SÖKÜN CAMİSİ
1913 yılında yapım aşaması biterek Müslümanların kullanımına açılan Sökün Camisi, yaşıtları olan Taşucu Haliliye Camisi'nden (1908) 5 yıl sonra, Silifke Reşadiye Camisi'nden (1912) ise yalnızca bir yıl sonra kapılarını namaz kılacak olanlara açmıştır. Silifke kent içindeki Alaaddin Camisi ile birlikte birbirine yakın olan 4 eski caminin tümü de tek sesgeleli (minareli) olarak yapılmıştır. Bu camilerden yalnızca Silifke Reşadiye Camisi'nin yapı geleneği gereği kuzey yüzünde olması gereken son gelenler bölümü, kent yolunun giriş kapısı önünden değercesine geçmesinden dolayı iki yana doğu ve batı yüzlerine ayrı ayrı yapılarak eklenmiştir.
Dıştan dışa taban oturumu ölçüldüğünde ana yapısı yaklaşık 12 metreye 12 metre eşit dörtgen, 145 metrekare temel üzerine tek katlı olarak yapılan Sökün Camisi'nin dura eti kalınlığı ölçüsü düşüldüğünde, içeride kalan namaz kılınabilir boşluk yaklaşık 130 metrekare kalır. Çok ilginç bir bilgi gibi dursa da tek katlı olarak yapılmış olan bu camide yapı durumundan dolayı doğal olarak kadınlar bölümü yer almaz. İçeride ölçülen boşluğa erkekler namaz kılmak için yerleştiğinde yaklaşık 200 kişiyi bir anda içeri alabilen bu caminin, dışarıda ilk girişte yer alan yarı açık son gelenler bölümü, kapı eşiğinde bırakılması gereken giriş geçişi boşluğu da düşülerek ek olarak 40 kişiyi daha bir araya getirir. İçeride ve dışarıda namaz kılacak olanları bu sayısal değerlerle birlikte topladığımızdaysa ortaya 240 kişilik bir topluluk çıkar.
Günümüzde Sökün ve Kurutuluş olarak iki ayrı adda ancak gerçekte bitişik duruma gelen bu kırsal yerleşimin olduğu dolayda, yaklaşık 100 yıl önce yapımı biten bu caminin 240 yetişkin erkeği bir araya getirebilmesinden yola çıktığımızda, burada o dönemde yaşayanların sayısıyla ilgili bir varsayımda da bulunabiliriz. Erken yaşta evlilikler ve çok çocuklu çekirdek yapının olduğu o dönemde içinde ergenlerin de olabileceği bu erkeklerin en azından 150 dolayı evliyse, evli erkeklerin sayısını eşleri ve çocuklarıyla çarptığımızda, caminin bu çevrede yaşayan en az 750 ya da 1000 kişilik bir topluluk için yapıldığını söyleyebiliriz. Bu varsayımımızı, 2009 yılında basılmış olan Ahmet Uçar derlemesi eserde, Osmanlı ülkesinin son yüzyılı vergi varlığı bilgileri içinde okuyup edindiğimiz şu bilgiler de destekler. Bu basıma göre 1951 yılında adı Kurtuluş olarak değişen Çetrevilli yerleşiminde çiftçilikle geçinen 87 ev, Sökün yerleşiminde ise 29 ev sayılıp vergiye alınmıştır. Toplam 116 ev sayılan bu dolayda ev başına karı koca ve çocuklardan oluşan altışar kişilik çekirdek yapıların ulaştığı sayı 700 kişiye yaklaşır.
