SİLİFKE’DE FINDIK YETİŞTİRİCİLİĞİ YAYGINLAŞIYOR!

Yaşam 06.09.2022 - 16:58, Güncelleme: 24.11.2022 - 01:59 2693+ kez okundu.
 

SİLİFKE’DE FINDIK YETİŞTİRİCİLİĞİ YAYGINLAŞIYOR!

SİLİFKE’DE FINDIK YETİŞTİRİCİLİĞİ YAYGINLAŞIYOR! NEDEN OLMASIN Kİ? Aytaç KURTUBA’NIN KALEMİNDEN SİLİFKE’DE FINDIK… Geçtiğimiz günlerde annem ve kardeşimle birlikte Gökbelen'e doğru gezelim dedik... Yörükler boşuna göçmezmiş, sıcakta durulacağı mı var... Taşucu'nun bunaltıcı sıcağından kaçıp biz de çıktık yaylaya... 24 yıldır Taşucu'nda otururuz, kökümüz Kilis olsa da Silifke'de geçen bu uzun yıllar içinde daha yaylalık bir evimiz olsun düşüncesine kendimizi eriştiremedik... Böyle olunca da bir yaylamız yok Silifke'de...   Oysa Silifkelilerin çok güzel yaylaları var... Geçmişten günümüze anlatılır, özellikle Taşuculuların yaylası Gökbelen'dir... Gökbelen'in yanında Balandız, Çaltı, Cumhuriyet Alanı gibi yayla yerleşimleri de o dolayda ilgi gören yerlerden... Gökbelen'e vardığımızda sanki biraz Taşucu biraz da Silifke buraya taşınmış gibiydi...   Yaşadığımız Taşucu ve Silifke'ye göre burası küçük bir kentçik ölçeğinde... İçinde gereksinim duyabileceğiniz birçok alışverişlik yer, size burada kalmanız konusunda büyük kolaylık sağlıyor...   Bu arada buraya yakın olan komşu kırsal yerlerden de gelenler olup, oralarda tarlalarında avarlarında yetişen ürünlerini getirip burada, Gökbelen'in ortasında çınar ağaçlarının gölgelediği alanda satışlarını yapabiliyorlar... Adımımızı attığımızda annemin ve kardeşimin çok sevdiği Gökbelen içinde, buralarda 24 yıldır yaşamış olmamın getirisiyle birçok tanıdığım kişi ile karşılaşıp sıcak karşılanmalarla karşılaşıyorum, Kucaklaşıyorum...   Sıradanlaşan gündelik yaşam içinden sıyırılıp burada küçücük yerde bunca tanıdığımı görüp yakınlıklarını, sevgilerini görünce nasıl benimsendiğimi anlayıp mutlu oluyorum gerçekten...   Yolda beni görüp, “aaa çabuk gel Fatma ablan seni görünce çok sevinecek” diyen sevgili Adnan Apaydın ağabeyim ile eşi sevgili Fatma ablam, sevecen öğretmenimiz Mahmut Dur ağabeyim ile becerikli eşi Gülten ablam, çok değerli büyüğümüz bilgi ağacımız Rıfat Karaduman, toplumsal konularda bir duyarlılık örneği olan Harika Levent, genç yaşında başarılarıyla övünç duyduğumuz Enver Usca, kucak dolusu sevgisi ile konuksever Kemal Evlice, Tahtacı geleneğinin baş danışılanı Celal Necati Üçyıldız, büyük emeklerle elindeki avcundakini Silifke'nin değerlerini toplamaya girişen Kerim Parlatan, Seka'da çalışma yaşamımdan değerli ustalarım, Gökbelen'e bu gelişimin büyük bölümünde yanımda olup beni olağanüstü ilgisi ile gezdiren Rıfat Yörük ağabeyim... Tüm tanışlar, değerler bir olmuş Gökbelen'de yaylamaktaydı... Bu arada Taşeli Kültür ve Sanat Derneği'nde yıllarını Silifke'ye vermiş Metin Kömbe ağabeyimiz ile sevgili eşi İmdat ablamız da Gökbelen'de yaylıyorlar da ben kendimi ayarlayıp evlerini bulup uğrayamadım, özür dilerim... İşte böyle bir günün özeti...   Adını ilk andığım Adnan Apaydın ağabeyim beni görünce, eşi Fatma ablamın da beni görmesi için tuttu kolumdan evine iletti beni... Fatma abla çok sevinçli, ben de... Son üç yıla yayılan salgın sürecinde yalnızca yazın kalınan yaylada kışın da kalmışlar, soğukta odun yakıp kar yağarken ısınmışlar burada... Ne güzel dedim... FINDIK ÖNÜMDE! Oradan buradan konuşurken birden önüme fındık koydular, o da ne! Nereden buldunuz yeşil kabuğuyla bu fındığı, dedim... Evin çevresinde fındık çok demezler mi! Nasıl olur ya!. Gökbelen içinde Rıfat Yörük ağabeyimizin gösterdiği üzere bir kaç doğal su kaynağı var olup, bu kaynaklar Gökbelen içinden geçip akarak küçük birer çay olup Göksu Irmağı'na kavuşmak üzere yol alırlarmış... Doruğu ak kayaç yüksek yeşil tepelerin gölgesindeki bu evlerin altından şırıl şırıl su akıyor... Yamaçlar öylesine yeşil ki Akdeniz sıcağı yerini yer yer Karadeniz serinliğine bırakıyor burada...   Öyle olunca da Karadeniz Bölgesi'ne özgü bildiğimiz fındık için burası çok elverişli bir serinlikle yetişmesine olanak sağlıyor... Yıllar sonra dalından yeni koparılmış fındık gören ben, avuç avuç fındık görüntüsü çekmeye başlıyorum... Gökbelen gezisi sonrası akşam eve vardığımda daha o yorgunluğumu dinlendirmeden, olanca sevincimle fındık ile birlikte Gökbelen görüntülerini yayınlıyorum sanal ortamdan...   6 yıldır tanıtım çalışmalarımı sunduğum, eski adı 'Just in Silifke' , yeni adı 'Silifke İlçemiz Taşeli Yöremiz' olan yayın ağımda, bu fındık konusuna değindim...  Gökbelen'de görüp çok şaşırdığım için yazıp çizdiklerimle Silifke'de fındık yetişiyor diye bar bar bağırıyorum sanki...    Ertesi gün konuyu gören birçok sanal ortam izleyenim ekledikleri yorumlarında, Seyranlık'ta da var, İmamlı Meydan'da da var, Yeniçıktı'da da var, Kavak'ta da var, Mara'da da var, Gülnar Bardat'ta da var... Fındıkpınarı Yaylası'nda da var ki adını ondan alıyor doğal olarak demesinler mi?.. Kalakaldım öyle, demeyeceğim... Evet, Silifke'de bunca yerde fındık olduğunu ben geç öğrendim gerçekten, ancak kıvırmak için değil de konuyu şuraya taşıyacağım için yazıyorum... Eskiden Silifke kırsalında çıtlık, menengiç ağaçları da çoktu, sonra ne oldu Kilisli bir amca bundan belki 70-80 yıl önce Nuru'ya Antepfıstığı aşısını getirdi, ağaca aşıladı, günümüze varıldı, o kırsalda Antepfıstığı gelir elde edilen önemli bir değere yükseldi...   Ben de diyorum ki tarım konusunda uzman kuruluş ile çalışanlarımız fındık üretimi ile bu üretimden yüksek gelir elde edilecek çalışmaları Silifke 'de başlatabilirler mi?   Antepfıstığından sonra sırada Silifke fındığı da olabilir mi?.. Neden Olmasın ki?

