Silifke'de düş kurup bu güzel düşlerin gelecek kuşaklar açısından birer ışık yakmasını dileyen bir çok değerli yazarımız oldu... Onlardan aldığımız ışık ve aydınlanma ile dünün gençleri olarak biz de bir çok kez kendi düşlediğimiz güzellikleri daha önce başka yerlerde yada ortamlarda da olsa yazıya alıp yayınladık... Aradan yıllar geçti, yerel yönetimin başına geçmek isteyen bir çok aday adayı, bu parlak düşünceleri alıp görsel tasarımlara oturtarak seçilebilmek için kendilerine bir kazanç çıkarmaya çalıştılar... Çok doğaldır ki en azından ülkemiz açısından bunun böyle olması gerekiyordu, düşünenler yazacak yönetime aday olanlar ise seçimi kazanmaları durumunda bunları yaşama geçireceklerdi... Geride bıraktığımız bir kaç on yılda bu güzel düşlerimizin bir çoğu seçim yarışlarında kullanılmasına karşın gerçekleşmedi, üstüne üstlük bizim gibi bu konuları yazanlar o dönemde yakın arkadaşlarımızca küçümsenip yazılarımız ve kişiliklerimizle dalga da geçildi...   Üzüldük, süzüldük, değersizleştirildikçe yazmaktan geri çekildik... Beş yıl, on yıl geçti derken sonrasında kendi külümüzü üfleyip içimizdeki közü yeniden alevlendirmek için bizi silkeleyip ateşlemek isteyen değerli büyüklerimiz oldu... İşte bu itici güçle biraz ucundan Silifke ile ilgili düşlerimizi yazmaya adım atalım dedik bu yazı ile... Şunu unutmayalım ki yapmak oluşturmak belki on yıl, yıkmak ise yalnızca bir an bir gün süren çok acı verici olaylar ve durumlar yaşanmıştır yeryüzünde... Yapılanlara değer vermek saygı duymak adına Silifke'ye artı değer katan tüm başkanlar ile yerel yönetimde birlikte çalışıp üreten kim varsa emeklerinden dolayı onları kutlamak gerekirken, yapılan o işlerin yanına yeni değerleri düşleyip eskisinin üzerine bu düşlerimizi oturtmak için de bizim yaşadığımız kent ile gezip tozduğumuz ve ekmeğini yediğimiz yöremize karşı sorumluluğumuz var... Konuları yada kişileri eleştirirken bu eleştirinin yapıcı yönü ile yıkıcı yönü olabileceğini unutmamalı, yıkmak yerine yapıcı onarıcı düşüncelerle konuları nasıl birer kazançlı değere ve işe ilerletmenin amacında olmalıyız... Sonuç olarak kazanan, yöremiz ile toplumumuz olsun, yaşam düzeyimiz yükselsin amacıyla tutumlarımızı belirlemeliyiz... 2010 yılında düşünsel temelini atıp bir kaç yıl sonrasında yerel basında yazdığımız kent ve yöre yararı odaklı düşüncelerimizi yazdığımız konuların ardından, 2016 yılında kurduğumuz sanal tanıtım kuruluşu Just in Silifke adı altında Silifke'nin tanıtımı doğrultusunda kent ile birlikte yöremizin barındırdığı olumlu değerleri gün yüzüne çıkartmak için çok sayıda çekimler yaparak yayınlar yaptık... Araştırma konuları da belirleyip yazıp çizdiğimiz bu çalışmalarda onlarca yerinde incelemenin yanı sıra uydu görüntülerini izlemek gibi bir çok yöntemi de deneyimleyip kullanmış olduk... Yaptığımız bu çalışmalarımızın bazıları basıldı, bazıları da sanal ortamda Just in Silifke yayınları üzerinden bizi izleyenlere ulaşmış oldu... Edindiğimiz tüm bilgileri, elimizde olan tüm becerileri kendi olanaklarımız içinde kalarak bir sunuya dönüştürüp bizden yararlanılması için yöreye aktarma yolunda olduk...  İşte bu düşünce alt yapısıyla birlikte belki bizden önceki büyüklerimizin de yazmış olabileceği konularda yerel basın için neler yazdık neler... Şimdi kısaca yıllar önce bazı başlıklar altında yazdığımız bu konuları yeniden anımsayıp belirtelim...  Uluslararası düzeyde önemi olan Silifke Festivali ile ayrı olarak o dönem Taşucu'nda da var olan yerel yönetimin düzenledikleri şenliklerin daha görkemli bir yerde yapılıp kutlanması için iki ayrı gösterimlik (amfi tiyatro) yapısı oluşturulması gerektiği... Silifke kent içinde Taşköprü'nün doğu yakasından kalkıp ırmak üzerinde geçip kaleye çıkmaya yarayan bir teleferik yapılması, teleferiğin varacağı konumda kentin izlenip çay içilebilecek bir işletmenin (seyir terası) açılması... Camikebir Mahalesi'ne Amasya Evleri görünümünün kazandırılması için eski Silifke yada  genel tanımla geleneksel Türk evleri yapım izninin verilmesi... Camikebir ile Bucaklı Mahallesi'nin ırmak keyi boyunca ilerleyen kıyı çizgisi üzerinde araç geçişine kapalı yalnızca atlı araçların kullanılacağı eskiyi çağrıştıran bir gezi yolunun düzenlenmesi... Bu yolun keyi boyunca ırmak içinde Suriye Hama kentinde örnekleri olduğu üzere dev su değirmeni çarklarının yapılması... Irmakta su akış eğiminin taş köprü ile su tutağı (baraj) arasında dengelenip yavaşlatılarak içinde sandalların gezme olanağının sağlanması, gibi yazılar yazdık... Kent dışı ile ilgili yazdığımız konuları başka bir yazıda anımsamak üzere onları bir yana bırakırsak şimdi geçmişte yarım bıraktığımız kurgusal düşlerimize küçük bir ekleme yapalım izninizle...  Yaptığımız ölçümlerde toplam uzunluğu 7,5 km olacak, eski yerel yönetim başkanlarımızdan Mustafa Turgut döneminde yapılmış olan Atatürk Köprüsü'nü başlangıç konum alıp su tutağı deyimini kullandığımız baraja değin ırmak keyinin iki yakasında araç geçişlerine kapalı, yalnızca yürüyüş ile bisiklet kullanımına olanak tanınacak bir yol açılıp düzenlenmesi, kentte yaşayanların günlük yürüyüş yada gezi etkinliklerini sağlıklı karşılayacakları çok güzel bir uygulama olacaktır...  Yine yaptığımız bir başka ölçümde toplam alanı doruğu ve etekleri ile birlikte yaklaşık 400 dönüme ulaşan kale tepesinin, 160 dönüm yer kaplayan çam ağaçlarıyla örtülü kuzey ile batı yamaçlarına ek olarak, çıplak ve çirkin görünen 200 dönüm yer kaplayan güney ile doğu eteklerinin de ağaç dikilerek yeşillendirilmesi düşünülmeli, bu yönde yapılacak çalışmanın önüne konulacak kurumsal engellemelerin aşılması da yerel yönetimce sağlanmalıdır... Yatırım giderleri küçük olacak bu iki küçük çalışma ile Silifke daha yaşanılabilir bir özellik kazanacaktır... Bu düşüncelerimizin arkasından yenilerini bir sonraki yazımızda ele almak üzere sağlıcakla kalın dileklerimizi iletiyoruz...