ÇED TOPLANTISI GÜVEN-LİK-SİZ ALANA TAKILDI!

Taşucu Mahallesinde yapılmak istenen "Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı" projesinin Halkı Bilgilendirme Toplantısı ikinci kez yapılamadı. Toplantının güvenliği için toplantıya katılmak isteyenlerin üzeri aranırken, toplantı yerinin güvenliğe uygun olmadığını güvenlik güçlerini ileten MERÇED Silifke Şube Başkanı Av. Ayşe Doğan, projenin tanıtımı için seçilen yerin cam içki şişeleri, bardaklar, kesici aletler olan, büyük kısmı ruhsatsız olması nedeni ile burada toplantı yapılmasının mümkün olmadığını açıkladı.

Sesimiz Haber Merkezi Taşucu halkı, balıkçılar, Taşucu Eğitim ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Sivil Toplum Örgütleri, CHP, İYİ Parti yöneticileri, CHP Gençlik Kolları ve çevreye duyarlı geniş bir topluluk toplantı alanında bir araya geldi.   KOMİK! Toplantıya katılmak için katılımcıların üzerinin emniyet güçlerince aranmaya başlandığı anda, MERÇED Silifke Şube Başkanı Av. Ayşe Doğan, projenin tanıtımı için seçilen yerin cam içki şişeleri, bardaklar, kesici aletler olan, büyük kısmı ruhsatsız olması nedeni ile burada toplantı yapılmasının mümkün olmadığını açıkladı. Doğan, bu durumu traji komik olarak yorumladı. Bu durumu göz önünde bulunduran güvenlik güçleri yaptıkları temaslar sonrası, güvenlik gerekçesi ile toplantının iptal edildiğini duyurdu. Toplantının iptali bir tutanak tutularak imza altına alındı. BU PROJEYE KARŞIYIZ MERÇED Şube Başkanı Av. Ayşe Doğan toplantının iptal edilmesinin ardından yaptığı açıklamada; “Bugün burada bulunan parti temsilcilerimiz, balıkçılarımız, sivil toplum örgütlerimizin temsilcileri, halkımızla birlikte; doğa ile bütünleşmiş yerel-butik turizm ve alış veriş geleneğine sahip olan Taşucu’nda bu geleneği bozacak, Taşucu esnafını ekonominin dışına itecek, balıkçılara barınma alanı bırakmayacak proje kapsamında Taşucu sahilinde yapılması planlanan yapılarla, deniz ile Taşucu’nun bağını koparacak olan, halkı değil sermayeyi gözeten bir proje uygulanmak istenmektedir. Bizler bu projeye hayır diyoruz. HALKIN GÜVENLİĞİ YOK Bugün burada bir kez daha gördük ki; halkın güvenliği hiçe sayılıyor. Toplantı düzenlenecek alanın bir kısmı ruhsatlı değil, bardaklar, şişeler, kesici aletlerde dolu olan bir mekan. Halkın güvenliği düşünülmüş olsaydı böyle bir mekanda toplantının yapılması uygun görünür müydü? VATANDAŞIN YARARLANACAĞI BİR PROJE DEĞİL ÇED dosyasında bulunan projede mevcut balıkçı barınağı DENİZ ALANI olarak belirtildikten sonra mevcut Taşucu Limanı ile Sahil Güvenlik Komutanlığının kullandığı tali mendireğin sahil kısmında bulunan ve şu anda Silifke Belediyesinin düzenleme çalışması yaptığı alanı da kapsar, şekilde yola kadar olan bölüm Yat limanı projesi alanına dahil edilmiş ve bu alanda Yönetmelikte belirtilen yatçılar için sosyal tesisler, konaklama alanları, banka, alış veriş yerleri gibi tesislerin yapılacağı belirtilmiş, bu alandan vatandaşlarında yararlanacağı ileri sürülmektedir ancak gerçek bu değildir. KAMU YARARI TAŞIMIYOR Bu projede, sahil kesiminde yatçıların ihtiyaçlarını karşılamak için lüks ve pahalı alanlar ve kullanımlar oluşturulacağı, etrafı çevrili bu alanın hem fiziksel hem ekonomik nedenlerle Taşucu halkından kopuk olacağı, Taşucu esnafının ekonomisini tamamen baltalayacağını ve esnafın büyük maddi zarara uğrayacağı açıktır. Kamu yararı taşımayan bu projeye karşıyız.” İPTAL KARARINI ÖRNEK GÖSTERDİ Tersane ile ilgili ÇED iptal kararını da bilgi açısından paylaşan Doğan, “Taşucu'nda yapılmak istenen, ancak Mersin Çevre Ve Doğa Derneği tarafından açılan dava ile ÇED Olumlu kararı iptal edilen tersane dosyasından alıntı aktarmak istiyorum sizlere… "İmar planlarının yargısal denetimi sırasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı kriterlerinin yanı sıra özelliği itibariyle imar planının bütünlüğü, genel yapısı, kapsadığı alanın nitelikleri ve çevrenin korunması gibi olgular nedeniyle “ÜSTÜN KAMU YARARI” ilkesinin gözetilmesi zorunludur. Uyuşmazlık konusu olayda yapılması düşünülen tersaneye ilişkin imar planının şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı, Göksu Deltasına, Özel Çevre Koruma Bölgesine, Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınan sulak alanlara, çevrenin ekolojik dengesine olumsuz etkisinin olacağı bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olduğundan, ÇEVRENİN KORUNMASINDA ÜSTÜN KAMU YARARI OLDUĞU ve dava konusu imar planları ile bu plana dayalı olarak tesis edilen işlemlerde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denilmiştir. Altını çizerek söylemek gerekirse, kirli teknoloji ürüten bir yatırıma karşı Çevrenin Korunmasında üstün kamu yararı vardır ve biz çevrenin korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.