Müftü Doğru’dan Ramazan açıklaması
Sesimiz Haber Merkezi
Mübarek Ramazan ayına yaklaşırken, Silifke Müftüsü Dr. Mehmet Seri Doğru, Ramazan ayının maneviyatı ile ilgili açıklamalar yaptı.
Doğru açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş olan bir Ramazan ayına daha kavuşacak olmanın huzurunu yaşamaktayız. 10 Mart 2024 Pazar günü ilk teravih namazını kılacak, 11 Mart 2024 Pazartesi gecesi ilk sahura kalkacağız. Bu mübarek ayın şahsımız, ailemiz, memleketimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, her yıl Ramazan ayında toplumsal duyarlılığı artırmak amacıyla önemli bir temayı kamuoyunun gündemine taşımakta ve belirlenen tema, etraflı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu bağlamda 2024 yılı Ramazan teması “Ramazan ve Ahiret Bilinci” olarak belirlenmiştir. Dünya hayatı, esasında ahiret için bir yolculuk serüveni, ahiret ise dünyanın intizamı için vazgeçilmez bir zorunluluktur. İnsan, ahiretini dünyadaki imanı, kulluğu ve ahlakla süsleyen değerli davranışlarıyla, dünyasını da ahirete olan muhkem inanışıyla anlamlandırıp imar eder. Bu bağlamda Ahiret bilinci insana, dünya ve ahiret hayatını bir bütün olarak değerlendirip dengeyi sağlama, ahiretin tarlası olan dünya hayatını istikamet üzere idame ettirme, hesap ve muhasebe bilincini diri tutarak ahlaki olgunluğa erme gibi güzellikler kazandırır.
Ahiret bilincine sahip olan insan, mutlak adaletin tecelli edeceği ve yapılan hiçbir iyilik ve kötülüğün karşılıksız kalmayacağı inancıyla davranışlarına yön verir. Sorumluluk duygusunu güçlendirerek, ebedi mutluluğu elde edebilecek fiillere yönelir.
Hz. Peygamber (s.a.s)’in “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kişi ya hayır söylesin ya da sussun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kişi komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kişi misafirine ikram etsin.” (Buhârî, Rikâk, 23) hadis-i şeriflerinde de buyrulduğu üzere ahiret bilincinin, insanın bireysel ve toplumsal davranışlarına yön veren; Allah, diğer insanlar ve tüm varlık alemiyle olan hukukuna etki eden önemli bir esas olduğunu göstermektedir.
Ahiret bilinci, insana bütün davranışlarını ulvi bir gaye için yaptığını aşılayan, onun hayatını anlamlandıran, ilahi mesajıyla bu dünyanın sonrasında bizleri bekleyen bir hayatın olduğunu sağlayan bir şuurdur. Ahiret bilinciyle yaşayan bir Müslüman, kötülüklerden uzak durur. Dünya hayatını paylaşma, yardımlaşma gibi salih ameller ile doğruluk, merhamet gibi ahlaki ilkeler üzerine inşa eder.
Ahiret bilinci, insana aşırılıklardan uzak durmayı, ölçülü ve tutarlı hareket etmeyi öğretir. Kin, haset, düşmanlık, nefret gibi kötü duyguların esiri olmaktan kurtulmaya; affetme, bağışlama, hoş görme gibi güzel davranışlara yönelmeye vesile olur. Böylece insan kendisi, ailesi ve çevresi ile güzel ahlak ilkeleri doğrultusunda yaşayarak toplumsal huzura katkı sunar. Ahiret bilincini şiar edinen bir insan, erdemli ve ahlaklı olmaya, hak ve hukuka riayet etmeye, başkalarına saygı göstermeye, kısaca yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmeye gayret eder.
Ahiret bilincine sahip bir toplum, insanlığa örnek olma özelliğine sahip bir toplumdur. Kuşkusuz insan, dünyadayken yaptıklarıyla ahiret hayatını kazanacak veya kaybedecektir. Bu açıdan dünya ve ahireti ayırmak mümkün değildir. Kişi ancak ahiret bilinciyle dünya hayatına yön verecek ve orayı yaşanılır bir yer haline getirebilecektir. Dolayısıyla dünya ahiret dengesini unutmadan bir hayat yaşamak önem arz etmektedir. İşte Mübarek Ramazan ayı, gündüz tutulan oruçlarla, geceleyin kılınan teravihler, okunan Kur’an mukabeleleri ve verilen sadakalarla bir Müslümanın en önemli ahiret azığını oluşturacak manevi bereketi üstün bir aydır. Bu ayı fırsat bilerek hareket etmeli, en kısa bir anını bile boşa geçirmemeye özen göstermeliyiz.”