Sökün Camisi'nin eşit dörtgen oturumunu dikdörtgen duruma getiren yarı açık son gelenler (son cemaat) bölümü yapı geleneğine uygun olarak ana yapının kuzey yüzündedir. Caminin bu yüzünde, Taşucu yerleşimi içinde yaşıtı olan Haliliye Camisi'nde birebir örneği görüleceği üzere üç göz boşluk oluşturan iki akbeniz (mermer) dikili taş ve bu taşların dam eteğini alttan desteklediği üst araları atkılı geçiş süslemeyle örülmüş dura alınlığı vardır. 2018 yılında yapılıp 2019 yılında biten bakım onarım yenileme çalışmalarından önce bu dikili taşların yerinde, ilk yapılışına göre sonradan değiştirilip yapıldığı anlaşılan kalıp içi dökme harç (beton) görülmekteydi. Gerçeğine geri dönüş amacıyla yapılan bu yenileme çalışmalarındaysa bu kalıpla düzgün biçimlendirilmiş dökme harç yapay dikili taşlar sökülüp yerine yeni baştan üretim olduklarını çok belli eden akbeniz (mermer) dikili taş ve bu dikili taşların süsleme işçilikli alt ve üst taş başlıkları konulup yerleştirilmiştir.
Dışarıdan bakıldığında tüm yapının taşla örülü olduğu görünen bu caminin dam olarak düzenlenen çatı düzlüğünde ise tek ve küçük ölçekli olsa da yine de bir yumçat (kubbe) vardır. Güney, batı ve girişin sağlandığı kuzey yüzünde ikişer göz tereze (pencere) bırakılan bu caminin diğer yüzlerinden ayrı olarak yalnız doğu yüzünde tek bir tereze vardır, ancak bu yüzde ikinci tereze bırakılması gereken yerde bu kez bir kapı yer alır. Kuzey yüzde ana girişi veren cami kapısı ile doğu yüzde yandan giriş sağlayan kapı ile birlikte bu cami iki girişli olarak düzenlenmiştir. Burada bu iki kapının da içeride yalnızca erkeklerin namaz kılabileceği yere çıkıyor olmasının nedeni günümüz düşünseli ile doğrudan açıklanamaz. Ancak giriş yüzü ve yan yüzde olmak üzere toplam iki kapı ile ilk ve tek katta erkekler bölümüne giriş veren tek cami burası değildir. Yaşıtları olan Taşucu Haliliye Camisi, tıpkı Sökün Camisi gibi içeriye doğu yüzden ikinci girişi ikinci kapı ile verirken, Silifke kent içinde Reşadiye Camisi bu girişi bu kez sağdan kuzey batı yüzden verir. Günümüze ulaşan bu eski camilerin sağ yada sol yüzünde yer alan ikinci kapıların kapalı tutulduğunu ve yine günümüz düşünseli ile bu ikinci kapıların kendi döneminde ne amaçla yapılıp ne için kullanıldıklarını çözümleyemediğimizi belirtmiş olalım. Yine caminin gerek iç gerek dış yüzünden bakıldığında görüleceği üzere, kuzey yüzü dışında kalan üç yüzünde de dam altına denk gelen yerlerde birerden toplam üç yuvarlak oyuk içinde tereze yeri bırakılmıştır. Bu küçük ve yuvarlak tereze yapı geleneğini yine Taşucu Haliliye Camisi'nde görebilmekteyiz. O dönem taş yapılarında sıkça bulunan ve dam suyu akarını yapının dış durasına değdirmeden yüksekten yer düzeyine düşürüp akıtmaya yarayan su oluğu saçakları vardır. Bu su oluğu saçaklara tanık olduğumuz Kilis yöresinde çörten deliği adı verilir. Çörten ise Ermenice çur + ortan / su + oluk sözcüklerinin birleşiminden Türkçe'ye evrilimiyle gelmiştir. Ancak bu sözcüğün Silifke yöresinde kullanıp görüp görmediğini de bilememekteyiz. Yine Kilis dolayında bu su saçaklarına demir zincir bağlanıp yere değene değin sarkıtıldığını da biliyoruz. Bunun nedeniyse damdan akan suyun zincir üzerinde ona tutunurcasına akarak çevreye uçuşmadan yere inişini sağlamaktır. Bu yapı uygulamasının Sökün Camisi'nde kullanılıp kullanılmadığını, günümüze zincir izi kalmamasından dolayı bilemiyoruz.
