EN SADIK İŞÇİ KALP…
İnsan kalbi, doğumumuzdan önce, gebeliğin 3. Haftasından hayatımızın sonuna kadar aralıksız ve dinlenmeden atar. Dakikada 60-110 atım, saatte 3600’den fazla, günde 86000’den fazla defa atar. Dakikada 4 litre, saatte 240 litre, günde 5000 litreden fazla kanı devir daim eder. Bu emsalsiz pompanın düzenli ve aralıksız çalışabilmesi için muhakkak ki bazı ihtiyaçları vardır.
İstirahat: Sürekli yüksek tempoda çalışmak kalbin pompa fonksiyonunu devam ettirebilmesi için bazı yapısal değişikliklere (adaptasyona) uğramasına neden olur. Bu değişimler ilerde kasılma ve gevşeme bozukluğu ve kalp yetmezliği riskini artırabilir. Düzenli istirahat bu riski azaltır.
Spor: Düzenli yapılan aerobik egzersiz kalbin anormal durumlara karşı daha atik olmasını, kanlanmasının artmasını sağlar. Haftada mümkün ise 3-4 defa yarım saatten az olmamak koşulu ile bisiklet sürmek, yüzmek veya tempolu yürüyüş (bunların hepsi Silifke şartlarında yapılabilir) kalbin spor gereksinimini sağlar.
Kilo Vermek: 60-80 kg’lık birisi için yaratılmış olan kalbi 100 kg’lık bir bünyede çalıştırmak zamanla kalbin kas dokularında istemediğimiz kalınlaşmalara neden olur. İdeal kilomuza uygun diyet ve egzersiz ile ulaşmak bizi bu riskten korur.
Sigara: Vücutta damarın olduğu her yeri kötü etkileyen sigara kalp, üreme organları ve beyin damarlarını en fazla etkiler, kalp krizi, erektil disfonksiyon ve felç/inmeye sebep olur. Son 1 ayda içilen tek kalem sigara dahi bu riski artıracağı için, sigara ve diğer tütünlü mamullerden uzak durmak gerekir.
Diyet: Tüm dünyanın dikkatini çeken ‘Akdeniz Tipi’ beslenme tarzı kalp hastalıkları ve inme riskini belirgin azaltmaktadır. Tuzun azaltılması, rafine şekerin azaltılması, lifli gıdaların tüketilmesi, sebze ve meyve tüketiminin azaltılması, doymuş yağ (margarin) tüketiminin azaltılması, yağlı balık tüketimin artırılması, alkol tüketimin kısıtlanması, fındık tüketimi gibi bölgemizde rahatlıkla başarabileceğimiz bir diyet alışkanlığı ile bu hedefe de ulaşabiliriz. ,
Görüldüğü gibi hastaneye uğramadan, kan tahlili vermeden, ilaca başlamadan bu önlemler ile kalp krizi ve inme riskini yarı yarıya düşürebiliriz. Emin olun ki bunların maliyeti hasta olmanın maliyetinden daha düşük ve konforludur. Hasta olmayı beklemeden yaşam tarzımızda değişiklik yapmaya başlayalım.
Sağlıkla kalın.