SİLİFKE’DE FINDIK YETİŞTİRİCİLİĞİ YAYGINLAŞIYOR!

NEDEN OLMASIN Kİ?

Aytaç KURTUBA’NIN KALEMİNDEN SİLİFKE’DE FINDIK…

Geçtiğimiz günlerde annem ve kardeşimle birlikte Gökbelen'e doğru gezelim dedik... Yörükler boşuna göçmezmiş, sıcakta durulacağı mı var... Taşucu'nun bunaltıcı sıcağından kaçıp biz de çıktık yaylaya...

24 yıldır Taşucu'nda otururuz, kökümüz Kilis olsa da Silifke'de geçen bu uzun yıllar içinde daha yaylalık bir evimiz olsun düşüncesine kendimizi eriştiremedik... Böyle olunca da bir yaylamız yok Silifke'de...

 

Oysa Silifkelilerin çok güzel yaylaları var... Geçmişten günümüze anlatılır, özellikle Taşuculuların yaylası Gökbelen'dir... Gökbelen'in yanında Balandız, Çaltı, Cumhuriyet Alanı gibi yayla yerleşimleri de o dolayda ilgi gören yerlerden...

Gökbelen'e vardığımızda sanki biraz Taşucu biraz da Silifke buraya taşınmış gibiydi...

 

Yaşadığımız Taşucu ve Silifke'ye göre burası küçük bir kentçik ölçeğinde... İçinde gereksinim duyabileceğiniz birçok alışverişlik yer, size burada kalmanız konusunda büyük kolaylık sağlıyor...

 

Bu arada buraya yakın olan komşu kırsal yerlerden de gelenler olup, oralarda tarlalarında avarlarında yetişen ürünlerini getirip burada, Gökbelen'in ortasında çınar ağaçlarının gölgelediği alanda satışlarını yapabiliyorlar...

Adımımızı attığımızda annemin ve kardeşimin çok sevdiği Gökbelen içinde, buralarda 24 yıldır yaşamış olmamın getirisiyle birçok tanıdığım kişi ile karşılaşıp sıcak karşılanmalarla karşılaşıyorum, Kucaklaşıyorum...

 

Sıradanlaşan gündelik yaşam içinden sıyırılıp burada küçücük yerde bunca tanıdığımı görüp yakınlıklarını, sevgilerini görünce nasıl benimsendiğimi anlayıp mutlu oluyorum gerçekten...