Yukarıda Silifke Reşadiye Camisi için anlatım yaparken orada sağ yüzü kuzey batı olarak adlandırıp değerlendirmemizin nedeni, Kıble yönünün kaymış olmasıdır. Silifke içinde yer alan Alaaddin ve Reşadiye Camileri ile birlikte Taşucu Haliliye Camisi'nde de görünen bu kıble yönü kayması, ilginç olarak Sökün Camisi'nde görünmez. Bu özelliği ile Sökün Camisi'nin yapımında çalışan usta ellerin ölçümlerini yanılgısız olarak yaptıklarını söyleyebiliriz. Yine ilginizi çekecek başka bir ölçüyü verecek olursak, Sökün Camisi'nin İslam yönelişinde ilk kıble olan Filistin'in Kudüs kenti içinde kalan Mescid-i Aksa / Al-Aqsa Camisi'ne uzaklığını kuş uçuşu 520 km, Mekke kenti içinde yer alan kesin ve son kıble konumu Kabe'ye ise kuş uçuşu 1754 km uzaklıkta olduğunu ölçtüğümüzü de belirtmiş olalım.
Sökün Camisi'nin 2018-2019 yılında sürüp biten bakım onarım yenileme çalışmalarından önce çektiğimiz görüntülerde, caminin ikinci giriş verilen doğu yüzünde dama çıkan basamaklar olduğunu görürüz. Bu eklentinin yapının ilk yapım döneminden sonra yapıldığı çok açıktır. Caminin batı yüzünde ise yarı açık son gelenler bölümünün sağında sesgele yükselir. Sesgelenin alt bölümü şişkin biçimde yaklaşık 3 metre yükseklikteyken sonradan incelerek dümdüz biçimde göğe doğru yükselmiş olur. Silifke kent içinde Alaaddin ve Reşadiye ile Taşucu içindeki Haliliye Camisi'nde olduğu gibi Sökün Camisi'nin de sesgelesi (minaresi) tek dolangılı (şerefeli) olarak yapılmıştır. Ne denli Alaaddin Camisi için çok daha eski olduğu söylense de onun da sesgelesinin sonradan yapılmış olabileceği kuşkusu bu diğer camilerin görüntüsüne bakılarak kestirilebilir. Cami ana yapısı yerden yaklaşık 8 metre gibi yükseğe ulaşırken, sesgelenin yüksekliği yine yaklaşık 14 metre olarak ölçülür.
Göksu Irmağı'nın Taşeli Dağları doruklarından doğup ve bu dağların eteklerinden taşıyıp binlerce yıllık süreçte getirdiği çökeltilerle oluşturduğu Göksu Ovası'nın ortasında yer alan Sökün yerleşimi, denizden en çok 10 metre yükseklikte konumlanmış olur. Bu ova yerleşimi içinde yer alan Sökün Camisi de, yukarıda sözünü ettiğimiz camiler olan ve batısında kalan Taşucu Haliliye Camisi'ne kuş uçuşu 11,5 km, kuzeybatısında konumlanan Silifke kent içi Alaaddin Camisi'ne 8,5 km, Silifke Reşadiye Camisi'ne ise 8 km uzaklıkta ölçülür. Yine bu cami, doğusundan akan Göksu Irmağı'nın en yakınından geçtiği yere 1270 metre, güneyinde kalıp günümüzde Dalyan olarak bilinen yarı tuzlu suyu olan gölün Hurma yerleşimi yakınındaki en yakın kıyısına 3,4 km ve son olarak en yakın deniz kıyısı olan bu tuzlu su gölünün denizle kucaklaştığı kumsala (Akdeniz) 4,5 km uzaklıkta ölçülmüş olur.
2019