güzel ve daha mutlu bir Silifke hayalinde buluşuyoruz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (5)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Bekir Alpan - Mezitli/ Mersin
(29.06.2024 11:48 - #1564)
Burhan Bey iyi günler. ### Ben bahsettiğiniz olayı kesinlikle " 1 bardak suda fırtına koparmak " gibi görüyorum. Bu tür KAMUOYU hizmetlerinin anketle yapılması en doğrusu. Sorum şu : Zamanında yapılan bu hizmet için Silifkelilerden olur alınmış mı ? Sanki birileri birilerine yaranmak için " BEN YAPTIM OLDU " mantığıyla davranmış. Bence o dediğiniz yapıt : ATATÜRK , TÜRK BAYRAĞI gibi bütün toplumun gurur duyacağı , şapka çıkartacağı bir eser olsaydı daha iyi olurdu. #### Buna benzer olayları Türkiye'nin pek çok statlarında ATATÜRK , CUMHURİYET isimlerinin kaldırılmasıyla yaşadık. BEN İSTEDİM MANTIĞIYLA yapıldı .
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Emin Güleç Emk. Öğretmen
(29.06.2024 11:53 - #1567)
Düşüncelerinize, Kaleminize, soruna farklı pencereden yaklaşımlarınız, anlatımı la paylaşımıma teşekkür ederim. Taş Heykellerden Sanat eserlerinde; Boynuz, Göğüs görüp, Denizde Boğulan mülteci çocuğu sembolizm eden görüntüsü görüp rahatsız olup, denizde boğulan mülteci çocuktan,..., vb. rahatsız olup, gece operasları düzenleyen, Hüsnü kuruntulu zavallıları da bilir, hatırlarız.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ahmet Atay
(29.06.2024 11:56 - #1569)
Güzel analiz.. Medyada da sorarım hep, ÜLKENİN ŞU HALİNE GETİREN MUSTAFA BEYİN PARTİSİ, MUHALEFET DE ÖNCEKİ YÖNETİM VE YANDAŞI OLAN MEVCUT İKTİDAR OLSAYDI NELER YAŞANACAĞININ İŞARETİ BU KÖPÜRTEN MANEVRALAR.. belki de olası bir GEÇEN DÖNEM SORGULAMASINI GÖLGEDE BIRAKMA çabasıdır.. Seçimi kaybetmeyi Mustafa bey de yaşamış, sessizce bürokrasiye mesleğini yapmaya koşmuştu.. İki anlayışın arasındaki temel farktır aslında yaşanan.. "Montajsa montaaj!" diye devlet tv'sinden yapılan ahlak dışı propagandanın uzantısıdır yaşananlar..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Evini Sadece Ruslara Kiraya Veren Silifke Sevdalısı Silifkeli
(29.06.2024 12:02 - #1570)
Sayın avukatım, yine meseleye en doğru yaklaşımları yapmışsınız. Olguların değil algıların para ettiği bu dönemde ezilen yine çimenler oluyor.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
HUŞADER
(29.06.2024 12:51 - #1571)
Burhan bey güzel bir noktaya değinmiş siniz ama kimse o konuda yorum yapmak istemiyor gibi...Yeni seçilen belediye başkanın ilk icrati bayrak anıtını kaldırmak mı olmalıydı...Şunu da söylemek isterim bayrak anıtının yerine ay yıldızlı bayrağımızın dikilmesi ne kimsenin birşey diyeceğini sanmıyorum...Ama ay yıldızlı bayrağımızın gelen tepkiler üzerine dikildiği açıkça ortadadır...
Sabiha Dönmez Üç hilali Türk Bayrağı algısıyla, göreve gelir gelmez yapan, Atatürk Köprüsünün burnuna üç hilal dayayan anlayış mı haklı yani? Telaş yolsuzluk soruşturmalarından olmasın sakın? Bir de bu işte aracılık edenlerin başkanla aynı partiden olması da ne kadar garip.. İstedikleri şeyler var da elde ettirmiyor mu Sayın Belediye Başkanı acaba!?!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com