 

Yolda beni görüp, “aaa çabuk gel Fatma ablan seni görünce çok sevinecek” diyen sevgili Adnan Apaydın ağabeyim ile eşi sevgili Fatma ablam, sevecen öğretmenimiz Mahmut Dur ağabeyim ile becerikli eşi Gülten ablam, çok değerli büyüğümüz bilgi ağacımız Rıfat Karaduman, toplumsal konularda bir duyarlılık örneği olan Harika Levent, genç yaşında başarılarıyla övünç duyduğumuz Enver Usca, kucak dolusu sevgisi ile konuksever Kemal Evlice, Tahtacı geleneğinin baş danışılanı Celal Necati Üçyıldız, büyük emeklerle elindeki avcundakini Silifke'nin değerlerini toplamaya girişen Kerim Parlatan, Seka'da çalışma yaşamımdan değerli ustalarım, Gökbelen'e bu gelişimin büyük bölümünde yanımda olup beni olağanüstü ilgisi ile gezdiren Rıfat Yörük ağabeyim... Tüm tanışlar, değerler bir olmuş Gökbelen'de yaylamaktaydı... Bu arada Taşeli Kültür ve Sanat Derneği'nde yıllarını Silifke'ye vermiş Metin Kömbe ağabeyimiz ile sevgili eşi İmdat ablamız da Gökbelen'de yaylıyorlar da ben kendimi ayarlayıp evlerini bulup uğrayamadım, özür dilerim...

İşte böyle bir günün özeti...

 

Adını ilk andığım Adnan Apaydın ağabeyim beni görünce, eşi Fatma ablamın da beni görmesi için tuttu kolumdan evine iletti beni... Fatma abla çok sevinçli, ben de... Son üç yıla yayılan salgın sürecinde yalnızca yazın kalınan yaylada kışın da kalmışlar, soğukta odun yakıp kar yağarken ısınmışlar burada... Ne güzel dedim...

FINDIK ÖNÜMDE!

Oradan buradan konuşurken birden önüme fındık koydular, o da ne! Nereden buldunuz yeşil kabuğuyla bu fındığı, dedim... Evin çevresinde fındık çok demezler mi! Nasıl olur ya!.

Gökbelen içinde Rıfat Yörük ağabeyimizin gösterdiği üzere bir kaç doğal su kaynağı var olup, bu kaynaklar Gökbelen içinden geçip akarak küçük birer çay olup Göksu Irmağı'na kavuşmak üzere yol alırlarmış... Doruğu ak kayaç yüksek yeşil tepelerin gölgesindeki bu evlerin altından şırıl şırıl su akıyor... Yamaçlar öylesine yeşil ki Akdeniz sıcağı yerini yer yer Karadeniz serinliğine bırakıyor burada...

 

Öyle olunca da Karadeniz Bölgesi'ne özgü bildiğimiz fındık için burası çok elverişli bir serinlikle yetişmesine olanak sağlıyor... Yıllar sonra dalından yeni koparılmış fındık gören ben, avuç avuç fındık görüntüsü çekmeye başlıyorum...

Gökbelen gezisi sonrası akşam eve vardığımda daha o yorgunluğumu dinlendirmeden, olanca sevincimle fındık ile birlikte Gökbelen görüntülerini yayınlıyorum sanal ortamdan...

 

6 yıldır tanıtım çalışmalarımı sunduğum, eski adı 'Just in Silifke' , yeni adı 'Silifke İlçemiz Taşeli Yöremiz' olan yayın ağımda, bu fındık konusuna değindim...  Gökbelen'de görüp çok şaşırdığım için yazıp çizdiklerimle Silifke'de fındık yetişiyor diye bar bar bağırıyorum sanki... 

 

Ertesi gün konuyu gören birçok sanal ortam izleyenim ekledikleri yorumlarında, Seyranlık'ta da var, İmamlı Meydan'da da var, Yeniçıktı'da da var, Kavak'ta da var, Mara'da da var, Gülnar Bardat'ta da var... Fındıkpınarı Yaylası'nda da var ki adını ondan alıyor doğal olarak demesinler mi?..

Kalakaldım öyle, demeyeceğim... Evet, Silifke'de bunca yerde fındık olduğunu ben geç öğrendim gerçekten, ancak kıvırmak için değil de konuyu şuraya taşıyacağım için yazıyorum... Eskiden Silifke kırsalında çıtlık, menengiç ağaçları da çoktu, sonra ne oldu Kilisli bir amca bundan belki 70-80 yıl önce Nuru'ya Antepfıstığı aşısını getirdi, ağaca aşıladı, günümüze varıldı, o kırsalda Antepfıstığı gelir elde edilen önemli bir değere yükseldi...

 

Ben de diyorum ki tarım konusunda uzman kuruluş ile çalışanlarımız fındık üretimi ile bu üretimden yüksek gelir elde edilecek çalışmaları Silifke 'de başlatabilirler mi?

 

Antepfıstığından sonra sırada Silifke fındığı da olabilir mi?..

Neden Olmasın ki?

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 blossomtips.com